Güzel bir bayram geçirdik, geçmiş bayramımız mübarek olsun. Allah tüm insanlığa hayırlara vesile etsin. Bayramda Güneydoğu'ya gittim. ‘Ne öğrendin?’ derseniz 50 yıl önce bizim çocukluğumuzdaki insanlığı gördüm. Daha önce de gitmiştim, ama bu sefer daha net gördüm. Tarımın bu memleket için ne kadar önemli olduğunu ve devletin Organize Sanayi Bölgelerinden ziyade rahmetli Özal'ın, Demirel'in, Erbakan hocanın projesi olan GAP projesinin önemini gördüm. Urfa’da, Mardin'de Diyarbakır'da o Mezopotamya'da Harran ovasında hayata geçmesi durumunda, bırakın Türkiye'yi bütün dünyayı besleriz. Düzce'de de tarım alanları Organize Sanayi Bölgesi hesabıyla beraber talan edilmesin. Tarımda mutlak ve mutlak Düzce'de ciddi adımlar atılması lazım. Organize Sanayi Bölgesi genişleyecekmiş. Genişlemesin. İstanbul-Ankara gibi metropolün ortasında bu kadar verimli topraklarda fevkaladenin fevkinde tarım ürünleri üretiriz.

Mayıs ayında Düzce'de bir değişim var. Mayıs ayında AK Parti İl Kongresi, ilçe kongreleri yapılacak. Bu anlamda seçimlerin sonucunda gelinen noktada Türkiye'de, Cumhuriyet Halk Partisi 1. parti oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız da Özgür Özel’e ‘Kapı açık.’ dedi. Demokratik bir yaklaşım oldu. İnşallah memleket için hayırlı olur. Cumhurbaşkanımız bu memleketi hakikaten seviyor. Ben birçok konuya vakıf olmakla beraber, günde 4- 5 saat anca uyuyor ve rahatsız da yani. Kolay değil, günde 20 saat çalışmak ancak taşrada derebeyliğini ilan etmiş partililer var. Küçük dağların hakimi gibi hareket edenler var. Maalesef Düzce'de de bunların örneklerini yaşıyoruz. Herkes yavaş yavaş umudunu kaybetmek üzere. Ak Parti'nin sonu geldi mi? diye. Bu da neyi getiriyor, rantı getiriyor. Menfaati getiriyor. Hani yangından mal kaçırır gibi bir hali getiriyor. Burada sebepsiz zenginleşenler var. Bir vatandaş var, il başkanının yakın arkadaşı hatta milletvekiliyle de tanışıyor. Bu vatandaş arsa alıyor, satıyor. Emlak alıyor, satıyor. Bir varsayıma göre kendi üzerine aldıklarını da başka siyasilerin üzerineymiş.  Bir ihale var bugünlerde. Milli Emlak ihaleye çıktı. Arsa satışı yapacak. Ne kadar ballı, imkanlı arsalar varsa, bizim bu emlakçı arkadaşımızda. Aslında emlakçı değil, fırıncı ama çok iyi takip ediyor. Arsa ve emlak noktasında, çok zafiyeti olan bir yapı var. Akrabasını, etrafını bir yerlere yerleştirip orada ilgilenmek, bilgilenmek ona göre ranta çevirmek. Milletten aldığı güçle siyasetten aldığı güçle zenginleşiyorlar. İşte bunların sonucu ne oldu? Davut Güloğlu gibi bir adam geldi burada hiçbir özelliği olmayan bir adam millete sarıldı etti eyledi savurdu, rüzgarını yaptı yüzde 30 oy aldı. İl Başkanı burada kesin mağlubiyetin sebebidir. Ona göre teşkilatlanma, yapılanma olmadı ki. Eleştirdiğin zaman ‘Ben partinin il başkanıyım, ben milletvekiliyim, sen kimsin?’ diyenler var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan AK Parti'nin yaşamasını istiyorsa kılıcı vurması lazım. Gönül insanları, makamdı mevkiydi. Bunlar olmazsa evet sona doğru gidiyor. Eğer bu kılıç kökünden kazımazsa maalesef bir iki seneye kadar erken seçim tartışmaları var. Biz hakikaten imkanlar içinde imkansızlığı, çareler içinde çaresizliği iktidar ve muktedir gücünün yanında acizlik ve mahcubiyeti yaşayan bir il Düzce. Düzce’de gurur var, kibir var, enaniyet var, hısım akrabaya imkan açmak var. Bunların hepsi var, vatandaş bunları görüyor. Şimdi tek kulaktan duyuluyor. AK Parti'nin tabandan tavana kadar Düzce'de yenilenmesi lazım. Sıfır kilometre olması lazım. Bu işe gönül vermiş, ehil olmuş, eski büyüklerden veya eski siyasetçilerden Ak Parti'nin gerçek anlamda mücadelesini veren, onun ruhunu, milli görüş çizgisini benimsemiş; temelden, davadan, yoldan, izden, dertten gelen birisi varsa toparlamak için görev denirse belki olabilir. Enaniyetten, hırstan, nefisten, maldan, arsadan uzak bir isim olmalı. Bu memlekette netice itibariyle geldiğimiz noktada temelden tavana kadar AK Parti'nin Düzce'de yenilenmesi lazım. Biz bu kadar fikir söylediğiniz zaman iktidar gücünü, devlet gücünü devletin imkanını, fırsatını, baskısını kullanmak gibi bir cihete gidiyorlar. Şu anda yaşadığımız çağda, geldiğimiz noktada insanlara hoşgörüyle, sevgiyle muhabbetle yaklaşmak lazım.

Kaynaşlı belediyesinin içi boşaltılmış, aldığımız bilgi bu. Memurlara, işçilere ödenecek para esnafa ödenmiş. Hızlı ödemeler yapılmış, kum alınmış, borçlanılmış oradan bir takım paralar Kaynaşlıspor’a gitmiş. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapıyoruz, cuma günü inşallah bunu detaylı şekilde değerlendireceğiz.

Zübeyir Yiğit, Düzce Belediyesi Beltaş'ın yönetim kurulu başkanı Sivaslı arkadaşımız. Geçen akşam güzel bir video yayınladı. severiz Ben halk müziğini severim, biliyorsunuz bize Anadolu kültürünü en güzel anlatan Hacı Bektaşi Veli'den gelen, kültürden gelen bir müzik türü. Halk müziği okumuş, türkü söylemiş ama kuzu eti yediğin zaman sesin güzel çıkar derler. Tebrik ediyoruz kendisini. Sesinin bu kadar güzel, bu kadar dertli olduğunu bilmiyorduk. Kuzu etini iyi yemiş belli. Sesi yanık yanık çıkıyordu. Kendisine soramadık, ulaşamadık ama bildiğimiz bir gerçek var. Zübeyir Yiğit Düzce'de Türk halk müziğiyle bir mesaj verdi. Zaman içinde onu göreceğiz. Zübeyir Yiğit aynı zamanda başkanlık ofisinin başkanı, eş başkan gibi belediyede. Ama bir seviliyor belediyede, Düzce Belediyesi'nin içine girdiği zaman en küçüğünden en büyük makama kadar, belediye meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları veya müdürlerin hiçbir hükmü yok. Faruk Bey odada herhangi bir görüşme yapsın, direkt odaya girebiliyor öyle bir pozisyonda yani eş başkan gibi. Onu çok seviyorlar belediyede, hepsi özel kaleminden müdürlerine kadar herkes el pençe divan duruyor.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;