Hatırlayalım; 1960 ihtilalinden sonra Cemal Gürsel’in emri ile otomobil yapılması çalışmasına başlanmıştı.
Otomobil yapıldı ismi Devrim koyuldu. Tüm heyecan otomobile konulmayan benzinle bitti gitti.
Tabi mesele bu kadar basit değildi ama benzin hikayesi ile anlatıldı.

Geçtiğimiz günlerde Aydınpınar Caddesi yolunda kaza oldu.
Bir kişi vefat etti iki kişi yaralandı. Vefat edene rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Kazanın sebebi ile ilgili yüzlerce yorum geldi. Haber 20.000’e yakın kişi tarafından okundu ve izlendi.
Yapılan yorumlar ise başta yetkili, etkili irade, idare tarafından, siyaset ve yöneticiler tarafından tepki ile karşılandı.
 
***

Bir yol var düşünülüp projelendirilip yapılmış.
Ki tarafına bisiklet yolu yapılarak motorlu ve motorsuz sürücüler de düşünülmüş. Buraya kadar her şey güzel.Yolun daralması ve karanlık olması vatandaşlar tarafından eleştiri ve eksiklik olarak değerlendirilmiş. Değerlendiriliyor bu doğru mu doğru.
Vatandaş tüm duygu ve doğrusuyla yorumlarla enformasyona başladı.

Vatandaşın haklı olduğu konular şöyle; Yol dar yolcu otobüsleri yolcu indirmek bindirmek için yolun kenarında bir alan bulamıyor yolda indiriyor.

Yolcular duraklarda indirilir. Yolda durak var otobüsler kafasına göre indi bindi yapmamalı.
Yolda ışıklandırma yok doğru. Karanlık o da doğru.

Peki yolun bu halini düşünürken planlarken ışıklandırma olmaması düşünülmemesi eksik mi eksik. Bu doğru mu doğru.
Yol çok yoğun. Yoğunlukla beraber aşırı hız yapılıyor. Kontrol ve hız kesici engeller yok. Doğru mu doğru. Peki, bu neden düşünülmedi? Bu eksiklik nasıl giderilecek onun da gereğini yetkililer yapsın.Vatandaşın en çok derdi yolun daraltılması. Talebi ise duble yol.AK Parti ile yaşam kalitesi artınca bu yolda bu beklentiler de gayet doğal.
 
***

Şimdi gelelim vatandaşın derdine, yetkililerin tepkisine.
Bir kere kazadan sonra yorumlarla dile getirilen bu eksiklerin devlet kapısında resmi olarak dile getirilmesi lazım.
Habere yorum yapıp eleştirenler, haklılığını Valilik makamına dilekçe ile bildirdiler mi hayır.
Dilekçe ile ulaşamayanlar gerek telefon gerek mail gerekse yazı ile CİMER’e yazdılar mı hayır.
Bu çalışmayı Belediye ve Emniyet üzerinden resmi kurum kuruluşlara müracaatta bulunuldu mu? Şimdilik değil.

Peki, resmi müracaat ve talep yoksa bu işi siyasete alet etmenin anlamı ne?
Yolu yapan iktidardakiler. Eksik gedik hata yanlışı anlatmanın bir yolu da basın.
Ama basın sadece enformasyon yapıyor. Karar veren çözüm üreten basın değil devletin kapısı.
 
***

Bugün ne yapılmalı sorusuna gelince,
Önce Valilik başta olmak üzere bu ve buna benzer kazaların olmaması canları yanmaması için birimlere müracaat edilmeli.
O yolu kullanan esnaf, o köylerin muhtarları, bölgenin il genel meclisi üyeleri meseleye vakıf olup konuyu valilik ve il genel meclisine taşımalı.

Kervan yolda düzülür mantığıyla yapılan işler gibi değil ahalinin iradesiyle iş yapanlar ahalinin derdi ile dertlenmeli.
İşin kestirmesi ise resen olaya müdahil olunmalı.

Siyasiler ve idareciler konunun bir tarafından müdahil olursa mesele ivedi ve kapsamlı çözülür.
Dağ dağa küsmüş dağın haberi olmamış.

Meselelere bakarken çözüm odaklı noktaları iyi görmeliyiz.
Aydınpınar’ın karanlık yolunu aydınlatalım. Genişletilmesi gerekiyorsa genişletelim. Tedbir alınması gerekiyorsa alalım.

Ama bunu ya resen yapalım yada talepler üzerine yapalım…