Tarihler 2018 yılının ekim ayını gösterirken Çağsu Hastanesi’nden bir heyet gelip Öncü Medya’yı ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundular.
Biz de aldık, kabul ettik bu dilekleri. Akabinde enformasyon ve tanıtım için Öncü Medya ile çalışmak istediklerini söyleyip bizi görüşmeye davet ettiler.
Biz de aylar sonra bir yıl önce bu aylarda şirketin müdürü İsmail beyle görüşmek için gittik.
Kendilerine sağlık programına sponsor olabileceklerini, resmi ve dini günlerde internet, gazete, tv’lerdeki reklam kutlama bedellerinin olduğu teklif hazırlayıp sunduk.
Ne “olur” dendi ne de “olmaz”. “Bütçe fazla” dendi biz de alternatif sunduk. Olumlu-olumsuz bir neticeye ulaşmadı. Kendi doktorlarının programa katılıp tanıtma düşüncesi bizde kabul görmeyince görüşme menfi veya müsbet sonuçlanmadı.
Şimdi bunları neden yazdım sorusuna gelince….
Dün Çağsu Hastanesi’nin sahibi Cavit ağa bir açıklama yaptı grubumuzda çıkan bir habere istinaden.
Sağlık sektörüne sünnetçilikle başlayan hala bu yapıdan kurtulamadığı görülen Cavit ağa “Bu haberi yapan arkadaş BİZDEN PARA İSTEDİ” dedi.
Bir yıl önce olan görüşmeyi, yazılı yapılan teklifi bağladığı yere bak.
Lafa bakarım laf mı diye söyleyene bakarım adam mı diye sözü aklıma geldi.
Para istemekle ve asparagas haber yapmakla tehdit ettiğimizi ima etti.
Bu çok sütü bozuk ithamı kabul edemedik.
Arkasından yaptığı açıklamada “Haber habercinin namusudur. Namusuna sahip çıkmalı arkasında durmalı” dedi.
“Laf vardı iş bitirir, laf vardır baş götür” derler.
Bizde yazdığımız her satırın arkasında durduk haberi namus bildik sana üç iddia ile ilgili cevabını “Babadan tokat gibi cevap” başlığı ile verdik bu bir sünnetçi Cavit.
İkincisi “Para istedi” derken; dervişin fikri neyse zikri de öyleymiş.
Sen alışmışın sünnetçilikten koparmaya bizi kendin gibi sandın.
Hani AK Parti’yi Bolu’da sünnet etmek isteyince emanet elinde kalıp ciddi bedeller ödemiştin ya…
Para senin için amaç olabilir ama bizim için sadece araç…
Kaldı ki senin hastanende medya kuruluşunda yaptığın hizmetin karşılığını Hilal-i Ahmer Cemiyeti yararına yapmadığını bilmeyen kalmadı.
Velevki senden veya müdüründen para istedim. Beyanına göre şantaj ve tehdit iman var. Neden beni Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etmediniz. Dün açıklama yapmadan evvel sana vahiy mi geldi de özrünü kapatmak için “En iyi savunma saldırıdır” misali “Para istedi” diye provoke ettin Cavit ağa.
Senin paran, imkânın, şeklin şemailin birilerini satın alıp kul köle edebilir.
Bizim dostumuz yok Cavit ağa. Düşmanımız da yok. Bizim menfaatimiz var o menfaatimizde Düzce’dir.
Düzce’nin menfaati bizim beklentimizden menfaatimizden ilkemizden önde gelir.
“Düzceliler’i sevmiyoruz” diyecekseniz. Bunu paylaşanlar 500 kişinin üstünde olacak. 250 yakın yorum yapılacak. Siz buna “yalan” diyeceksiniz.
Siz namusu dilinize doladınız ya. İşte hodri meydan.
Fatma Demir’in “ Düzceliler’i sevmiyorum” dediği paylaşımı 500 kişi paylaşmış. Bu paylaşım 1 Ekim’de olmuş.
Niye bu paylaşım hakkında bir yalanlama yapıp yasal işlem başlatmadınız. Çok mu zordu savcılığa iki satı şikayet dilekçesi yazmak.
Beni para istemekle itham ettiniz. Neden iki satır savcılığa suç duyurusunda bulunmadın.
Habere konu çocuğun babası Hayrettin Tandoğan seni yalan söylemekle itham etti. Yarın sabah mesai başlar başlamaz doğru savcılığa git. Eğer diline doladığın söylem ve erdem sende varsa Öncü Medya haberine konu haberi ve konunun namuslu halini ispat et bay namuslu Cavit.
Biz bu enformasyon ve saldırı taktiklerine yabancı değiliz. Malum merkezlerin tarzı gibi açıklamanın altında yatan tarzı çok iyi biliriz.
Gelelim bu açıklamayı size telkin eden Haber Merkezimizi arayan Zaman Gazetesi Düzce Eski muhabiri şimdiki televizyonunun program yapımcısı Erol Tayhan’a.
Şeytan adamı kandırıp suyunu ısıtmazmış.
Erol Tayhan yıllardır FETÖ’nün yayın organı Zaman Gazetesi muhabirliğini yaptı.
Şimdi de sizin kuruluşunuzda haber programı ve danışmanlığınızı yapıyor.
Düzce’de ne idüğü belirsiz bir usulle Düzce Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını yapıyor. Kongresinin nerede yapıldığı belli olmayan bir yapı.
Sor bakalım danışmanına “Cumhurbaşkanı ve Devlet Başkan Yardımcısı Düzce’ye geldiğinde takip etmek, haber yapmak için Düzce Valiliği’nden akreditasyon kartı alabildi mi?
Merak edersen söyleyeyim Cavit ağa. Alamadı. Verilmiyor. Devlet bunu sakıncalı görüp Cumhurbaşkanı ve Devlet Başkan Yardımcısı ziyaretinde basın olarak katılmasına izin verilmiyor.
Hani bize aba altından sopa gösterip, “Bana bu tür bilgiler görüntülü belgeli gelsin, ben kanalımdan Merkez TV’den sayın Cumhurbaşkanımızın duyabileceği şekilde haberini yapacağım. Kimse burada dere boyu olmayacak.  Ben basınım onu yaparım, bunu yaparım öyle bir şey yok.  Ben Öncü’de yapılan haber dışında hastanemizle ilgili basında yer alan karalama yapılan bir haber görmedim” dedin ya.
Cumhurbaşkanlığı senin yanındaki adamı çok iyi biliyor Cavit ağa. Merak etme. Eğer bizimle ilgili haber yaptırmak istersen Erol Tayhan’a yaptırma. O devletin sakıncalılar listesinde benden sana dost tavsiyesi.
Peki Erol Tayhan’a akreditasyon kartı neden verilmiyor sorusuna gelince. Onu devlet bilir ama bizim bildiğimiz FETÖ kapsamında değerlendirilen bir hassasiyet. Sen onun aslını daha iyi bilirsin zaten Cavit ağa….
Elinden geleni ardına koyma Cavit ağa…
Siz Düzce’den menfaat elde etmek için uğraşın biz hizmet etmeye çalışacağız.
Düzce’nin ve Düzceliler’in sesi, soluğu, sözü, özü, gözü kulağı olmaya devam edeceğiz.
Sen yok iken biz Düzce’de vardık. Sen olmadığın zaman da olacağız. Bizim atamızın mezarı da burada. Bizim mezarımız da Düzce’de olacak. Senin atanın mezarı Düzce olmadığı gibi senin mezarının da Düzce’de olamayacağını bildiğimiz için hatırlatmak istedik.
Bize sünnetçi korkusu vermeye senin ne aklın ne de cüretin yeter. Biz o yolu izi unuttuk Bay Cavit.
Konuştukların iddiaların hepsi yalan Cavit Demir. Söz namustur söz erdemdir söz asalettir. Biz haberimize ve namus dediğin kavrama sahip çıkıp tüm açıklamaları yaptık.
Sıra sende bay Cavit. Devletin sakıncalı görüp devlete yaklaştırmadığı Erol’una sor bakalım. Zaman Gazetesi’nden öğrendiği hangi taktikleri kalmış size ne buyurur.
Şimdi devlet kapına geldi. Hakkında inceleme başlatıldı. Hesabını devlete ver. Bizden sorulacak bir hesap varsa bizim devlete veremeyeceğimiz hesabımız yok. Sana gelince senin bize hesap sormak haddine de değil aklında paran da yetmez.
Unutmadan söyleyeyim. Hani “60 Milyon Dolar yatırım yaptım” dedin ya o yalan bir.
“Kalp Damar cerrahisi için 4 milyon dolar yatırım yapacağım” dedin ya o da yalan iki. Neden mi çünkü Sağlık Bakanlığı ilgili mevzuatında Düzce’deki nüfus sayısı buna müsaade etmiyor.
Bilmem anlatabildim mi Cavit bey…
Aşağıdaki linklere iyi bakın bay Cavit. Şikayet var sitesinde Çağsu gözde şikayet merkezi.
“Düzceliler’i sevmiyoruz” paylaşımını da 500 kişide fazla paylaşan var.
Özrün kabahatinden büyük misali bu konuyu burada kapatıyorum.
Düzce bizim kutsalımız. Düzceliler’e söz söyleyene sözümüz vardır olacaktır.
Sen cüzdanını biz Düzce vicdanını dert ettik.
Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.
Düzceliler'i potansiyel bir menfaat görüp, saygı duymadığın sürece Öncü Medya'nın senin karşında olacağını da unutma Bay sünnetçi Cavit.
Selam ve dua ile…