Hani demiş ya babası ‘Adam olamazsın’ diye.

Köylünün oğlu iyi bir okulda babanın nasırlı ellerinin emeğiyle eğitime başlar.

Okulda kestane çıktığı kabuğu beğenmezmiş misali köylüyü de babayı da tanımamaya beğenmemeye başlamış.
Baba bu halleri görünce evladına adam olunmasını nasihat tavsiye ettikçe evlat adamlığı makamda, mevkide, yetkide sanıp en yukarıya gelmek için okumuş, didinmiş, kazanmış.

Baba anlatmış, izah etmiş yorulup kendi kaderine terk etmiş oğlunu.

Öyle ki okul döneminde yanına gelen babayı arkadaşlarına hizmetkar tanıtacak kadar etki, yetki, makam budalası olmuş.
Sonunda gelinebilecek en üst seviyeye gelip avenesine, iradesindekilere emredip, ‘Gidin babamı benim şanıma yakışır şekilde yanıma getirin’ emrini verir.
Babasına hürmet eden evlat “Baba sen bana adam olamazsın dedin. Bak ben etkili, yetkili, güçlü makamlara geldim. Gördün mü?” diye zehirlendiği güçten mahkûm olduğu hırsından bir haber adamlık izahında bulunur.
Babası da “Ben sana makam, mevki sahibi olamazsın demedim. Adam olamazsın dedim. Adam olsaydın beni mahiyetle getirtmez şahsiyetinle elimi öpmeye gelirdin” der.
Seçim döneminde adamlığı da gördük makam, mevki, etki sevdasını da.
Yer MHP İl Başkanlığı’nın önü. MHP il yönetimi kurulu üyesi ile birlikte seçim değerlendirmesi yapıyoruz.
Oraya gidiş sebebimiz Ümit Yılmaz’ın basın toplantısı...
Milletvekili Yılmaz, Dr. Faruk Özlü’nün Düzce için hayırlı olmasını dileyince MHP’li il yöneticisi “Dr Faruk Özlü’nün a………” dümdüz gitti.
Hoppala! Bu densiz bu cesareti nereden aldı. Asalet, ahlak, feraset, adamlık olsa bu sinkafı yapmaz da cesareti kimden aldı?
Kendisini ikaz edip siyasetçi olarak küfürle, hakaretle, değil akılla strateji ile hareket etmesi konusunda uyardım.
MHP’nin kazandığı beş belediyenin beş başkanının MHP kökeninden gelmediğini hatırlattım.
Hepsinin bir tabanı olduğunu izah ettim.
Kaynaşlı’nın Birol’u, AK Partili tabandan, Cumayeri’nin Mustafa’sı, Ak Partili tabandan, Yığılca’nın Rasim’i Demokrat Partili tabandan, Gümüşova’nın Muharrem’i Demokrat ve AK Partili, Akçakoca’nın Okan’ı CHP kökenli tabandan.
Bunları tek tek izah edince ikinci defa Başkan Özlü’ye sinkafta bulundu.


Seçim başarınınsa sadece adresleri iyi tespit edip halkın sesine kulak verildiği için yamalı bohça misali beş belediye alınınca bu arkadaş ve bunun gibi düşünen arkadaşları bu cesaretin adresi Ümit Yılmaz’dı.
Demek ki cahillik değil kin, nefret varmış.
Uzatmayalım MHP il binasına çıkınca konuyu tüm hazirunun yanında MHP Düzce milletvekiline, yöneticinin Faruk Özlü’ye aleni şekilde nasıl sinkaf ettiğini söyledim. Bunu yakışmadığın söyledi. Küçük bir geçiştirme ile yapılan eylemi, söylemi dolaylı şekilde öteledi, üstünü örttü.
Bu hadsiz ve hudutsuz, mazeretsiz, sebepsiz küfre, sinkafa vekilden örtülü himaye geldi. İşin özü bu.

Sebebi Ümit Yılmaz’ın kadınların arasında çaka çuka el kol ve vücut diliyle yaptığı hareketin il yönetimine yansımasıydı.

İmam yellenirse cemaatin ne hale geldiğini gördük.


Bu küfürlü, sinkafla haller devam ettikçe bu Ümit Yılmaz’dan cesaret alan ağzını, niyetini gevşetip sokağa iner.

Ümit Yılmaz’ı şimdilik protokole çağırmıyorlarmış. Çok hayretle karşılamıştım.

Şimdi Düzce belediye başkanına hakaret eden, sinkaf eden yöneticisine “Demeseydin iyiydi, demişsin iyi yapmış”a getirecek kadar hoşgörülü olmasından çıkan hale baktıkça devlet aklının ne kadar yerinde olduğuna inandım.
Sen çakmaya elinle, kolunla, bedeninle devam edersen senin taban dümdüz gidecek cesareti bulur.
Bu konuda İl Başkanı İlhami Caboğlu ise konuya tarafımdan hakim olup “Gereğini yaparım, gerekirse ihraç ederim.” dedi.
İki gündür ses seda yok. Sahi İlhami Düzce’nin seçilmiş belediye başkanına sinkaf eden densize ne yaptın? Merakla bekliyoruz.
Ümit Yılmaz’ı merak etmiyoruz. Çünkü evinin yaramaz çocuğuna ne yaptın bile diyemedi.