15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Düzce’de etkinlikler gün boyu devam etti.

Düzenlenen etkinliklerde darbe girişiminde hayatını kaybeden vatandaşlar anılırken, darbe girişiminde Şehit olan Ufuk Baysan’ın babası Ramazan Baysan’ın yaptığı konuşma sonrası ise duygu dolu anlar yaşandı.

Anıtpark Meydanı’ndaki etkinliklerle vatandaşlar tarafından duygu ve düşüncelerini 15 Temmuz Anı Defteri’ne yazıldı. Ardından günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmalarını yapmak üzere protokol üyeleri alanda bulunan yüzlerce vatandaşa seslendi.



‘Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var’

Programda duygularını dile getiren Düzce Valisi Dr. Zülkif Dağlı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün hem bir kutlama günü, hem de anma günü. 251 şehidimizi anıyoruz. Hep birlikte. Yine Ufuk Baysan şehidimizin ailesi de burada. Ve ondan önceki şehitlerimizin hepsini de rahmetle yad ediyoruz. Yine 2916 gazimiz var. 15 Temmuz’da onları görüyoruz. Onlara sağlıklar diliyoruz ve yaptıklarından dolayı onlara milletçe teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Tabi 15 Temmuz uzun bir 48 saat. O 48 saat kolay geçmedi. Yaklaşık akşam 22.00 civarı başlayan bu çalışma 48 saat boyunca bu milletin feraseti ile Sayın cumhurbaşkanımızın önderliğinde tam bir mücadeleye dönüştü. Hangi siyasi düşüncede olursa olsun. Hangi sosyal yapıda olursa olsun milletimiz bir araya gelmek suretiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanlara sokaklara dökülmek suretiyle bu mücadeleyi hep birlikte yaptık. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Kolay bir yerde değiliz. Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var. Tarihte olduğu gibi 3 yıl öncede oldu. Bundan sonrada yine olacak. Buna karşın dimdik ayakta olmamız, birbirimize daha fazla kenetlenmemiz birbirimize daha fazla hoşgörülü yaklaşmamız ve birbirimizin hatalarını kusurlarını biraz daha hoş görmek sureti ile daha fazla kenetlenmemiz gerekiyor.”



‘O akşamı çok iyi hatırlıyorum’


Gerçekleştirilen darbe girişimini ‘Kınamanın ötesinde lanetliyoruz’ diyen Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü konuşmasına şu cümlelerle devam etti:

“15 Temmuz 2016’da hükümet üyesi olarak görevdeydim. 15 Temmuz aslında hükümeti devirmek üzerine yapılmış bir kalkışma girişimidir. O akşamı çok iyi hatırlıyorum. O akşam ben yurt dışında bir konferansa gitmek üzere arkadaşlarımla beraber çalışma yapıyordum. Bakanlıkta çalışırken korumalarım başbakanlıktan arandığımı ve bir hareket, bir kalkışma olduğunu, bakanlıktan ayrılarak güvenlik bir yere gitmemiz söylendiğini bana ilettiler. Biz saat 10.30 gibi bakanlığı terk ettik. Başbakanlığa gittim. Başbakanlıkta bakanlardan gelenler ile toplantı yaptık. Bu toplantıda darbe girişiminin muhtevası hakkında bilgi almaya çalışıyorduk. Sayın başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız tabi ki Ankara dışında. Biz orada Bakanlar kurulunda 5-6 bakan arkadaş ile beraber darbe girişiminin muhtevası hakkında bilgi almaya çalışıyorduk. Kötü bir geceydi. Allah milletimize tekrar böyle bir geceyi böyle bir kalkışmayı yaşatmasın. Gerçekten Türk Milleti çok asil bir millet. Milletimiz bu hain darbe girişimine karşı gereken tepkiyi verdi ve hainler emellerine ulaşamadılar. Bugün 3. yılı. Ben bir darbe girişimi olduğunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. 21. Yüzyılda Türkiye’de bir darbe girişimi olmasını olması ihtimalini beni çok şaşırtmıştı. Bugün geldiğimiz noktada kınamanın ötesinde lanetliyoruz. Bu girişimi gerçekleştirilenlerin bugün KHK ile işlerinden uzaklaştırılan, KHK ile ki hepsinde benim imzam vardır. Devlet memuriyetinden atılanlar var. Bunların bir kısmı ile ben karşılaşıyorum ve gerçekten insanlar belki suçları yok belki suçları var tam bilemiyoruz, bunu mahkemeler ayıklayacak ama mağdurlar. Bu mağdur olan insanların mağduriyet sebepleri FETÖ denen hain kişidir. Ben insanlarımıza kızmaları gereken bir kişi varsa bunun Amerika’da yaşayan vatan haini olduğunu hatırlatmak isterim. Allah tekrar milletimize böyle bir gün yaşatmasın.”



‘Arayacağım dedi ama bir daha aramadı’


15 Temmuz gecesi Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda görevli olan ve hainlerin saldırısında şehit olan Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın babası Ramazan Baysan ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

 “15 Temmuz gecesi gece saat 23.30 civarında telefon çaldı. Ben o an farklı bir kanalda farklı bir program izliyorum. Arayan oğlumdu. Anne nasılsın baba nasılsın iyi misiniz? Kendinize iyi bakın ola ki kapınıza birileri gelirse açmayın kendinizi koruyun.  Ben tekrar arayacağım dedi ve kapattı telefonu. Bir daha arayamadı. Sabaha kadar defalarca ve defalarca aradık ancak, kendisini çocuklarını Ankara’yı ama ulaşmak mümkün olmadı. Ertesi gün tabiî ki haberlerdeki Özel Hareket Daire Başkanlığı’nda açılan hain ateş sonucu benim oğlum ve diğer oğullarım çocuklarımız şehit olmuşlardı. O gece hainler özellikle İstanbul ve Ankara’da insanlarımızın üzerine çılgınca ve bütün insani değerlerden yoksun bir şekilde koşarken cumhurbaşkanımızın daveti üzerine sokağa çıkan o mert yiğit insanların karşı koyması sonucu o hain pusuyu kuranların her türlü kötülüğü göze almış insanları vurmak zorunda kaldılar. Bilmiyorlardı ki bizim insanımız tarihten bugüne kadar vatanı için devleti için inancı için canını seve seve verir. Ve nitekim o gece sokağa çıkan insanlar tankların önünde öleceğini bildiği halde gözünü kırpmadan genç, yaşlı bütün insanlarımız olabildiğince karşı koydular. Dolayısı ile onların hain düşünceleri planları programları hakir kaldı. Yarım kaldı. Sonuca ulaşamadılar.”

Haber: H. DURNA
Görüntü: T. AKARSU