YGS’deki başarısızlığımız dün akşam Erol Tayhan’la Manşet programında masaya yatırıldı. Eğitim Bir-sen İl Başkanı Ömer Faruk Çelebi ile Türk Eğitim Sen İl Başkanı Osman Çakmak Düzce’nin eğitimde istediği başarıyı neden yakalayamadığını anlattı.
YGS’deki başarıyı çok şaşırtıcı bulmadığını ifade eden Eğitim Bir-sen İl Başkanı Ömer Faruk Çelebi, başarıyı sadece sınavla ölçenin de doğru olmadığını vurguladı.
Şaşırtıcı Değil

Çelebi; “ bu çok şaşırtıcı bir durum değil. Ankara İstanbul gibi iki metropolün arasında 65. Sırada olması üzüntücü verici. Başarıyı sadece YGS-LYS gibi sınavlar ölçüsünde değerlendirilmesi de ne kadar doğru bilmiyorum. Düzce’nin en büyük eksikliklerinden biri parçalanmış ailelerin çok fazla olması. Bu durumda çocuklarımız üzerinde çok etkili. Düzce’de hala prefabrik okul mevzusu konuşuluyor. Van’da da deprem oldu 1 yılda prefabrik okul kalmadı. Bu da başarısızlıkta etken. Teftiş konusunda sıkıntılarımız var. Bazı müfettişlerimiz elimizde yetki var diye öğretmenlere sindirme politikaları uyguluyor. Buda öğretmenlerin motivasyonunu etkiliyor.”diye konuştu.
Olumsuza Doğru Bir Gidiş Var

Türk Eğitim Sen İl Başkanı Osman Çakmak ise Düzce’de eğitim alanında yıllara oranla olumsuza doğru bir ilerleme olduğunu söyledi.
Çakmak, “Çevre illere baktığımızda kesinlikle başarısız. 1-2 yıllık süreç değil. Düzce eğitimde bir türlü gerekli atılımı yapamıyor. 4 yıl önce SBS’de 35. Sıradaydılar. Aynı jenerasyon öğrencileri 35 den 65. Sıraya kadar düşmüş. Niçin böyle olduğunu sorgulamalıyız. Yani olumluya gidiş yok olumsuza doğru bir gidiş var. Fotoğraf nettir. Tartışmaya gerek yok. Herkes elini taşın altına koymalı. Hala okullar arasında farklılıkları gidermedik. Öğrenciler belli okullara yığılıyor. Her okulumuz tercih edilir olmalı. Bina alanındaki yetersizliğini atması lazım.”dedi.
“Yarışçı Eğitime” Karşıyız
Her iki sendika başkanı sınav merkezli eğitim anlayışını doğru bulmadıklarını ifade ederek “yarışçı eğitime” karşı olduklarını belirtti.
Çakmak, Sınav merkezli eğitim anlayışı var. sınavlar araçtır. Biz araç olan sınavları amaç haline getiriyoruz. Sınav merkezli kısa vadeli çözüm anlayışını terk etmeliyiz.” Derken Çelebi, “ Başarılı yakalamak istiyorsak sınav yapmamız gerekiyor. Ancak çocukları at yarışındaymış gibi yarıştırmak doğru değil.”derken her iki sendika başkanı nitelikli insan yetiştirmenin önemine vurgu yaptılar.
Memur-sen ve Ak Parti’nin kadrolaşma hastalığı var
Eğitimde kadrolaşma konusu iki sendika başkanı arasında uzun tartışma konusu oldu. Türk eğitim Sen Başkanı Osman Çakmak, Memur-sen ve Ak Parti’yi eleştirerek eğitimdeki kadrolaşmanın Düzce’deki eğitime en büyük engel olduğunu savundu.
“Düzce 10 yıldır Ak Parti iktidarı var. Ne yazık ki Memur Sen ve Ak Parti’ni kadrolaşma hastalığı var. 8-10 yıldır görevlendirmelerle milli eğitim götürülmeye çalışıyor. Eğitimi akil insanlar yürütmeli. Kayırmalar olmamalı. Ayrım yapmadan atamalar yapılmalı. Bu eğitim önündeki en büyük engel. Kadrolaşma hastalığından kurtulmamız lazım. Başarısızlık Düzce’de eğitimin ehil insanların elinde olmamasından kaynaklanıyor. Akil insanların olması eğitimdeki sorunların giderilmesini açısından önemli.” Diyen Çakmak, milli eğitime ak parti ve milletvekillerinin müdahil olduğunu öne sürdü.
Eğer fatura siyasetçilere çıkıyorsa belirleyici olmalı
Eğitim Birsen Başkanı Ömer Faruk Çelebi ise kadrolaşmanın geçmiş hükümetler döneminde de olduğunu ifade ederek başarısızlığın faturasının siyasete kesildiğinden bu konuda belirleyici olması gerektiğini savundu.

Çelebi, “Siyaset karışmasın deniliyor ama başarısız olunca siyaset suçlu gösteriliyor. Eğer fatura siyasetçilere çıkıyorsa belirleyici olmalı. Milli eğitim müdürü de kendi çalışma ekibini seçme hakkına sahiptir. Başbakanın dediği gibi iktidar bürokratlarla gelsin bürokratlarla gitsin.”dedi.

Çakmak ise, Çelebi'nin de konuşmasından başarısızlığın faturasının siyasetçilere kesilmesi gerektiğinin çıktığını söyleyerek, " O zaman Düzce'nin 65. sırada olmasının nedeni de AK Partili siyasetçilerdir" dedi. 

Denetmenlerin öğretmenler üzerinde baskısının bulunduğuna dikkat çeken Çakmak ve Çelebi, bu durumun öğretmenlerin moral ve motivasyonu açısından olumsuz etkilediği yönünde hem fikir oldu.

Haber: S. KAŞKIR