Eğitim birsen Düzce Şubesi tarafından yazılı basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada yeni katsayı kararını kabul etmemiz mümkün değil dendi.
Eğitimbir-Sen Düzce şubesi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi. Üniversiteye giriş sınavındaki adaletsiz katsayı uygulamasını kaldıran YÖK düzenlemesinin Danıştay 8. Dairesi tarafından yürütmesinin durdurulmasının ardından Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun YÖK’ün yürütmenin durdurulmasına itirazını reddetmesiyle YÖK, yeni bir katsayı kararı açıklamış bulunmaktadır.
Danıştay konuya, demokrasinin, hukukun, eğitimin evrensel ilkelerinin perspektifiyle değil, tamamen ideolojik perspektifle yaklaşmakta ve akıllara zarar yorumlar yaparak, eğitime ilişkin bir uygulamanın nasıl olması gerektiğini ortaya koyma yetkisini adeta kendinde görmektedir.
YÖK, Danıştay’ın bu yaklaşımı karşısında, katsayı uygulamasını eskisine göre daha az acı veren bir dozda yeniden uygulamaya koyan bir karar açıklamıştır. Bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. Bugüne kadar adaletsiz katsayı uygulamasının tümden kaldırılması gerektiğini savunduk, yeni karar karşısında da ilkesel bir duruşla aynı görüşümüzü muhafaza ediyoruz. Bugün daha az acı veren bir uygulamaya razı olmak, yarın daha çok acı verecek bir uygulama kararına açılan kapıyı kabullenmek demektir.
Katsayı uygulamasının zararları ortadayken, “eh ne yapalım, buna da şükür” demek mümkün değildir.
Danıştay’ın gerekçesinde kullandığı “'Ölçülülük ilkesi dikkate alınarak belirlenecek olan katsayı” ifadesinin mefhum-ı muhalifi dikkate alındığında, YÖK’ün yeni kararında ortaya koyduğu ölçütlerin Danıştay tarafından yeterli görülmeyerek kabul edilmeyeceği ve yeni bir iptalin gelebileceğine ilişkin bir çıkarımda da bulunulabilir.
Her kürsüye çıktıklarında, “yargı bağımsızlığı” üzerine diskur çeken yargı mensuplarının halkı biçimlendirmeye dönük kararların altına imza atmaması; düşünce ve ideolojiler bağlamında “tarafsız ve yansız” olmaları beklenir. Siyasi iradenin de, milletin beklentileri doğrultusunda gerçekleştirilen tüm uygulamaları iptal ederek, sistemi sadece kendilerinin tespit ettikleri ray üzerinde işlemeye mecbur bırakan yargıyı, bir yargı reformuyla kendi alanıyla ilgili hale getirmesi gerekmektedir denildi.