2016 yılında kurulduğu Düzce’de özel eğitime yeni bir soluk getiren Safir Türkiye Okulları’nın  Kurucusu ve Genel Müdürü Dr. Cemil Keskin Safir Koleji ve Düzce’nin eğitimdeki durumu hakkında Öncü Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Düzce’nin Kaynaşlı ilçesinde doğan ve bu nedenle memleketine eğitim hizmeti vermekten büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Keskin, Düzce’nin eğitimde daha iyi noktalara taşınması için her türlü desteğe hazır olduklarını vurguladı.  


“Safir Koleji olarak Düzce'de her türlü desteği vermeye hazırız”

İlk olarak Düzce eğitimini bir eğitimci gözüyle değerlendiren Keskin, şöyle konuştu:

“Düzce'nin eğitim durumunu değerlendirecek olursak üniversiteye giriş ve nitelikli anadolu liselerine giriş sınavları başarı sıralamasına baktığımızda Düzce'nin çok iç açıcı yerlerde olmadığını görüyoruz. Düzce'nin eğitim kalitesini yükseltmek için ve son yıllarda özel okul sayısı 2'den 5, 6'ya çıkmıştır. Bu da Düzce halkının eğitime verdiği önemin gittikçe arttığını göstermektedir. Dolayısıyla umutluyum biz de Safir Koleji olarak Düzce'de her türlü desteği vermeye hazırız.”

“Tüm ihtiyaçlara cevap veren bir eğitim sistemi idealimizdir”

Dr. Cemil Keskin, ‘Sizce ideal bir eğitim nasıl olmalı, eğitimde öncelikler nelerdir?’ sorumuza ideal eğitim kavramını bir çerçeve içinde tanımlamak veya tarif etmenin imkansız olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Her toplumun birbirinden farklı maddi ve manevi ihtiyaçları vardır. Bireye indirgediğimizde de durum aynıdır. Tüm ihtiyaçlara cevap veren bir eğitim sistemi idealimizdir. Eğitimde önceliklerimiz bireyin ve toplumun tüm değerlerini belli bir saygınlık içinde kucaklayabilmektir. Bu anlamda Safir Eğitim olarak oldukça iddialıyız. Aklın ve bilimin ön planda tutulduğu bir eğitim modeli önceliğimizdir.”

“Yabancı dil eğitiminde iki farklılık oluşturduk”

Türkiye’de okul anlayışının sadece eğitim üzerine olduğu ve öğretime de aynı özenin verilmesi gerektiğini savunan Keskin, “Safir Koleji’nde okumayı planlayan öğrencileri nasıl bir eğitim bekliyor?” sorumuza şu cevabı verdi:

“Safir Koleji öğrencisini bekleyen eğitim, öncelikle akademik eğitim ve onun olmazsa olmazı spor-sanat eğitimleridir. Bunun haricinde velilerin isteğine göre şekillendirilen değerler eğitimleri bulunmaktadır. Bu üç eğitim kategorisi öğrencimizin hayata hazırlanmasında, akademik sürecini devam ettirmesinde bizim için çok önemlidir. Eğitim sistemimiz belli bir kitleye göre lokalize edilmemiştir. Tam tersine tüm kitlelerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmaktadır.

Yabancı dil eğitiminde iki farklılık oluşturduk . Çocuklarımızın İngilizce konuşmasını sağlamak için anadili gibi İngilizce konuşan 3 yabancı öğretmen arkadaşımızı istihdam ettik. Dört yerli ve üç yabancı eğitmenle şu anda Düzce'nin en kaliteli İngilizce kadrosu Düzce Safir Koleji'ndedir. İkinci farklı uygulama ise English portfolio. İngilizce öğretmenimiz çocuğumuzun annesi, babası ve çocuğumuzla birlikte yaklaşık yarım saatlik bir İngilizce konuşma performansı sergiliyor. Böylece velilerimiz çocuğunun yıl içinde İngilizce'de hangi etkinlikleri yaptığını görüyor.

Safir Koleji öğrencisi, birçok spor branşında, müzik alanında, görsel sanatlar alanında, baleden yüzmeye kadar, hatta Kur'an okuma derslerine kadar geniş bir yelpazede eğitim görmektedir. An itibariyle ulaşamadığımız etkinlik alanı kalmadı diyebiliriz. Ayrıca okulumuz şehir içinde kolayca ulaşılabilir bir konumdadır.”



“Rakiplerimizin bunu farklı bir yere çekmesini eğitime saygısızlık olarak görüyorum”

Zengin bir yelpazede eğitim veren Safir Koleji, Milli Eğitime bağlı okullarda olduğu gibi din eğitimi de veriyor. Bu konuda bazı rakip kuruluşlar tarafından oluşturulmak istenen olumsuz algıya tepki gösteren Keskin, şöyle konuştu:

“Manevi değerler eğitimi hassasiyetimiz sanırım rakiplerimiz tarafından kasıtlı değerlendirilmektedir. Kur’an okuma dersimiz seçmeli bir dersimizdir, rakiplerimizin bunu farklı bir yere çekmesini eğitime saygısızlık olarak görüyorum. Böyle bir algıyı Safir Kolejiyle rekabet edemedikleri için oluşturmaya çalıştıklarını sanıyorum. Bizim imam Hatip konsepti gibi bir özelliğimiz kesinlikle yoktur, öyle bir şey olsaydı bunu tabelamıza yazardık. Safir Koleji çağın gereksinimlerini görebilen ve bu doğrultuda eğitim politikaları geliştirebilen bir okuldur. Önceliğimizin çocuklarımızı akademik olarak geleceğe hazırlayacak bir eğitim anlayışı olduğunu vurgulamak isterim.”

“Neyimiz varsa eğitime yatırmalıyız”

Düzce’de eğitimi daha ileriye taşıyabilmek için yapılması gerekenler hakkında ise şunları kaydetti:
“Biz de topyekûn Düzce’de ve Türkiye'de eğitimin önemine herkesi inandırarak dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olabiliriz. Bunun için neyimiz varsa eğitime yatırmalıyız. Yaşamımızda önceliği olmayan aktivitelerden tasarruf edip geleceğe yatırım anlamı taşıyan eğitime doğru yönelmeliyiz.”

“Olaya içeriden bakmak gerekir”

Düzce'nin en büyük sorunu
nun eğitim olduğuna işaret ederek sözlerine devam eden Safir Türkiye Okulları Kurucusu ve Genel Müdürü Dr. Cemil Keskin, şöyle konuştu: “Bu sadece Düzce'nin değil tüm ülkenin öncelikli sorunudur. Sorun eğitimse olaya içeriden bakmak gerekir. Yani eğitimin içine girdiğimizde Düzce gerçeğinde görmemiz gereken eğitim sorunları başlıklarını belirlemeliyiz. Birincisi halkın eğitime olan ilgisizliği, İkincisi eğitim tesislerinin yetersiz oluşu, üçüncüsü eğitim kadrolarının ihtiyaca cevap verememesi, son olarak da bizim gibi faaliyet gösteren özel okulların başarıyı artırma yerine başarılı öğrencileri transfer ederek isim yapmaya çalışıp, piyasa algılarıyla oynamalarıdır. Bu durum beni aşırı derecede rahatsız etmektedir. Bizler devlet okullarından başarılı öğrencileri alıp isim yapmak yerine kendi eğitim sistemimizle ve başarımızla devlet okullarının rol modeli olmalıyız. Tüm Düzce halkının eğitimin önemine tam inanmışlığı gerekmektedir. Zira ne kadar kaliteli eğitim sunarsanız sunun, alacak olanın ilgisizliği o kalitenin yok olmasına neden olur. Bu da eğitimcilerin, eğitim yatırımları yapan insanların motivasyonunu düşürür ve umutsuzluk ortamı oluşur.”


Haber: C. ÜSTÜNER