Kasım ayında 15 liraya kadar çıkan fındık fiyatlarının Nisan ayı itibariyle 7 lira 50 kuruşa inmesinin Karadeniz'de yarattığı tepkinin son bulması için sivil toplum örgütlerinden hükümete çağrı üzerine çağrı geliyor. Yüzbinlerce üreticinin gözü, çözümün adresi olarak gösterilen TMO'ya çevrilirken, devletin kurumu devreye sokarak, kötü gidişata bir an önce ‘dur’ demesi isteniyor. Bu konuda son açıklama, “Toprak Mahsulleri Ofisi, haksız kazanç peşindeki kişilerin amaçlarına ulaşmasını engellemek için biran önce devreye girmeli, alım yapmalıdır” sözleri ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'dan geldi.

“Üreticimiz, tekelcilerin elinden kurtarmalı”
Bayraktar, yaptığı açıklamada, fındığın, tartışmasız bir şekilde Karadeniz ekonomisinin temeli, 400 bin ailenin geçim kaynağı, 2 milyona yakın insanın ekmeği olduğunu belirtti.Fındıkta, Kasım ayı başlarında 14-15 lira olan kabuklu fındık fiyatlarının 7 lira 50 kuruşa inmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Bu düşüş üreticilerimizi olduğu kadar tüccarları ve ihracatçıları da rahatsız etmelidir. Bu insafsızlıktır, bu fındık üreticisini açlığa mahkum etmektir, bu geleceği düşünmemektir. 3-5 tekel, fındığı üreten olmazsa kendilerinin de olmayacağını göz ardı etmektedirler. Devletimiz bu gidişata bir an önce ‘dur’ demelidir. Üreticimizi bu tekelcilerin elinden kurtarmalıdır. Toprak Mahsulleri Ofisi, haksız kazanç peşindeki kişilerin amaçlarına ulaşmasını engellemek için biran önce devreye girmeli, alım yapmalıdır. Fındıkta rekabet şartları yoktur. Bu gerçeği fındık ile ilgili tüm kesimler görmüştür. Satıcısının yüzbinleri bulduğu alıcısının ise 3-5 kişinin olduğu piyasa mekanizması, işleyen bir serbest piyasa adıyla adlandırılamaz. Tekelciliğin olduğu yerde mesele arz talep, üretim meselesi de değildir.”

“Koçlara, Sabancılara, Ülker Grubu’na sesleniyorum”
Fiyatların yükselmesi durumunda bir büyük İtalyan firmasının Türkiye’den ayrılacağının öne sürüldüğünü belirten Bayraktar, “Hammaddesi Türkiye’de olan fındığı kullanan bu firma niçin Türkiye’den ayrılsın, ayrılacak firma bölgede fındık kırma fabrikalarını satın alır mı? Buradan bu ülkenin büyük sanayicilerine, Koçlara, Sabancılara, Ülker Grubu’na da sesleniyorum. Bizi yabancı bir firmaya niçin mahkum ediyorsunuz? Devletimize de aynı şekilde sesleniyorum. Milyonlarca insanın kaderini, Karadeniz ekonomisini bir yabancı firmaya mahkum, insafına terk edemeyiz. Karadeniz çocukların, gençlerin istikbalini o firma mı tayin edecek?” ifadelerini kullandı.

Fındık para etmeyince, gençler göç ediyor
Fındık para etmeyince, bölgeden göçlerin başladığını, özellikle gençlerin göç ettiğini vurgulayan Bayraktar, “Fındık üreticisini koruyamazsak, tarlada tutamazsak gelecekte fındık üretecek insan bulamayız. Dünyadaki tüketim artışına bağlı olarak önümüzdeki yıllarda bırakın üretimi artırmayı mevcut üretimi bile sürdüremeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

-Emanete bırakılan fındık elimizi zayıflattı-
Bu sezon emanete bırakılan fındığın tekele karşı mücadelede ellerini zayıflattığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Bölge Ziraat Odalarımız ve fındık üreticilerimizin birliğimize aktardıkları bilgilere göre, ülke fındığının yüzde 30’unu tek başına alan yabancı firma, bölge genelinde bulunan tüccarlar ve manavlarla anlaşarak çiftçiler tarafından emanete bırakılan fındığı, çiftçiye sormadan ve izin almadan yurt dışına ihraç etmiştir. Yaklaşık 20 bin tonun üzerinde bir fındığın ihraç edilerek dış alıcıların ihtiyacının geçici olarak karşılanması, fındık fiyatlarındaki düşüşün en önemli nedenlerinden biri arasındadır. Yani ortada bir emanete ihanet vardır. Çiftçimiz ve ziraat odalarımız bu ihaneti unutmayacaktır.

“Üreticimiz sahipsiz değildir”
Bu firma, Türkiye’de ekmek yemek, çalışmak istiyorsa aklını başına toplamalıdır. Üreticimiz sahipsiz değildir. Dün olduğu gibi bugün de üreticimizin hak ve menfaatlerini savunmaya devam edeceğiz. Vakit geçmektedir. Üreticimizin zaman kaybına tahammülü kalmamıştır. Hem emanete fındık bırakan hem elinde fındık tutan üreticimiz açısından sıkıntılı bir süreç yaşanmaktadır. Aynı sütte olduğu gibi fındıkta da devletimiz müdahale de bulunmalıdır.”


Haber:C.ÜSTÜNER