Düzce Ekonomisinin el kemiği fındık kabus dolu günler yaşıyor.
Gözleri medyada, kulakları hükümette gönülleri Reis’te fındık fiyatını bekliyorlar.
Ne görenleri var ne duyanları var ne gönüllerdeki gönlü görenleri var.
Cami önüne bırakılmış bir hale gelmiş fındık üreticisi.
Dış aklını dış sermayesinin iki dudağı arasında kader arıyor, himmet arıyor…
Dönem Cumhuriyetin ilk yılları.
Cumhureris Gazi Mustafa Kemal in her sözü emir her sözü ilham her sözü kanunlu yıllar.
Dönemin Dış işleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras.
Tevfik Rüştü Aras Moskova’ya Resmi ziyaret için  uçakla gidiyor.
Bunu Haber yapan gazete” Tevfik Rüştü Moskova’ya Uçtu” şeklinde manşet atıyor.
Gazete eski düzen elle dizilirken” TEVFİK PUŞTU MOSKOVAYA UÇTU” şeklinde izaha göre hatalı bir dizgi yapılıyor.
Gazete köşke ve Gazinin huzuruna çıkarılınca hatayı gören gazete sahibi eğile büküle korka ürke köşke çıkıyor.
Gazi sabah kahvesini içmiş sigarasını tüttürürken gazetenin sahibi huzura çıkıp hali hatayı zafiyeti anlatmak için ölüp ölüp diriliyor.
Duruma oldukça keyiflenen Gazi “Senin gazete bugün ilk kez doğru yazmış” diyerek keyifle gazete sahibini huzurdan gönderiyor.
Tevfik Rüştü Tevfik Puştu oluyor.
Evet delisi, velisi, akıllısı biliyor ki Türkiye’de tarım ve fındık bitti.
Avrupa standardı derken teşvik derken kapısında üç baş hayvanı olan damla iştirakler unutulup göldekilere destek erildi gölde kurudu damlada.
Ürüne destek verilmedi. Doğrudan gelir desteği adete tapu sahiplerine himmet edildi. Rant devşirildi.
Ürüne destek üreticiye destek verip üretimi desteklemediler.
Peki bunu Düzce’de bilmeyen siyasetçi yok mu?
Bir kere fındıkçı olmayan köyle bağlantısı olmayan siyasetçi yok sayılırken bunu iradeye sunmadılar mı.
Haber ve eleştiri dediğin zaman hemen farkı bakışlar başlıyor.
Aylardır fındıkçı inim inim inliyor.
İktidardakiler yörük malı ile kurban kesme derdinde.
Muhalefet konunun Nasrettin Hoca’nın ışıkla merkep araması misali basın açıklaması ile şov yapıyor.
Elle tutulur gözle görülür ipe sapa gelecek bir adım yok bir eylem yok.
Söylem yerinde.
Ey İl Başkanı Hikmet Keskin. Bugün ve dün fındık fiyatı ile ilgili fındıkçı ile ilgili Fındıkla illegal ne yaptın.
Bir rapor hazırlayıp Reise de Tarım bakanına yazılı olarak verdin mi.
Ziraat odaları ve fındık köylüsü veya muhtarlarla bir toplantı yapıp yazılı sözlü talep aldın mı.
Ey İktidar ortağı MHP’nin İl Başkanı İlhami Caboğlu, sen ne yaptın, bugün fındıkçı için, fındık için ne yaptınız?
Mikrofonlara objektiflere konuşurken milletin sesi olduğunuza inanıyorsunuz.
Millet fındık konusunda sizin kendisinin sesi olduğuna inanmıyor.
Yazlı sözlü milletvekillerinize ne ilettiniz.
Genel merkezlerinize konunun muhataplarına hangi yazılı çalışmayı tespiti incelemeyi araştırmayı verdiniz.
Ey Ak Partinin şimdiki il gelecekte Belediye başkanı hayali ile sahalarda millete dokunan Başkanı Hikmet Keskin.
İki birlik sonuçtan çıkardığın ders bu mu.
Ey ak partiden ve tabandan itibar görüp bir milletvekilliği alan MHP’nin il Başkanı İlhami Cabaoğu. Zafer sarhoşumu oldun? Güç zehirlenmesi mi yaşıyorsun?
Bunu ikinizden başka kim dinleyip kim anlayıp kim derde çare olacak.
Bu yazını eski tarihinde evvel Hikmet Keskin veya İlhami Caboğlu fındıkçı ve fındık üzerinde bir inceleme, bir çalışma, bir talebi yazılı olarak tarım bakanına, genel başkana, reise ilettiler mi?
Fındık konusunda tribünlere oynayan şov yapan CHP’nin Düzce’de sesi bir yürüyüşten öteye gidemedi. Akçakoca İlçe Başkanının Fındık çuvalı ile yürüyüp fındık meselesini ter atarak şov yaparak izleyen CHP muhalefetin ile hakkını veremedi. Düzce’nin çöp ve park sorununu siyasetten nemalanmak için kullanan CHP iş halkın sesi olunca yürüyüş şovunu tercih etti. CHP İl Başkanlığının da Düzce ölçeğinde çözüm üretmek alternatif üretmek adına genel merkez ve vekil bazında kamuoyuna açıklanmış bir tespit çalışması yok.
Mahmut Tanal’ı Çöp Tessisleri, İnönü Parkı ve Akçakoca Sosyal Bilimler Lisesi için Düzce’ye getiren CHP fındık konusunu çuvalla bitirdi.
Derdi anlatıp derman aradılar mı?
İktidar olmak başka muktedir olmak başka bir şey.
Tarım il müdürlüğü ne işe yarar. Ziraat odaları, fındıkçılar, muhtarlar ve iktidar olan kendilerini muktedir bilen siyasetçiler mini bir fındık çalıştayını acilen toplayıp sorunu analiz etsinler.
Yoksa siyasi kredi bitti.
Ekonomik krizle geldiğiniz yerden ekonomik krizle gidersiniz.
Bu hakikatleri anlatmak için Tevfik Rüştü hikayesindeki gibi demagojimi yapmamız lazım.
Bizden söylemesi. Köprüden önce son çıkıştasınız.
Fındıkçı sizden beyan demeç söylem istemiyor.
Çözüm istiyor. Haber bekliyor.
Yok hala hikaye anlatmaya devam eden senaryoyu yazmaya devem ederseniz size öyle bir rol verecekler ki.
Son yılların en acıklı siyasi sahnesini sonunu yaşayacaksınız.