Karadeniz bölgesinin can damarı fındıkta hasat zamanı... Toplanması kadar bakımı da oldukça zor bir ürün olan fındık, zahmetli yolculuğun sonunda çuvallara doldurularak satılacağı günü bekliyor. Geçen yıl dibe vuran fiyatlar yüzünden zor günler geçiren üreticilerin nabzını bu kez tarlada tuttuk. Şu günlerde harıl harıl süren toplama işlemi sırasında mikrofon uzattığımız üreticiler, yeni sezondan beklentilerini anlattı.
“BEKLENTİMİZ 15 TL”
Üretici Mehmet Küçükilhan, emeklerinin ve masraflarının karşılığı olarak fiyatın 15 TL'den aşağıya düşmemesi gerektiğini söyledi. Küçükilhan, “Yeni sezon için Ordu’da galiba fiyatın 13 TL olduğu ile ilgili açıklama yapıldı. 15 TL olarak bir beklentimiz vardı ama 13 TL olarak açıklandı. 15 TL olsaydı daha iyiydi.” dedi.
“FINDIK YOK” DİYORLAR AMA...
Geçen yıl ile kıyaslandığında bu yıl çok yüksek fiyat beklentisi içerisinde olmadıklarını söyleyen Küçükilhan, şöyle konuştu: “Geçen senenin fiyatına göre çılgın fiyatlar olmaz. “Fındık yok” diyorlar ama Türkiye’de yine talebi karşılayacak fındık var. Çünkü geçen seneden de kalanlar var. Senede yaklaşık 700 bin ton Türkiye’nin yurtdışına ihracatı var. 950 tona yakın bir fındık çıktı geçen sene. Hepsi satılmadı. Şuanda evinde fındık bekletenler var. Bu sene de fındık yok. Birbirini tamamlayacak.” 
“EMANETE VERDİĞİMİZ İÇİN BU HALLERE DÜŞÜYORUZ”
“Emanete verdiğimiz için bu hallere düşüyoruz.” diyerek konuşmasını sürdüren Üretici Mehmet Küçükilhan, şunları söyledi: “Fındığın fiyatı o yüzden düşüyor. Kimsenin de vermemesi lazım emanete ki fındığın fiyatı yükselsin. Ben kimseye fındık verme taraftarı değilim. Kendi açımdan herkes evinin bir köşesine bıraksın fındıklarını. Kendi saklasın zamanı gelince satsın. Desteklemeleri aynı şekilde  hızlandırsınlar. 2B'yi de hızlandırsınlar. Desteklemeleri alamıyoruz, bu konuda tabii ki beklentilerimiz var.”
“KENDİ MALINI KENDİSİ ÖLDÜRMEYECEK”
Fındık tarlasında ter döken üretici Yusuf Makaraoğlu da beklentilerini şöyle anlattı: “Yeni sezonda fındıktan bir beklentimiz olacaksa, vatandaşın üstüne düşen bir görev var; vatandaş fındığını emanete vermeyecek. Kendi malını kendisi öldürmeyecek. Bugün 10 ton fındık alan biri fındığını emanete veriyorsa yani o fındığı saklayabilecek bir yer yapamıyorsa, o fındık işini hiç yapmasın. Fabrika gereksinimini karşıladıktan sonra kalan fındığa para vermeyecek. Geçen seneden örnek almalıyız. Geçen sene fındık 13 TL'den başladı. Tüccar emanete fındığı topladı sonrasında fiyat, 8 TL'ye kadar düştü. Bunun olmaması için vatandaş bunu evinde saklayacak. Bakacağız sonra para yapıyor mu yapmıyor mu?”
“OVADAKİ FINDIĞIN KALDIRILMASI GEREK”
Fındığın para yapması için düz ovadaki fındığın kalkması gerektiğini savunan Makaraoğlu, şöyle devam etti: “Düz ovada istenilenin işlendiği toprağa biz fındığı, kavak ağacını diktik. Bayırdaki adamın mahsulünü, ekmeğini öldürdük. Fındık düz ovada çoğaldıkça para etmemeye başladı. Gerekirse teşvikle ya da sökülmesine para vererek ovadaki fındığın kaldırılması gerek.” 
“BİZİM SIRTIMIZDAN PARA KAZANIYORLAR”
Üreticinin önceki yıllarda tek adres olarak gördüğü Fiskobirlik'in de eski dönemlerdeki gibi olmadığı eleştirisinde bulunan fındık yetiştiricisi Makaraoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Fiskobirlik de kalmadı. Fiskobirlik’i kim yönetiyor? Bir grup kişiler. Kendi içinden başkan seçip kendilerini yönetiyorlar. Kendilerine tatil köyü kurup istediği gibi yaşıyorlar. Vatandaşın eline ne geçiyor? Bugün al fındığı iki sene sonra paranı alabilirsen al. Sonuç yine hüsran. Sayın Cumhurbaşkanımız başbakan olduğu döneminde de söyledi “Fındığınızı emanete vermeyin” dedi. Kimse dinlemedi, cezasını çektiler. Bu fındık sofraya gelecek bir şey değil. Bundan ya çikolata ya da yağ olacak. Örneğin büyük bir çikolata fabrikası kurup kendi çikolatamızı üretsek işte o zaman fındığımız para yapar. Fındık buradan Avrupa’ya gidiyor. Orada çikolata yapımında kullanılıyor. Çikolata olduktan sonra ülkemize geliyor ve bize misliyle satılıyor. Sonuçta şu; biz hiçbir şey kazanamazken fındığın işlendiği, çikolata haline geldiği yerler bizim emeğimizle, bizim sırtımızdan para kazanıyor. Bunun burada bir fabrikasını kurulsa da fındık değerlense daha güzel olmaz mı?” 
“EMANETE VERİYORUZ, TÜCCARI ZENGİN EDİYORUZ”
Bir başka üretici ise beklentisini oldukça yüksek tuttu ve 35 TL olması gerektiğini şu gerekçelerle anlattı: “Etin kilosu 40 TL, alıp yiyemiyoruz. Kimse kusura bakmasın. Domates-bibere devam. Soğan-sarımsak zor yiyoruz, o da pahalı. Sarımsak 15-20 TL. Fındık neden 35 TL olmasın? Emanete veriyoruz da tüccarı zengin ediyoruz. Biz fakirleştik daha da aşağıya düştük. Fiskobirlik iyi fiyat verirse ona veririz. Önceden ona veriyorduk. 35 TL olursa gönlümüz olur, memnun oluruz. Gübre pahalı, her şey pahalı, hayat pahalı. Geçinemiyoruz.”

Haber; C.ÜSTÜNER