Düzce Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Denetleme Kurulu Üyesi Erol Tayhan, yayımladığı mesajda 24 Temmuz’un basında sansürün kaldırılış günü olarak Basın Bayramı ve Gazeteciler Günü olarak kutlandığını hatırlatarak, "Basının karşılaştığı engeller günü anlamsız kılıyor. Gün, bayram değil basının pranga günüdür.” ifadelerini kullandı.

“Bu anlamlı günde, basın sektörünün bütün çalışanlarını en içten duygularımla kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum" diye sözlerine başlayan Düzce Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Tayhan, özellikle seçilmişlerin basına karşı gösterdikleri tavırları insani ve ahlaki bulmadığı gibi mesleki olarak da etik bulmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Basına karşı uygulanan yasaklama ve kararların basının pranga altında olduğu kanaatini hatırlatıyor. Halkın oyuyla ve onayıyla ‘Unvan” veya ‘makam’ elde etmiş bazı şahısların basına uyguladığı karartmayı bir “pranga” olarak nitelendiriyorum.”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tayhan açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: ”Memur ve amirleri yasalar çerçevesinde hüküm verdikleri için bazı kurallara uymakta gösterdikleri yasaklamayı ‘yasak” kılıfı ve bahanesi altında göstermelerine alıştıklarını buradaki engellerin kaldırılmasının yasa yapıcıların işi olduğunu ve bir an evvel bu engellerin kaldırılmasının zorunlu olduğunu daha önceki yıllarda da hatırlatmıştık. Ancak yasa koyucuları ve yasa yapıcılar bunu es geçmeye devam ediyorlar.Aradan geçen zaman zarfında İl Genel Meclisinde (İGM) yaşanan ‘basını dışarı almaya ve atmaya matuf” kararlar basının aslında ‘PRANGA ALTINDA’ olduğunu gösteren sonuçlardır. İşin tuhaf yanı halkın haber alma hürriyeti bu prangalarla bu engellerle aslında karartılmış oluyor. İşin bir ilginç yanı da Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclisinin de toplantılarının basına kapatılması kadar anlamsız bir uygulama ancak bu pranga döneminde yaşanır. Düzce sanayinin kalbinin attığı TSO’da ve icraatın kalbinin attığı İGM’de halkı bilgilendirmek isteyen basının engellenmesi kadar çağdışı bir uygulamayı düşünemiyorum.”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Tayhan, basına yapılan tüm engellemelerin ardından basına set çeken “seçilmiş makam”ların ve yetkililerin “özür” dileme gibi bir mekanizmayı işletmelerini “talihsizlik” olarak nitelendirerek, şunları kaydetti: ”Hata yapanlar önce hatalarını kabul etmelidirler. Sonra hata yapan özür kapıları açmalıdır. Hata yapan özür dilemeli ve normal yaşantısını sürdürmelidir.Şu anda yapılan basına zulümdür. Basına zulüm halka zulümdür. Zulm ile abad olanın, akıbeti berbat olur. Bu zulüm sürdüğü sürece beraberinde başka zulümler gelecektir. Zulmün sonu her zaman berbat olmuştur.Bu anlayışın ve yasaklamaların bu çağda artık ortadan kalkmasını diliyor, her türlü engellemelere rağmen görevini layıkıyla yerine getiren gazetecileri, medya mensuplarını sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.”

 

 

Haber;C.Üstüner