1961'den 2015'in 10 Ocak'ına 54 yıl sonra her ofise bir yerel gazete, bir dergi, her eve Yerel TV" kampanyası başlatıyoruz.." dedi.
"Özde basın yerel basın için 'SÖZDE değil, ÖZDE GAZETECİ OLMAK ESASTIR" diyen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Tayhan, "54 yıl sonra yeniden yerel basının önemi ve gereği hatırlanmalı. Her yerel basın yerel olmanın önemini, gereğini ve ağırlığını hissetmeli.Bunu da halka hissettirmeli..Düzce Öze dönmeli.Düzceli Özünü hatırlamalı.Özüne köküne sahip çıkmalı. Basının özü yerelle başlar yerel basınla başlar.Yerel olmadan genel olmaz.Yerel medya olmadan yaygın medya olmaz.Yaygın medyanın kökü yerel medyadır, yerel basındır" dedi.
"Yerel basına dört elle de sarılırken yerel basın mensupları da dört elle birbirlerine güç vererek sarılmalı." diyen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tayhan :" Bunun adresi de bellidir. ÖZDE BİRLİK İÇİN YEREL BASINI SEÇİN..Düzceli de önce Düzce, önce yerel basın demeli.Bu bilinç ve bu anlayışı gelişmeli ve geliştirmeli" dedi.

Fransa'nın Paris kentinde "Charlie Hebdo Dergisi"ne uygulanan baskın ve katliamı da kınayan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tayhan, "Törör de katliyamlar da özgür basının özgür olma ve özgür kalma anlayışını değiştiremez" dedi.

10 Ocak 1961 Anayasasında gazetecilerin lehine 212 sayılı yasa gibi bir takım hükümlerin konulması üzerine “Gazeteciler Bayramı” dendiğini ancak 12 Mart 1971 Askeri darbesinde de bu haklardan bazılarının geri alınması üzerine bayram yerine “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanmaya başlandığını hatırlatan Düzce Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Tayhan, çağ ilerledikçe görev ve sorumluluk bilincinin artması yerine bazı mesleki kavramların çöpe atılmasının “Gazeteye, Gazeteciliğe ve Gazeteciye olan ilginin yanında güvenin de azalmasına neden olduğunu” belirterek “ SÖZDE DEĞİL ÖZDE GAZETECİ OLMAKTIR ESAS OLAN" dedi. "Ülkenin de insanlığın da bu anlayıştaki gazetecilere ihtiyacı vardır” diyen Erol Tayhan, bunun unutulmaması gerektiğini hatırtarak :"Elektronik çağda olmamıza rağmen haber almakta, bilgi almakta aynı hızı yakalayamıyoruz.Önümüze yasaklar ve yasaklamalar bir set gibi, bir duvar gibi dikiliyor" diyerek gazetecilerin yanlış işlere tevessül ettirildiklerini dile getirdi.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tayhan açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:”Bu set ve duvarlar, bilgi kirliliğini beraberinde getiriyor. Sağlıklı bilgiyi sağlıklı ortamda ve anında alamayan gazeteci yanlış işlere tevessül ediyor. Yalan ve yanlışın sonu hüsrandır. Sonra başlar atıp-tutmalar sonra başlar yalan yanlış haberler. Toplumu yanlış bilgiyle donatmak hainliktir. Bilgiyi alamayan bir gazeteci kime nasıl aktaracaktır. Bilgi kapılarını kapatmak, bilgi hakkını engellemek beraberinde medyaya olan güveni de zedeleyecektir. Bu çağda haber almak için, röportaj yapmak için yani BİLGİ ALMAK İÇİN resmi makamlara dilekçe vermek bilgi kirliliğini körükler. Bilgi kirliliğinden doğacak hainliğin faturası da gazeteciye ait değildir”


YANLIŞ YAZANIN “YAKASINA YAPIŞIN”
Gazetecilerin kamu hizmeti için çalıştığının altını çizen Tayhan, gazetecilerin tek hedefinin haberi yansız kamuoyuna sunmak olduğunu ifade etti.”Biz gazeteciler, kamu hizmeti yapıyoruz.Tek hedef haberi yansız kamuoyuna sunmaktır…Sağlıklı bilgi almak ve sağlıklı bilgi sunmak istiyoruz. Bilgi hakkının engellenmediği durumlarda ülkenin birliği dirliği ve düzeni sağlandığı gibi yalanın olmadığı ortamlarda da huzur ve bütünlük sağlanacaktır.Bilgi almak için konuşmak ve danışmak için dilekçeyle müracaat devri bitmiştir, bitmediyse de bitmelidir, bitirilmelidir..Gazeteciye bilgi vermekten kaçarsanız beraberinde su-istimalleri bekleyin demektir.. Verin siz bilgiyi yalan yanlış yapanın da yazanın da yakasına yapışın.Bilgiye susamış bir topluma pranga çekmeye gazeteleri de yalan yanlış yazmaya yönlendirmeyin.”

Düzce Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Tayhan, sözlerini “sansürsüz, engelsiz ve setsiz yılların özlemi içinde olduğunu” dile getirerek bitirdi.