Cahit Üstüner’in hazırlayıp sunduğu ve Cuma günleri Öncü Radyo Televizyon ortak yayınıyla izleyicisiyle buluşan İş’te Düzce programının bu haftaki konuğu Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Kayıkçı oldu. DESOB’un yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler veren Kayıkçı açıklamalarında, küçük esnafın sorunları, Türkiye’de artan genç işsizlik ve Düzce Belediyesi’nin yaptığı çalışmalar gibi birçok konuya değindi.
 
“Türkiye’de tekim bu konuda”

Düzceli esnafların sizi tekrar başkan seçmesi size nasıl bir duygu kattığı sorulması üzerine Kayıkçı şöyle cevap verdi: “Tabi teveccüh güzel böyle bir yere seçilmek ve burada gerçekten baya bir zaman görev yapabilmek, kalabilmek her faniye nasip olan bir şey değil. Tabi biraz bu koltuklar adamı ısıtır biraz farklıdır bu koltuklar. Benim geliş şeklim ve yönetiş şeklim bu teşkilatta çok fark yarattığı söyleniyor. Ben yaptığım her görevi şimdiye kadar ne mal alan, para kazanan bir insan değilim. Ben daha hiç bordro doldurmadım, hiç maaş almadım Türkiye’de tekim bu konuda Oda Başkanlığı’nda da Birlik, Başkanlığı’nda da.”

AVM’ler  aldığını götürüp gidiyor
AVM ve zincir marketlere karşı küçük esnafın ayakta tutmak için yaptıkları çalışmalara değinen Kayıkçı şunları ifade etti: “Tabi ki var her zaman var geldiğimiz günden beri bugüne kadar zincirler bir problem ama bir de gerçekler var ticarette bile yarışta bile her zaman adaleti istedik en son bakanımız Ruhsar Pekcan ile yaptığımız Türkiye genelindeki arkadaşlarla yaptığımız toplantıda ESBIST diye bir sistemimiz var bu sistemin değiştiğini, değişeceğini ve belediyelere direkt entegre olabileceğini bu şubat sonu veya mart başı gibi de bu Türkiye’de ilk kez örneğin şuraya bir kuaför dükkanı açılacak bu eğer belli bir standarda uymuyorsa oraya ruhsat verilemeyecek ancak geldi buna çok geç kalındı yani zincirler aldı başını gitti köylere kadar girdi. Tamam girdi de burada bir tane iki tane insan çalışıyor. Oysa bizim bakkalımız düğün yapsa çocuğuna burada yapıyor kazandığının katma değeri burada kalıyor. Oysa ki o tip marketler aldığını götürüp gidiyor. Yalnız tuzak ürünler yapıyorlar örnek veriyorum ben bunu her zaman söylüyorum reklamın bir şekli vardır. Reklam insan üstünden yapılmaz reklam basın aracılığıyla, ilan aracılığıyla vesaire reklamınızı yaparsınız. Diyor ki mesela; bu sandalye 5 lira diyor oysa sandalyenin alınışı 100 lira bundan 20 tane var bugün diyor oraya bir sürü insanı kapıya diziyor saat 10:00’da açıyor onunla birlikte reklam yapmaya çalışıyorlar. Bunlar suç olmalı biz bunları bakanlığa da yazdık.”
Bu süpermarketlere biz bugün değil hep karşı bir tavrımız oldu. Çünkü zincir marketler özellikle, yani zincir marketler bunun bir faydası yok bu 900 gram pirinci, 850 gram şekeri gibi şeyleri bunlar icat etti. Bizde yarım kilo, bir kilo, iki kilo öyle giderdi her şey. Yani usuller de değişti. Tuzak ürünler koydular önlere yanlara.
Esnaf ülkenin sahibidir öyle bakmak lazım fabrikacı büyük zengin kaçar gider esnaf ise bu ülkede gideceği bir yer yok. Esnaf ve sanatkarlar bu ülkenin temel taşıdır. Sözde kalmamalı bu korunmalıdır.
 


“Bu ticari ahlaksızlığa girer biz onunda karşısındayız”
Ürünlerin marketlerde farklı fiyatlarda satılması üzerine konuşan Kayıkçı şunları dile getirdi: “Çok farklıysa bunu şikayet edebilecekleri bir yer var. Bu ticari ahlaksızlığa girer biz onunda karşısındayız. Ticaret İl Müdürlüğüne gidecekler bununla ilgili şikayette bulunacaklar. Cezayla karşılaşmıyor tabi ki ama ahlaki ise karşılaşıyor biz ahlaksız ticarete karşıyız esnafta böyle bir şeyin olmaması lazım ama maalesef her toplumun içinde bir tane iki tane çıkabiliyor ama biz bunlara sahip çıkmayız.”
 
“iş yeri kapatmaya kadar gider”
Meslek gruplarının mecburi fiyat listesinin bulunması gerektiğini belirten Kayıkçı şöyle konuştu: “Berberlerin var, terzilerin var bakkalda olmaz çünkü değişken bir fiyat bakkalda kimse koyamaz, minibüslerde var, otobüsler de var sayamadığımız daha birçok oda var Tabi ki odaların kendi denetim kurulları vardır onlar yapar ama şikayetler bize gelir biz de disiplin kurulunu çalıştırırız. Disiplin kurulu iş yeri kapatmaya kadar gider.”
 
“Asgari ücrete ne geliyorsa ekmeğe de o gelsin”
Yeni yıl ile birlikte ekmeğe zam yapılacağı konusunda açıklamalar yapan Kayıkçı şunları ifade etti: “Biz şöyle bir teklif getirdik aslında asgari ücrete ne geliyorsa ekmeğe de o gelsin. Biz bunu bakanlığa söyledik. Unun çuvalı 64 lirayken fiyat alınmış 81 lirayken alınmış şuan ekmek yapılabilecek un 110 lira 112 liranın altında un yok 140 liraya kadar un var. Doğalgaza 3 defa zam gelmiş, elektriğe gelmiş fırında çalışan asgari ücretli yok zaten ücreti var ama ona gelmiş una gelmiş, tuza gelmiş, ekmeğin fiyatı olmasın diyorsa bir insan o zaman devlete şu iş düşüyor bu unun çuvalına destek vereceksiniz.”
 

“Devlet tarafından yerli üretim destekleniyor”
Yerli üretime devletin büyük destek verdiğini belirten Kayıkçı şunları söyledi: “Yerli üretime çok büyük destek var. Devlet tarafından yerli üretim destekleniyor. Ama insanlar kaliteli ürün kullanmak ister. Ürün kaliteli olursa insanlar daha çok tercih ederler. Eskiden yerli malı haftası yapardık okullarda dikkat çekmek için. Fakat bunu ilerleterek bilime götüremedik. Siyasette  bir iki yıl da bir seçim yapıldığı için oluşan siyasi belirsizlik bunu neden oldu. Çok iyi bir yerli telefon çıktı da biz mi kullanmadık ? Yerli ve milli üretim devlet tarafından her zaman destekleniyor. Adete bir ilimdir bu. Biz şuan bir uluslararası bir savaşın içerisindeyiz.  Bu memlekete katkı veren herkes kıymetlidir. Ama illa ilim illa bilim diyorum. Kutsal kitabımızda da bu yazıyor. Oku diyerek başlıyor kuran.”
 
“Gençler çok çabuk sıkılıyor”

Gençler konusunda yapılacak çalışmalar hakkında konuşan Kayıkçı şunları söyledi: “Mesela gençlerimiz. Liseyi bitirdikten sonra ne yapacak. Bizim genç nüfusumuz çok. Biz bu gençler için neler yaparız bunları derdinde olmamız lazım. Gençlik ne istiyor ne yapmayı seviyor bunları bilmek gerekiyor. Gençler çok çabuk sıkılıyor. Neden sıkılıyor. Öyle bir yarıştırmak gerekiyor ki gençleri ödüllü yarıştırmak gerekiyor. Örneğin Akçakoca’da deniz var ama yüzme yarışı yok. Burada STK’lara çok büyük görev düşüyor. Devlet yapması gerekenleri yapıyor zaten. Birazda STK’ların devreye girmesi gerekiyor. Bizim derdimiz bu gençler olması lazım. Gençleri ödüllendirmediğimiz sürece bir şey yapmıyorlar. Kitap okumuyorlar ama kafelere bir bakalım bütün gençler orada. Hakları tabii ama bunlara dikkat etmek gerekir. Gençleri harekete geçirecek donelere ihtiyaç var. Boş duran insan olmamalıdır ama bizim sokaklarımızda boş insan dolu. Kendine nasıl bir insan olmalı sorusunu sormalıdır.”
 
“Soyadı gibi Şahin birisi”
TSO Başkanı Tuncay Şahin hakkında konuşan Kayıkçı şunları belirtti: “TSO Başkanı Tuncay Şahin. Düzce’de herkes tanıyor. Soyadı gibi Şahin birisi. Kim derdi ki bu kadar gayretle üniversite ve devletle yaptığı çalışmalar ile TSO’ya bu kadar kan getirecek. Kimse tahmin edemezdi. Kendi bile tahmin etmezdi bu kadar çok şey yapacağına. Ama ticarette çok başarılı olduğunu söylemem çünkü çok iyi niyetli bir insan. Çok yardımsever biri. Ama bu zihniyeti ile TSO’yu nelere getirdi hepimiz görüyoruz. Bugün görüştüm iki toplantıdan geldi. Çok özverili çalışıyor kendisini tebrik ediyorum. Düzce’nin şansıdır bu iyi yönetim kadroları. Bu insanlar ile beraber Düzce yürüyor. Bu yönetimler güçlü olmasa TSO ve diğer odalar darma duman olurdu.”
“Bu baharda da çok büyük işler yapacak”
Düzce Belediyesi’nin yaptığı çalışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Kayıkçı şöyle konuştu: “Sayın bakanımız Faruk Özlü hiç belediye başkanlığı yapmamış  biri ama devlet terbiyesi almış biri olduğu için ne kadar köklü iş yaptığını görüyoruz. Bu baharda da çok büyük işler yapacak ben biraz biliyorum. Belediyenin borçları olmasa daha büyük işler yapacağından adım gibi eminim ama imkanlar el vermiyor. Faruk beyin yapacağı işleri bir daha bozmaya gerek kalmayacak böyle güzel sistemli çalışmalar yapacak. Yap boza ben karşıyım. İnşallah bu yeni belediyenin yaptığı işleri kimse sökemeyecek. Bu belediyenin yaptıkları çok güzel işler.”