Düzce hemen toparlanamadı


Marmara Depremi'nin 15. yıl dönümü dolayısıyla, görüşlerini aldığımız Düzce halkı iki ayrı düşünceye sahip. 15 yılda Düzce'de nelerin değiştiğini sorduğumuz bir vatandaş nüfustaki artışa dikkat çekerek, “Nüfus yarı yarıya çoğaldı. Düzce şimdi altın oldu. İllaki eksikler var ama halledilir” diye konuştu. Aynı görüşte olan ve 17 Ağustos Depremi'nde 4 cenaze verdiğini ifade eden bir başka vatandaş “Adapazarı toparlandı ama Düzce hemen toparlanamadı. Yarayı sarmak çok zor. Yetkililer elinden geleni yapıyor. Daha ne yapsınlar?” dedi.


Düzce merkezin toparlandığını ve düzene girdiğini söyleyen bir vatandaş ise köylerde hala hasarlı evlerin olduğunu, kendisinin de hasarlı bir evde yaşadığını belirtti. Yetkililerden bir şey istemediğini söyleyen vatandaş, “Evi yıkıp yeniden yapacağım.” dedi.


Deprem yine geliyor ...


Düzce'nin depremi unuttuğundan yakınan vatandaşların kimisi ise, yeni bir deprem endişesi yaşıyor. Evlerin 3-4 kat ve üstü yapılmaya başlanmasından korktuklarını ifade eden vatandaşlar “Düzce çok ölüm verdi. Çabuk unuttu!” diye tepki gösterdi.


Depremin kendisinde gelecek kaygısına yol açtığını ifade eden bir başka vatandaş ise “Yıllar geçmiş olsa da, bugünkü gibi. Hala her an olacak gibi bir endişe var. Düzce yaralarını sarmaya devam ediyor, ama saracak daha çok yara var. Yetkililer 3 katın üzerine çıkmamalı. Çevre düzeni şuan çok güzel gidiyor, beğeniyoruz.“ dedi.


Düzce'nin toparlanamadığını düşünen bir vatandaş da “Kaç yıl geçti. Binalar yapılıyor ama tam olarak toparlanamadı Düzce. Deprem'in hala izi belli oluyor. Yetkililer daha özverili olmalı.” dedi. Merkezde 4-5 katlı evlerin yapılmasını doğru bulmadığını dile getiren vatandaş, “Düzce'nin altı su. Bu unutulmamalı” yorumunda bulundu.


Düzce mükemmel bir örnek olabilir


17 Ağustos Depreminde yeğenini kaybettiğini söyleyen Yıldıray Uzun adındaki bir vatandaş depremi şöyle anlattı: “Düzce'ye geldiğimde aklın almayacağı manzaralar gördüm. İnsan kokusu, cesetlerin kime ait olduğu bilinmeden gömülme telaşını düşünün... Allah kimseye bir daha göstermesin. Yaşamayanın anlatacağı bir şey değil.“


Göçük altında kalan yeğeninin kurtulabilmesi için 3 gün uğraşıldığını belirten Yıldıray Uzun, “Vücudunun yarısı duvar altında ezik. Bugün bir tost makinasında bir vücudu değil, ekmeği o hale getiremezsiniz.“ dedi. 15 yılda Düzce'nin büyük bir gelişme katettiğini düşünen Uzun, “Adapazarı, Gölcük'e bakıyorum. Düzce'ye de bakıyorum. Düzce'de müthiş bir gelişme var. Bunu Düzce'nin merkezi olarak değerlendiriyorum. Mükemmel derecede siteler, ve gerçekten de inşaat standartlarına uygun binalar. Bu düzeni bozmazlarsa, Düzce mükemmel bir örnek olabilir. Diğer deprem şehirlerine istinaden söylüyorum. Adapazarını da biliyorum, Gölcüğüde biliyorum. Düzce'yi beğeniyorum.“ diye konuştu.
“Deprem ders olarak okutulmalı”


Depremin eğitime dayalı bir şey olduğunun altını çizen Uzun, “Japonya da deprem olunca panik yok, burada ise ufacık bir deprem de dışarı çıkıyoruz. Dışarı çıkmakda tehlikeli olabilir. Temelde nasıl dersler okutuluyor, depremde bir ders olarak verilmeli. Deprem ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Bu da eğitimle olacak. “


“Depremde adam öldürmek, cinayet kadar suç olmalı”


Deprem sonrası 2 kat olan iznin bugün 4 kata kadar gelmesini de değerlendiren Yıldıray Uzun, “5-6 altı katlı ev yapılması önemli değil. Standartlara uygun yapılması önemli. Konu 5-6 katlı yapılması değil, konu yapan müteahhitin da eğitilmesi. Alan kişilerin de almaya gittiğinde, bunun depreme dayanıklıdır belgesi var mı göreyim demesi lazım. Birkaç tane resmi kanalın onayı gerekir. 6 katlı yapmışsın ama, dayanıklı yapmışsın denir. Depremde yıkıldığı zaman öyle 2-3 ay yatıp çıkmak yok. Cezası çok ağırlaştırımalı. Amerika'da trafikte adam öldürmek cinayet kadar suç. Bence Türkiye'de de depremde ve trafikte adam öldürmek cinayet kadar suç olmalı.“ şeklinde konuştu.


Balık hafızalıyız!


İnşaat işinde çalıştığını belirten bir vatandaş depremi ve o günleri unutamadığını dile getirerek, “Düzce değişti ama Adapazarı kadar toparlanmadı Düzce.” yorumunda bulundu. Düzce merkezde 4, bazı ilçelerde ise 7 kata izin verilmesine tepki gösteren vatandaş “3 katın üzerine çıkılması normal. Çoktan unuttuk. Biz balık hafızalı olduğumuz için gayet normal yani. Tekrar yapılmaması için, tekrar deprem olması gerekir. Bence şuan yerleşim güzel. En fazla 3 katlı olması lazım. 7-8 katlı bina yıkıldığında yanındakilere de zarar veriyor.“ dedi.