Yükseköğretimde Kadın Liderliğini Geliştirme ve Güçlendirme Eğitim ve Mentorluk Programı"na katılan kızkardeşlik networkü olan ‘Bin Yaprak’ın Kurucusu Melek Pulatkonak, programa katıma ve yürüttükleri çalışmalar hakkında açıklamalar yaptı.

Bin Yaprak’ın Kurucusu Pulatkonak öncelikle amaçlarını anlattı. “Kadının çalışma ve üretme yolculuğunda başka kadınlardan ilham almasını istiyoruz. Ona destek verecek erkeklerle tanışmasını ve bilgi paylaşımında bulunmasını amaçlıyoruz.”

Çalıştaya dinlemek ve akademik kadroda yer alan isimlerden bilgi edinmek hedefiyle katılım sağladıklarını belirten Kurucu, kadının meslek yolculuğunun eğitimden geçtiğini, kadının rol modelinin de akademisyenler olduğunu söyledi.
Kadının meslek seçiminde akademisyenlerin konumunu değerlendiren Kurucu, “Biz kadınlara sorduğumuzda akademisyenlerinin kendilerine tavsiyelerde bulunduğunu söylüyorlar. Bunun yanı sıra aile ve internette yardım alarak karar veren kadınlarda var. Akademisyenler bizleri yönlendiren gizli kahramanlardır. Akademisyenlerinin bilgi paylaşımının artması ‘Bin Yaprak’ kız kardeş hareketi için çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Kadının eğitimde ve ekonomide fırsat eşitliğini yakalaması için ‘World Ekonomi’ verilerine göre 2095 yılını beklemesi gerektiğini aktaran Kurucu, durumu tüm kadınlar için aşılması gereken bir duvar olarak nitelendirdi. Kurucu konuyla ilgili olarak “Bizimle birlikte çalışacak kadın ve erkekler var. Eğer bir kız babasıysanız ve kızınızın hayallerinin ortağıysanız, kadının çalıştıkça mutluluğundan sizde mutluluk duyuyorsanız muhakkak bizimle birliktesiniz demektir.” sözlerini sarf etti.

Kadının özgürlüğü ve çalışmasına yönelik çalıştıklarını paylaşan Kurucu, kadına yönelik şiddetin önlenmesinin çalışmalarına biraz teğet ama ilgili bir konu olduğunu söyledi. Son olarak kadının birkaç sebepten dolayı şiddete maruz kaldığını belirterek çalışan kadınların şiddete maruz kalmamayı seçme şansları olduğunu, kendilerinin de kadınlara seçim şanslarında destek sağlama amacı taşıdıklarını dile getirdi.

Haber:Y.SEVER