12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nde hayatını kaybedenleri anmak ve bir doğa olayı olan depremin yapı ve imardan kaynaklanan nedenlerle insana verdiği zararları tartışmak amacıyla Düzce Üniversitesi’nde 5. Deprem Çalıştayı düzenlendi. İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştaya, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, deprem sonrasında Düzce’de yaşanan görüntü ve fotoğrafların sunulmasıyla devam etti.

 “Üniversitemizde Deprem Uygulama Merkezi kuruldu”
Programın açılış konuşmasını yapan Teknoloji Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Mehmet Budakçı, sözlerine 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başladı. Budakçı, deprem riskine karşı sektör temsilcilerine ve inşaat mühendisliği bölümünde öğrenim gören öğrencilere önemli görevleri düştüğüne dikkati çektiği konuşmasında şunları kaydetti:
“Bilindiği üzere depremler can ve mal kayıplarının ötesinde sağlık, barınma, gıda, iş gücü ve hukuksal problemleri de beraberinde getirmektedir. Depremin etkilediği alan büyüklüğüyle ilgili sorunlarında büyüklüğü doğrusal olarak artmaktadır. Yaptığım araştırmaya göre bu iki büyük deprem sonrası yaklaşık olarak 19 bin kişinin hayatını kaybettiği 50 bin insanın yaralandığı ve bir kısmının da sakat kaldığı belirtilmektedir. Bu olumsuz durumun genellikle işyerinin ve binaların yıkılması sonucu kaynaklandığı tespit edilmiştir. Tabii bu olay inşaat mühendisi öğrencilerimize ve şuan sektörün içinde görev yapan mühendislerimize önemli sorumluluklar yüklemiştir. Geçen yıl itibari ile fakültemiz İnşaat Mühendisi Bölümü hocalarımızın katkısıyla üniversitemizde Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmuştur.”

“İnsana düşen görev, gerekli tedbiri almak”
Çalıştayda konuşan Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Emin Arslan, doğal afetlerle mücadelede insana düşen görevler olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Gerekli önlem ve tedbirleri alarak potansiyel tehlikeye karşı yaşama bilincini geliştirmektir. Bilim ve tekniğe düşen görev ise insan neslini de kültürel miras için depreme dayanıklı yapı tasarımı ilkelerine uygun düzenlemeler yapmaktır. Depreme dayalı yapı tasarımı sürecinde hasar riskini azaltıcı faktörlerin başında inşaat aşamasında zeminin araştırmalarına gerekli önlem ve hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir.”

“Güvenli denetim süreci sağlanmalıdır”
Arslan, depremlerin zararlarını azaltmak için alınması gereken tedbirleri ise şu şekilde sıraladı: “Yapılaşmaya uygun ve güvenli alanlar tespit edilerek ekonomik imar bölgeleri oluşturmak ve yerleşime açmak. Çağdaş kentler oluşturmak ve depreme dayanıklı yapı tasarlamak için mühendislik hizmeti almış projelendirme ve güvenli denetim süreci sağlamak. Kullanılan malzemelerinde denetlenmesini sağlamak. Deprem riski olan bölgelerde imar düzensizliklerini minimize etmek.”

“Deprem bilincine sahip öğrenciler yetiştirmek için çaba sarf ediyoruz”
İnşaat Mühendisliği Bölümü olarak geleceğin yapılarını tasarlayacak olan mühendislerin deprem bilincine sahip bir şekilde yetişmesi için yoğun bir çaba sarf ettiklerini dile getiren Arslan, öğrencileri  Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından düzenlenen depreme dayanıklı bina tasarımı yarışmasına katılmaya teşvik ettiklerini söyleyerek, Düzce Üniversitesi öğrencilerinin 2014 yılında birçok köklü üniversite arasından sıyrılarak “En İyi Deprem Performansı Özel Ödülünü” almayı hak kazandıklarını belirtti.


Haber: H. GÜRSOY