Depremin en acı sonuçlarının yaşandığı Düzce'de her yıldönümde acılar tazelenirken, "Depreme hazırlıklı mıyız?" sorusu sorgulanmaya devam ediyor. Deprem gerçeğini göz ardı etmeden yapılaşmak ve kentleşmek zorunda olan şehirde, “Deprem değil, bina öldürür” sözünden hareketle gereken tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor.

87 gün arayla iki kez yıkıldı
1999 yılında 87 gün arayla iki kez depremle yerle bir olan Düzce’nin yeniden yapılanma sürecinde eline geçen fırsatı iyi değerlendiremediği ise bugün hala genel kanı olarak dillendiriliyor.

Betonlaşma çarşı ve çevresinde yoğunlaştı
Bir çok uzman depremin ardından kent merkezinin, daha sağlam bir zemine sahip olan Kalıcı Konutlar mevkiine kaydırılması gerektiği üzerinde dururken, bugün gelinen noktada betonlaşma çarşı ve çevresinde artarak sürüyor.

Yüksek katlı binalar tartışılıyor
Son yıllarda inşaat sektörünün adeta altın çağını yaşadığı Düzce'de Konuralp başta olmak üzere bazı bölgelerde yükselen çok katlı binalar tartışma yaratırken, şehir merkezinin aksine bu yerleşim yerlerinde zeminin yüksek katlı binalara müsait olduğu gerekçe olarak gösteriliyor.

Nihayet Düzce hasarlı binalardan kurtuluyor
Yıllardır şehrin göbeğinde deprem anıtı gibi duran hasarlı binalar için geçtiğimiz yıl başlayan yıkım çalışmaları sadece 1 binayla sınırlı kalırken, İçişler Bakanı Süleymen Soylu'dan gelen talimat üzerine geçtiğimiz ay yıkım çalışmaları hızlandı. Yaptığımız röportajlarda, yıkıntılardan yeniden doğan şehirde artık depremin izlerini rastlamak istemediğini ifade eden vatandaşlar, gerekli tedbirlerin alınması noktasında idarecilere büyük görev düştüğünün altını çiziyor.

Yıllar geçiyor, sorunlar değişmiyor
Yüreklerde derin yaralar açan depremin yarattığı enkaz, her yıldönümde hafızalarda tazelenirken

yıllar geçip sorunların değişmemesi, depremden gereken dersin alınmadığını gözler önüne seriyor. Aktif deprem kuşağı üzerinde bulunan Düzce'de her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olunması gerektiği ortadayken, bu bilinçle herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor.

270 kişi hayatını kaybetti
Öte yandan 17 Ağustos 1999 günü saat 03.02'de meydana gelen ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından merkez üssü İzmit Gölcük olarak açıklanan 7.4 şiddetindeki deprem, Düzce'de büyük bir yıkıma yol açtı. Marmara Depremi olarak da anılan deprem özellikle İzmit, Adapazarı, Yalova ile İstanbul, Bursa ve Eskişehir'in bir kısmı ile Düzce, Gölyaka, Cumayeri, Çilimli ve Gümüşova ilçelerinde can ve mal kaybına neden oldu. 17 Ağustos deprem felaketinde bölgemizde en fazla can ve mal kaybı Düzce merkez, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana geldi. Toplam 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından kurtarılırken bin 157 kişi de yaralandı. 

Haber: C. ÜSTÜNER