1. derece deprem bölgesinde yer alan Düzce'de bir zorunluluk olan kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalar hala yavaş ilerliyor. Ağır hasar raporu verilerek boşaltılan şehir merkezindeki çok sayıda bina, mahkeme süreci başta olmak üzere çeşitli gerekçelerle yıllardır yıkılamıyor. Deprem kuşağında yer alması nedeniyle bu binalardan yıllar önce kurtulması gereken Düzce'nin hızlı bir kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğu deprem anıtı gibi duran riskli yapılarla açıkça gözler önüne seriliyor. Katıldığı bir programda bina bazlı kentsel dönüşüm projesi hakkında açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, dönüşümün ne kadar önemli olduğunun altını bir kez daha çizdi. Düzce için sık tartışmaya açılan 'şehir kimliği' konusunda da dikkat çekici ifadeler kullandı.

"Kentsel dönüşüm kaçınılmaz"
Özhaseki, "Gayrimenkul sektöründe dışarıdan bir teşvik ya da herhangi bir hızlandıracak unsur olmasa bile kendi kendine yetecek büyük bir ortamımız var. Bunun en önemli nedeni kentsel dönüşümün kaçınılmaz olması." dedi.

"Vatandaş ve belediye el birliğiyle hareket etmeli"
Sözü geçmişte şehirleşme adına atılan yanlış adımlara getiren Bakan Özhaseki, "Sağlıksız ve kimliksiz şehirlere sahibiz. Tarihte kurduğumuz medeniyetlere bakarak bu şehirler bize yakışmıyor. Geçmiş dönemlerde belediyelerin ideolojik davranmaları, gecekonduların ileride bir bela olarak kendilerine geri döneceğini anlamamaları bugünlere gelmemize neden oldu. Biz bir deprem ülkesiyiz. Topraklarımızın birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olan kısmı yüzde 66. Bizim bir an önce yemeden içmeden bu işe çözüm bulmamız lazım. Deprem insanları öldürmüyor sadece kötü yapılar öldürüyor. Eğer sizin kapınızı iki yılda bir bela çalıyorsa sizin buna hazırlıklı olmanız lazım. Kentsel dönüşüm yeni ve lüks yapılarda oturma isteğinden kaynaklanan bir uygulama değil. Bir zorunluluk, bir mecburiyet. Bu yüzden kentsel dönüşümü doğru bir zemin üzerine oturtmamız lazım. 2012 yılında çıkan yasa o günden bu güne kadar uygulanır. 1 milyon 200 bin civarında dönüşüm için bakanlığa müracaat var. Bunların ne kadar uygulandığı konusunda ise yüzde 50’lerden söz edebiliriz. Bu bize yetmiyor. 2000’li yıllardan önce yapılan binaların büyük kısmı risk taşıyor. 2000’den sonra yapılan binalar yönetmeliğe uygun yapılmışsa onları sağlam olarak görebiliriz. Yeter ki yönetmeliğe uygun olarak yapılmış olsun. 7.5 milyon bağımsız birimi bizim yeni standartlara göre yapmamız icap ediyor. Bir taraftan vatandaş bir taraftan belediyelerle el birliğiyle bu işin altından kalkabiliriz." diye konuştu.

Haber: C.ÜSTÜNER