1991 yılında Adalet Partisi'nden Bolu milletvekili olarak parlamentoya girerek 3 dönem milletvekilliği yapan ve memleketi Düzce’ye tıp fakültesi başta olmak üzere birçok önemli yatırımın kazandırılmasını sağlayan Necmi Hoşver, Öncü TV’nin merakla takip edilen Kitabın Ortasından programına konuk oldu. Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu programında bir diğer konuğu ise Necmi Hoşver’in milletvekilliği dönemindeki icraatlarını yakinen bilen ementar Gazeteci Harun Can Şerbetçi oldu. İşte Ünsal’ın yönelttiği sorulara deneyimli siyasetçi Necmi Hoşver’in verdiği yanıtlar…
Sadullah Ünsal: Sayın Hoşver siz milletvekili olduğunuz zamanlarda şu anki dönemi kıyaslayacak olursak gidişat nasıl?
- Düzce ilçe iken bolu siyaseti daha hâkimdi. Milletvekillerinin büyük çoğunluğu Düzce’den oluyordu. Düzce ayrıldıktan sonra imkânları düzce ye daha iyi şekilde getirdik. Tabi düzce ayrıldıktan sonra deprem yaşaması çok kötü oldu. Düzce bolu sınırları çizilirken o zaman ki siyasetçilerin sahip çıkamaması gibi birçok şanssızlıklar yaşadık. Şuan baktığımızda artık taşlar yerine oturmaya başladı. Zamanlarda 6 ayda bir vali değişirdi. Gördüğüm kadarıyla şuan ki valimizin çok büyük faydası var. Akıllı siyasetçiler valiye yardım eder. Böyle çalışkan bir vali varken yardım etmek lazım. Bir vali bulunduğu yerde ne kadar fazla kalırsa o kadar çok fayda sağlar.
Sadullah Ünsal: Milletvekili olmak için 30 yıl neden beklediniz sizi bekleten neydi?
- Rahmetli Kemal Demir milletvekili seçildiği zaman buradan uğurladık. Milletvekilliğinde babamlar kemal beyi destekledi. Biz o zamanlar genciz bize hediyeler verdiler. Bende dedim ki bir gün bende milletvekili olacağım dedim. Bolu’da siyaset yapacağım dedim 83 yılında bağımsız aday oldum 88 yılında kazandık. O zaman da bizi koymadılar. 91 yılında nasip oldu kazandık. Bolu’da görev yapmaya başladık. 128 Düzceli vatandaşları Kızılay’a yerleştirdik. İş imkânı sunduk. Bolu’nun her ilçesinde Kızılay merkezleri yaptık, Akçakoca’da huzur evi yaptık, burada iş merkezi yaptık. Bolu’da da buna benzer çok şey yaptık. Kızılay’ın vermiş olduğu imkânlarla hastalarla çok yakında ilgilenirdim. İnsanlar bizi çok iyi tanırdı.



“BEN BU FAKÜLTELERİ DÜZCE’YE ALINCA BOLU AYAĞA KALKTI”
Sadullah Ünsal: “Necmi Hoşver Bolu vilayetine giremez” diye pankart asılmıştı. Bunun nedenini bir anlatır mısınız?
- Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi kurulurken Orman Fakültesi Tıp Fakültesi’ni ve Teknik Eğitim Fakültesi’ni buraya aldım. Tabii ben bu fakülteleri Düzce’ye alınca Bolu ayağa kalktı. O yıllarda Düzce sağlık merkeziydi. Düzce’de iki tane tomografi makinası varken Bolu’da hiç yoktu insanlar buraya gelirdi. Çevre illerden de herkes Düzce’ye gelirdi. Tabii öyle olunca Bolu’ya pankart astılar. Bolu beni sonrasında hiç affetmedi. Yeni milletvekili olduğum o zamanlarda üniversite kuruluşu var, Düzce’de hiçbir şey yok. Ben de bunu görünce yeni bir önerge hazırladım. Bu fakülteleri Düzce’ye getirttim. Sonrasında Bolu’ya da getirdik. Tansu hanımın yanına gittim. Bolu’ya tıp fakültesi için. “Necmi bey yazılan yazıları gördünüz nasıl böyle bir şey isterseniz?” dedi. Gece yarısını bekledim ama sonunda imzalattım. Bunu iptal etmek için de çok uğraştılar. Direndik ve kurdurduk. O yıllarda bütün siyasi partiler bir araya geldi. Yardımlar toplanarak yaptık fakülteleri.

“BİR SÜRÜ HASTANE KURDUK, NASIL DOKTOR OLMAZ?”
Sadullah Ünsal: Geçtiğimiz aylarda kalp krizinden yakınınızı kaybettiniz. Düzce’nin sağlık konusunda gelmiş olduğu nokta ne durumda?
- Yeğenimi kaybettik bizim için çok üzücü bir durum. Ben milletvekili olduğum zamanlarda 200 yataklı devlet hastanemiz vardı. Sosyal sigortalar hastanesini yaptırdık. Muncurlu hastanesini yaptık. Tıp fakültesini yaptık. Hastaneden çıkarken yeğenimin kalp krizi geçirmesi doktorların buna müdahale demeyip başka hastaneye gönderilmesi çok daha üzücü bir durum. Bir sürü hastane kurduk, nasıl doktor olmaz? Sadece benim yeğenim değil yedi kişi bu şekilde kriz geçirmiş. Düzce gibi bir yerde müdahale edememeleri çok kötü bir durum.

BİZ SİYASETTEN ÇEKİLDİKTEN SONRA PROJELER ASKIDA KALDI
Sadullah Ünsal: Bolu’da milletvekilliği yaparken Düzce’ye bu kadar  çok imkanı sağlayabildiniz?
- Bayındır Bakanlığı parlamento temsilciliği yapıyordum. Boş zamanlarımda meclis ve bütçe toplantılarına katılırdım. Meclisteki komisyonları temsil etmemden kaynaklanmakta bunların hepsi. Beni “bütçeyi deliyor” diye başbakana şikâyet ettiler. Başbakanımız bana dedi ki “Bütçeyi delme.” Musluk akarken kendimize çevirmemek olmazdı. Beni oradan kovar gibi yaptı ama ben işim var diye çıktım odadan. Bütçe kanuna koyuyorduk yaptırabildik. Tansu hanım bana sordu hangi görevi istiyorsun dedi. Ben bakanlık bile istemedim. Bütçede kalsam yeter diyordum. İçimde en büyük kalan ukde Düzce’ye havaalanı yapmaktı. Hasanlar Barajı’nın etrafında yol yapıp Abant gibi yapmaktı. Biz siyasetten çekildikten sonra projeler askıda kaldı.

“HAVA ALANI İÇİMDE UHDE KALDI”
Sadullah Ünsal: “Hava alanı içimde uhde kaldı” dediniz bunun yapılabilirliği nedir?
- Organize sanayi bölgesini ben kurdum. Serbest bölgeyi Akçakoca’ya kurmaya çalıştık. Akçakoca’da liman ve barınak için uğraştık. İş adamları gidiş ve gelişlerinde kolaylık olsun diye ufak bir havaalanı yapmayı istedik.

“TREN YOLU PROJESİNE KİMSE SAHİP ÇIKMADI”
Sadullah Ünsal: Tren yolu projesi nasıldı?
- Akçakoca yolunu kamyonlardan kurtarmak için. Yazın tüm Düzceli halk Akçakoca’daydı. Akçakoca’dan Sakarya’ya doğru insanların da İstanbul’a gitmesi için. KIA fabrikasını gelip buraya kurduk. Temel atıldı herkes buraya geldi. Bizden sonra bu temeli söküp attı. Süleyman Bey cumhurbaşkanıydı, Japon iş adamları falan herkes geldi. Kimse sahip çıkmadı.
Sadullah Ünsal: Gölyaka’daki Efteni Gölü’ne neler yaptınız. Neler yapılması gerekiyor?
- Biz oraya can suyu verdik, canlandırdık. Sular kesilince kuraklık başladı. Biz burayı canlandırdık. Gözetleme kuleleri, yaptırdık. Oradaki projelerimiz çok farlıydı. İstanbul’dan Ankara’dan insanların gelmesini sağlayabileceğimiz bir yer haline yapacağız. Güzeldere Şelalesi’ni kimse bilmedi onun gerekenini biz yaptık. Güzeldere Şelalesi’ni biz keşfettik, Samandere’yi de öyle Abant’tan Düzce’ye bağlayıp doğal güzelliklerini herkese gösterip turistlik bir hale getirmeye çalıştık. Kardüz’ün yollarını ve projeyi bizde yaptık. Çim kayağı bile yapılabilecek bir yer. Kar merkezi haline getirmeye çalıştık ama olmadı. Akçakoca’daki yat limanı projesi hazırdı kimse bizden sonra sahip çıkmadı bıraktığımızla kaldı.
Sadullah Ünsal: Sizin döneminizde milletvekillerinin yanında 20 -30 tane adam olurdu, o günden bugüne baktığınız zaman sizden sonra Düzce’deki milletvekillerini değerlendirir misiniz?
- Yani milletvekilliği biz de yaşadık şimdiki arkadaşlarımız da yaşıyor. Bunların hepsine söylüyorum mukayese ederseniz yanlış yaparsınız. Ben 30 sene uğraştım oralardan geldim demokrasiden geldim.

“TEKRAR VEKİL OLSAM YARIM BIRAKTIĞIM İŞLERİ YAPARDIM”
Sadullah Ünsal: Siz 2002’de AK Parti’de milletvekili olsaydınız ne olurdu?
- Yarım bıraktığım şeyleri yapardım. Havaalanı, tren yolu, yat limanı… Bunların hepsi yapılacak işlerdi yarım kalan işler. Bir defa tıp fakültesini öyle bir donatırdım ki Türkiye’de en çok tıbbi alet bulunan bir tıp fakültesi olurdu.

“ABANT’I EMSAL ALDIK, YAPTIK ANCAK SAHİP ÇIKILMADI”
Sadullah Ünsal: Bu kadar hizmet edince neticelenmediğini gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz?
- Mesela gölet yaptık Kurugöl’ün oraya bir de yanına Abant’ta olduğu gibi güzel bir misafirhane diye yaptık oraya gidince mesela orman misafirliği vardı. Abant da gayet güzel onu emsal aldık, yaptık. Bizden sonra orası sahip çıkılmadı bütün esrarkeşlerin yuvası oldu. Bütün camları, kapıları sökmüşler sen nasıl üzülmezsin orası için.
 
“TÜRKİYE ÖYLE BİR HALE GELMİŞ Kİ YA TAYYİP BEY’E TAM DÜŞMANLAR YA DA TAM BAĞLILAR ORTASI YOK”
Sadullah Ünsal: AK Parti sizce nasıl bir iktidar yerelde ve genelde? Memnun olduğunuz yönleri nedir, memnun olmadığınız yönleri nelerdir?
- Bu soruya şöyle cevap vereceğim millet seçtiğine göre demek ki herkes memnun. “İktidar kötü” veya “İktidar iyi” diyemem millet kararı vermiş. Eskiden Tayyip Bey’in ismi yetiyordu yani hiç kimse milletvekiline falan bakmıyordu Tayyip Bey için oy veriyordu zaten Türkiye öyle bir hale gelmiş ki ya Tayyip Bey’e tam düşmanlar ya da tam bağlılar ortası yok. Bu Cumhurbaşkanlık sisteminden sonra bir tek oy bile çok önemli eskiden Tayyip Bey’in ismi yetiyordu ama bundan sonra bana göre seçimlerde sadece Tayyip Bey’in ismi yetmez. Listelere koyduğun milletvekilleri de çok önemli. Yani oy getirebilecek insanlar şart.

“BAKANLIK YAPMIŞ BİRİSİNİN BURADA BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPMASI BÜYÜK BİR AVANTAJDIR”
Sadullah Ünsal: 30 yıl milletvekilliğini bekleyip o kadar hizmet ettikten sonra belediye başkanlığına aday oldunuz ne yapacaktınız belediye başkanı olsaydınız? Ne hayaliniz vardı Düzce’de?
- Benim partim üç dönem milletvekili olduğum parti, “Sana ihtiyacımız var, belediye başkanı adayı olacaksın” dedi. Ben de parti emrini yerine getirdim. Tabii o zaman AK Parti’nin en şiddetli rüzgarların estiği zamanlardı. Bizim şimdi belediye başkanımız var eski bakanımız bizim için Düzce için eski bakanlık yapmış birisinin burada belediye başkanlığı yapması büyük bir avantajdır. Sen bürokrasiden geliyorsun hem bakanlık yaptığın parti hala iktidarda hem burada belediye başkanısın esasında bu bizim için büyük bir şans ama değerlendirebilirsen. Düzce seçileni hemen tenkit etmeye başlıyor bir avans vereceksin belli bir zaman bırakacaksın.

“DOĞU ANADOLU’DAN GELEN TREN MUTLAKA DÜZCE’DEN GEÇECEKTİR”
Sadullah Ünsal: Düzce’den Yüksek Hızlı Tren geçmesi projesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Doğu Anadolu’dan gelen tren mutlaka Düzce’den geçecektir. Uzak Doğu’dan gelecek tren yarın orası da hızlı tren olacak. Kars, Erzurum, Erzincan, Yozgat, Çorum’dan geçecek. Yer burası, yapılmaz diye bir şey olamaz yani “Bir ilçede Tıp Fakültesi olur muydu?” diye dalga geçtiler bizle. Bir ilçede Tıp Fakültesi yapıyorsun diye.

“DÜZCE’YE SU PARASI VERSİNLER”
Sadullah Ünsal: Belediye başkanı seçilseydiniz Düzce’nin merkezinin ve ilçelerin çöp sorununu nasıl çözecektiniz? Hecinler’e 20 milyon lira harcandı şuanda orada bir depolama tesisi yok. Şuanda vahşi depolama yapılıyor bundan dolayı bütün sular süzüle süzüle çöpün suyu Melen’e kadar Melen’den de İstanbul’a gidiyor. Siz bu işi nasıl çözerdiniz?
- Ben hep söylüyorum Düzce’ye su parası versinler. Melen’deki su bizden çıkıyor İstanbul’a su gidiyor. İstanbul’a satmıyor mu? Neden özel idaresine aldığı su miktarına göre para yatırmasın İstanbul?

İSİM-YORUM
Programın son bölümünde Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın yönelttiği isimler hakkında görüşlerini dile getiren eski Milletvekili Necmi Hoşver şöyle konuştu:
Recep Tayyip Erdoğan: Bana göre Türkiye’de lider vasfına sahip tek kişi
Devlet Bahçeli: Memleketini seven, memleketini sevgisiyle siyasete karıştırmayan bir lider
Kemal Kılıçdaroğlu: Bir seçim kazansaydı o da Türkiye’de iyi bir lider konumuna gelebilirdi
Ali Babacan: Bunların hepsi AK Parti sayesinde isim yapmış adamlar bugünde duyuyorum parti kuruyorlarmış.
Avni Akyol: Sevdiğim bir ağabeyim Düzce’mize güzel hizmetler yapmış esasında ikimiz bir araya geldiğinde şunu söylerdim; Ağabey ben Düzce için lazımım sen Türkiye için lazımsın.
Tansu Çiller: Gelmiş geçmiş başbakanlar içinde en erkek başbakan
 Süleyman Demirel: Türkiye’nin en büyük siyasetçilerinden birisi
 Ayşe Keşir: Sevdiğim bir insan Düzce’mizde bayan bir milletvekili olması Düzce için büyük bir avantajdır bana göre
Ümit Yılmaz: Genç, hevesli ama duyduğuma göre gençliğin verdiği hatalar yapan birisi esasından ondan çok ümitliydim ben yine de inşallah olur. İyi bir siyasetçi
Faruk Özlü: Bakanlık yapmış bir insanın Düzce’de başkanlık yapması büyük bir avantaj bence
Tuncay Şahin: Değerli bir kardeşim o da bizim ekibin içinde olan bir arkadaşımız yıllardan beri beraber çalıştık büyük emekleri var benim üzerimde
Mehmet Keleş: Fazla samimiyetim yok ama belediye başkanı olarak zamanında iyi hizmetler yapmış bir belediye başkanı.
Nigar Demircan Çakar: Düzce olarak iftiharımız
Ali Dilber: Dava arkadaşım iyi bir insan mücadeleci
Fevai Arslan: Sevdiğim bir insan
Muhsin Yavuz: Bana göre başarılı bir belediye başkanı
Muharrem Tozan: Çok sevdiğim dava arkadaşlarımdan bir tanesi
Hacı Hidayet Türkseven: O benim amcam, saygı duyduğum bir insan
Necmi Hoşver: Eski bir milletvekili. Düzce sevdalı bir milletvekili bir çok hizmetleri Düzce’ye kazandırdı gurur duyan bir milletvekiliyim.