Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş Günlük Programının konuğu oldu. Belediye Başkanı öncelikle 10 aylık dönemini değerlendirdi ve bu süreçte hedeflerinin yüzde kaçını gerçekleştirdiniz sorusunu cevaplandırdı.

 

 

 

10 ay 10 yıl gibi geçti

 

Keleş, “10 ay 10 yıl gibi geçti. Çok dolu doluydu. Çok yol kat ettik. Zor bir dönemdi. az imkanlara rağmen ciddi çalışmalar gerçekleştirdik. Gelir gelmez öncelikle iyi bir organizasyon ekibi oluşturduk. Seçimden önceki vadelerimize başladık. En Başta Siyasi Ve Bürokraside Eksiklikler Yaşadım. Bu Aşamadan Sonra Acemilik Bize Yakışmaz.”dedi.

 

 

Erol Tayhan’ın belediyecilikte "ustalık döneminde" diyebilir miyiz? Sorusuna, “belediye başkanlığında ustalık derseniz, milletvekili olma şansımı kaybederim. Ustalığı oraya saklıyorum” şeklinde karşılık verdi. Belediye Başkanlığında 5 yıllık ara vermesinin kendisine değil, Düzce’ye zarar verdiğini belirten Keleş, şunları söyledi:

 

 

Hizmet inkıtaya uğradı

 

 

“Ben ikinci döneme devam etseydim şehir çok farklı olurdu. Hizmet inkitaya uğradı. Çünkü bir takım şeyleri yoluna koyma aşamasına gelmiştik. Geçen beş yılı benim için kayıp görmüyorum. İsmail bayramın dönemini de kayıp demiyorum. Ona da ikinci dönem verilseydi o da daha farklı şeyler yapabilirdi. Çok iyi ivme yakalamıştık. Hızlı gidiyorduk. Şimdi de kurduğumuz ekiple iyi işler başaracağız başarıyoruz da”

 

 

Otoban bağlantısının Düzce’nin en önemli projesi olduğunu belirten Keleş, geçmişte düzce’ye merkezden çıkış verilmemesinin yapılan en büyük haksızlık olduğunu söyledi. Keleş, bağlantı yolunun proje çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Keleş, Düzce’ye çevre yollarının gerekliliğini vurguladı ve burada görevin milletvekillerine düştüğünü söyledi:

 

 

Benim sahamda olsa yaparım

 

 

Keleş, “Düzce’de iki çevre yoluna ihtiyaç var. Bunlardan biri kuzey diğeri güney çevre yolu. kuzey yolunun bir kısmı yapıldı. Milletvekillerinin yapması gereken en önemli görev ne derseniz bunu söylerim. Benim sorumluluk sahamda olsa ben bitiririm.”dedi.

 

 

 

Kar rahmettir

 

 

Belediye Başkanı Keleş, Karla mücadelede belediyenin sınıfta kaldığı eleştirilerine de sert çıktı. Karın rahmet olduğunun altını çizen Keleş, kaldırımlar da ve yol kenarlarında hala duran kar birikintilerin kaldırılmayacağını doğal yollarla erimesinin bekleneceğini belirtti. Keleş, karla ilgili çalışmalarda şu bilgileri verdi:

 

 

“Kar yağdığında belediye başkanını suçlardır. Sanki gökten yağan karı belediye yere düşmeden toplayacak. Kar rahmettir! Kaldırımı, dükkana geçen kısımları da temizlemişiz. Kenarlarda biraz karlar birikmiş, zaten eriyecek. Güzel de görüntü sergiliyor. Biraz kirlenmiş o kadar.

 

 

Bu kadar karı kaldıracak kadar zengin miyiz?

 

 

Bu şehre 30 yıldan beri ilk defa bu kadar kar yağdı. Hızlı yağdı bir iki gün içinde doldurdu. Kar öncelikle nimettir. Kar yağmadığı için yıllardan beri çevre dengesi bozuldu neredeyse. Bir kere biz kar yağmadan bir ay önce Konuralp belediyesinde kar yağması ihtimaline karşı kriz merkezi kurduk ve 24 saat çalışma esasına geçirdik. Tüm hazırlıkları yaptık. Solüsyon yaptık, kar bıçaklı araç sayımızı yükselttik. Herkes görev bölümünü yaptı. Sonuç itibariyle çalışmada yapıldı, kimse yatmadı. Geceli gündüzlü çalışıldı. Memnun olan var olmayanda var. Avrupa’da kar yağdığında her şey durdurulur. Hiçbir şey yapılmaz. Sadece kırılmış taşları kaldırıma serperler. Kar yağışı biter öyle başlar. Avrupa kaldırımları devlet temizlemez. Herkes kendi evinin önünü temizler. Bazı yerlerde temizleme araçlarını verir. Biz ne yaptık okulları tatil ettik. Hastane yollarını açık tuttuk. Binlerce ton kar yağmış. yağdığı gibi eriyecek. Neden bu kadar tahammülsüzüz. İstanbul caddesini temizledik açtık. kaldırımdakileri kaldırmasak ne olur? Hem bu kadar karı temizleyecek kadar zengin miyiz?. "Yandım yıkıldım bittim" deniliyor… Düzce bu kadar aciz mi?.. "ya ben kaydım düştüm" diye şikayet ediyorlar.. olabilir ben de kayıp düşebilirim. Bu kadar insan geceli gündüzlü çalıştı.

 

 

Keleş bu konuda kendisini eleştiren muhalefete de çok sert çıktı.

 

 

Seçim olur yine biz kazanırız

 

 

Başkan Keleş,  “Birileri bunları kullanıyor fırsat belliyor. Halbuki bindiği dalı kesiyor. Bu şehre sahip çıkan belediyeye sahip çıkmanın kendisine fayda sağlayacağını anlamıyor. Eleştirir, ikaz edersin ama sonucunda bir menfaat çıksın. Moral bozmaya çelme takmaya engellemeye çalışma siyaseten darbe vururum diye düşünme vuramazsın engel. Seçim olur yine biz kazanırız. Öyle bir şeye ihtimal dahi verme, aklından geçirme. Siyaseten bizim üstesinden gelemezsin. Gücün etmez boyunda hiçbir şeyi yetmez. Seni getireyim koyayım şu koltuğa benim yaptığımın yüzde birini yapamazsın. Ona aklında, becerin de yetmez. Bana da halka zarar vermez kendi kendine zarar verirsin.”ifadelerini kullandı.

 

 

Keleş, Belediyeden taşeron işçi çıkarımları ile ilgili de şunları söyledi.

 

 

“Biz taşerondan işçi çıkarmadık. Bazı alanlarda taşeron işçi çalıştırma noktasında sıkıntı yaşadık. Tüm belediyelerde yönetmeliklerde sıkıntı var. Başka pozisyonlarda görevlendirdik. Kış gününde kimseyi kapıya koymayız. Hepsini kurtarmaya çalışıyorum. Taşeron işçiye zabıta elbisesi giydiremeyiz.”

 

 

Halktan gelen soruları da programda yanıtlayan Keleş, vaadleri hatırlatıldığında kimse endişe etmesin “Vaat ettiklerimizi 3 katını Gerçekleştireceğiz.” dedi.

 

 

Vaatlerimizin 3 katını Gerçekleştireceğiz

 

Keleş, “5 yıl sonra düzce şimdiki haline Hiç benzeyen bir düzce olacak. Şimdi düzce belediyesini raya oturtuyoruz. Gerçekler ortada. Dramatize etmeye gerek. Biz dışarıdan kaynak arayışındayız.” dedi.

 

Keleş yurtdışı gezilerine ilişkin de kentini savundu. Seyahatlerin israf olmadığının da altını çizdi:

 

 

Yurtdışına sadece gezmeye gitmiyoruz

 

 

“Yabancı ülkeye gitmek zaman israfı değil. Düzce’ye bir şey kazandırmak istiyoruz. İmkanları gidip biz bulacağız. Zaman israfı değil, faydalı bir şey için gitmişiz. Cebimizden bir kuruş çıkmamış. Resmi bir ziyaret. Devletin valisi, TSO başkanı da var. 5 günlük program dolu dolu başka bir şey yapmaya fırsat yok. Ekstradan enerji ve ulaşım ile ilgili toplantı da yapmışız.”dedi.

 

 

Üniversite Ve Kalıcı’ya Troleybüs

 

Avusturya seyahatinde Düzce’deki ulaşımla ilgili bazı temaslarda bulunduğunu belirtten Keleş, gücünü genellikle yol boyunca asılı olan bir elektrik hattından alan elektrikli otobüs “ troleybüs”leri Üniversite ve Kalıcı konutlarda hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi.

 

Keleş, “Kayak merkezi kurmaya gittik ama ikinci gündemim vardı. Türkiye’ye telli troleybüs sistemi ile alakalıydı. Şubat ayının ikinci haftasından bir heyet Düzce’ye geliyor. Elektrikli sistem. Çevre kirliliğini de önlüyor. Yukarıda tel döşeli tele dokunarak gidiyor. Büyük tasarruf sağlıyor. Raylı sisteme göre 20 de bir. Raylı sisteme göre 500 bin dolar daha ucuz.” Dedi.

 

 

Parkları müstecire ben vermedim

 

 

Park projeleri ile ilgili de soruları yanıtlayan Keleş, bundan sonra yapılan parkları belediyenin işletmecinin altını çizdi ve parkları müstecire verenin kendisi olmadığını dile getirdi.

 

 

Keleş, “Küçük su parkında müstecir olmayacak. Parkı belediye işletecek. Kesenlikle müstecir olmayacak. Düzce belediyesi olarak müstecire yer vermek istemiyoruz. Vatandaşın haklı bir sitemi var. Parkları ben vermedim müstecire… verilmiş olan park sahiplerini mağdur olmamasını sağladım. Onlardan geri alsam verilmiş hakkı geri almış olacağım. Düzce lisesi olduğu alan güzel park olacak. Saat kulesi roma çeşmesi küçük bir kafe olacak. Burayı da belediye işletecek. Vatandaş kendi parkında bedava oturamıyor. İçime oturuyordu.” dedi.

 

 

Şeriatın kesiği parmak kanamaz

 

 

Keleş alışveriş merkezi ile ilgili sorunda mahkeme sürecinin devam ettiğini söyledi.

 

 

Başkan Keleş, “AVM meselesi mahkemede her iki tarafta sustu. Sonucu bekleniyor. Biz haklı olduğumuzu düşünüyoruz hacizlerin tamamını kaldırdık. Mazereti buydu. "İskanı ver tapunu alacağız" diyordu. hacizleri kaldırın diyordu kaldırdık. Şimdi faizleri söylüyor. O günkü şartlarında mı ödeyecek?. Tabiî ki olmaz. Şeriatın kesiği parmak kanamaz. Hakim karar verecek.”dedi.

 

 

Sokak hayvanları ile ilgili ise şunları kaydetti:

 

 

“Bizde köpek sahiplenme diye bir şey yok. Hatta bizimkiler yazın gidip köpek alıyorlar kışın bırakıyorlar. Bizde evcil köpek yok: hayvan barınağını oradan kaldırmak istiyoruz. Orası çok şehir içi oldu. Nereye götüreceğimiz konusunda henüz net bir kararımız yok. Orman bakanlığından talep ettik bekliyoruz.”

 

Haber;S.KAŞKIR