EVET, DİVAPAN SUYU KAÇAK KULLANMIŞ…

Bir bardak suda fırtına koparmak bu olsa gerek.

Bu memlekette devleştirilmiş cücelerle cüceleştirilmiş devleri görmezsek, bilmezsek fotoğrafın tamamını göremeyiz.

Öncü Haber, 1 Ağustos günü Divapan Fabrikası ile ilgili “SUYU YILLARCA KAÇAK KULLANMIŞLAR” başlıklı habere yer vermişti.

Günün ilk saatlerinde bu haber çıktıktan sonra gün bitimine doğru fabrikadan Muzaffer Aydemir’in açıklamasında, yapılan haberin yalan olduğunu hukuki ve yasal hakların kullanılacağı yönünde açıklama yapılmıştı.

Tarih 31.07.2019… Yer Divapan Fabrikası alanı… Saat 14.45... Tutanak no:45… Tutanak: “Sondaj kuyusunda, sayaç takmadan kullanım yapılıyor. Yapılan kontrol sonucu kaçak kullanım yapıldığı tespit edilmiştir” Düzce Belediyesi Mali işler müdürlüğü tutanağı.

Tarih 01. 08.2019… Yer Divapan Entegre Ağaç Sanayi… Saat 14.30…Tutanak no: 46…Tutanak: “ Yukarıda bahsi geçen adreste firmanın sondaj artezyen suyunu abonesiz ve sayaçsız kullandığı tarafımızca tespit edilmiş ve mühürlü olarak su kullanıma kapatılmıştır. Mühür no:104645.” Divapan Güvenlik Müdürü Ömer Hüsan ve Düzce belediyesi yetkililerinin imzası bulunan tutanak.

Saatlere dikkat edelim. Tutanak tutulup mühürlendikten iki saat sonra Düzce Belediyesi’nin yaptığı iş de yalanlanıyor Öncü Haber’de çıkan haber de…

01 Ağustos 2019 - 16:06 - Güncelleme: 01 Ağustos 2019 - 16:14

Bahse konu kuyunun yasal ve sayaçlı olduğuna dikkat çeken Aydemir, şöyle devam etti:

“Bahse konu kullanılan kuyu yasaldır, sayaçlıdır ve her ay düzenli olarak belediye yetkililerince denetlenerek kesilen faturanın mukabilinde bedeli ödenmektedir. Başka kullanım yapılmamaktadır. Tespit edildiği iddia edilen kuyu kullanımda olmayan eski bir kuyudur. Kaldı ki şirketimize genel müdür olarak yeni atandığımız için konu bilgimiz dahilinde değildir. Düzce’ye hizmet eden kurumsal bir firma olarak haberin yanlış bir algı oluşturacak şekilde basında yer almasından büyük üzüntü duyduk. Bu şekilde yapılan asılsız suçlayıcı haberler Düzce’ye yatırım yapacak yeni yatırımcıları da temenni ederiz ki olumsuz etkilemez.”

Aydemir, yasal haklarını sonuna kadar kullanacaklarını da sözlerine ekledi.

Bu saatten sonra basına servis edilen ve Öncü Medya’da çıkan haber yalandır.

Devam edelim…

Tutanak, belediye encümeninde görüşülüyor. 4000 TL usulsüzlük cezası kesiliyor.

Divapan Entegre, 06.08.2019 tarihinde belediyeye sondaj suyu için abonelik başvurusu yapıyor.

630472 no’lu abonelik numarası ile usulsüz, kaçak kullanılan ve mühürlenen kuyu için yasal süreç başlıyor.

İş bununla da bitmiyor. Yasal hale gelen sondajdan bir ay boyunca sayaç çalışıp tespit yapılarak şirketin aylık su kullanım oranı tespit edilmesi için süreç başlıyor.

O fabrika, bugüne kadar aylık 1850 TL gibi bir para ödüyor.

Bir ay sonra ödeyeceği gerçek reel kullanım tespit edilirken yöneticiler, farklı bir çözüm üretiyor.

İddiaya göre, bir ay boyunca ne kadar suyun kullanılacağı endişesi ile farklı bir kuyudan sisteme su veriliyor.

Amaç, aylık oranda çıkan tespitin geriye dönük ödemesinde maliyetin ciddi boyutta olmasın.

Bunu da işten ayrılan bir çalışan tespit edip kayıt altına alıyor.

Belediye ekipleri yerinde tespit yaparken kuyunun kapatıldığını ve körlendiğini ama çevresinde suların bulunduğunu tespit ediyor.

Elimizde kaydı tutanağı ispatı mevcut.

Şimdi bu Divapan’ın “Fabrika kapansın bu işletmenin faaliyetine son verilsin” görüşünü holding yönetimine bildiren Muzaffer Aydemir’e sormak istiyorum.

Sana Düzce’nin havası pek iyi gelmedi anlaşılan. Ne yiyip ne içiyorsun da böyle aşikar bir işlemde bizi yalancılıkla suçluyorsun?

Kuyu kaçak mı? Kaçak. Mühürlendi mi? Mühürlendi. Bu işlem için ceza ödedin mi? Ödedin. Abonelik için müracaat ettin mi? Ettin.

Şekil şemal yapıp bu kadar makama mevkiye gelmişsin, eğriyi doğru göstermek gibi bir cesaret bir maharete bürünmüşsün.

Tabi ekmek elden su koca gölden der atalar. Kuyuları aç suyu kullan. Millet çamaşır, bulaşık, tuvalet derken belediyeye atık su bedeli ödesin. Firma olarak bir mahalle kadar su kullan. İki ev atık su bedeli kadar ödeme yapmamak için 40 fırıldak çevir.

Hadi biz bilerek, takip ederek bunu yazdık. Bir aydır hiçbir hukuki muhatap ile karşılaşmadık. Yazdırmışsın ya basına hukuku haklarımı kullanacağım diye.

Peki bunu Öncü Haber haricinde bazı basın yayın organları da yazdı. Öncü’yü yalancılıkla itham etti.

Ey Muzaffer, sen mühür vurulduktan iki saat sonra basına bu yalan diye açıklama yapıyorsun;

Basında sanki seni vahiy gelmiş kadar doğru sayıp bilip açıklamanı yayınlıyor.

Şıracının şahidi bozacı gibi.

Muzaffer efendi; Sen yalan yanlış saptırma açıklama yaptın. Senin yaptığın açıklamayı kerhen ve sevhen veya mecburen diğer basın yayınlayarak bizi yalancılıkla suçladınız.

Bu açıklamayı yaparken insani, vicdani ve ahlaki hangi değerlerinle yaptın? Bu açıklama hangi değerlerle yayımlandı?

Gelelim operasyonu yapan Dr. Cengiz Tuncer’e…

Yapılan iş doğru mu? Doğru. İspatlı mı? İspatlı. Cengiz Hoca beyin cerrahı, ne işi var Belediye Başkan Yardımcılığı’nda…

Yok efendim fabrika kaçak su usulsüzlüğü yaptı da o fabrikanın kaçak su kullanmadığı ortaya çıkmış da Cengiz Hoca eleştirilmiş miş…

Yapılan iş kamu adına yapılmış, belediye menfaatine yapılmış.

Yapan Cengiz Hoca kanun ve yasalara uygun usulsüzlüğü, usule erkana ve yasaya uygun hala getirmiş.

Muzaffer efendi, senin işin allamak, pullamak, saklamak. Cengiz Başkan’ın işi de açığa çıkarıp bulmak, mühürleyip gereğini yapmak.

Bizim işimiz de kamu yararına doğruyu yazmak, hakikati bildirmek.

Vicdanımızla yazmak.. Cüzdanımızla yazarsak balon olur. Abesle iştigal olur.

Aslan farenin arsız, hırsız hallerine kızıp infazı için kediye görev vermiş.

Fare haberi alınca orası senin, burası benim, o kuytu senin, bu boşluk benim diye saklandıkça kedi peşinde can hıraç kaçıyor.

Kime dediyse de fareye kimse sahip çıkmamış.

Ormanda koşarken ineği görmüş ve ineğe halini anlatmış. İnek “Sen benim tüyümü, sırtımı çok yedin ama sana son bir iyilik yapayım. Arkama geç seni necasetimle kapatayım”
der. Fare geçer arkaya necasete gömülür.

Fare pürüz ya, necasetin içinde kuyruğu dik tutar.

Kedi durumu görür ve fark eder.

Fareyi kuyruğundan tutuğu gibi çıkarıp infazı yapar.

Buradan çıkan üç mesaj var:

Seni pisliğe atan herkesi düşman sanma.

Pislikten çıkaranı da dost sanma.

Kuyruğuna kadar pisliğe bulaşmışsan kuyruğu niye dik tutarsın.

Cengiz Hoca’yı kimseye yedirmeyiz. Doğru olduğu sürece, Düzce’nin halkının menfaatlerini savunduğu sahiplendiği sürece iki çakala bir tilkiye yem edemeyiz.

Herkes haddini hududunu bilmeli.

Sana bu Düzce’nin havası pek iyi gelmemiş Muzaffer Efendi. Yediğine, içtiğine, sağlığına dikkat et. Her kuşun eti yenmez. Kendine kutsallık izafe ederek yönettiğin, yazdırdığın, iş yaptırdığın çevrenle boyundan büyük işlere karışma.

Büyük işleri küçük adamlarla, kıymetli değerleri ucuz adımlarla taşıyamazsın.

Öğreneceğin çok şey var, çok…