Düzce'de geçtiğimiz haftasonu yaşanan depremler vatandaşları korkuttu. 12 Kasım 1999 Düzce Depremi'nin yıldönümü yaklaşırken önce Akçakoca açıklarında yaşanan ardından da Cumayeri Üvezbeli Köyü’nde hissedilen depremler, akıllara yine büyük depremi getirdi. Sarsıntıların daha büyük bir depremin habercisi olup olmadığı konusunda Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Ateş'ten bilgiler aldık. Ateş, Düzce'de depremden sonraki  yapılaşmaya ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulundu.

“ÇOK BÜYÜK BİR DEPREM BEKLEMİYORUM”
Son yaşanan depremlerin normal karşılanması gerektiğini belirten Ateş, şöyle konuştu: “Bu bölgede bu tür depremler olacaktır. İncelediğim kadarıyla deprem, Çilimli tarafında olmuş. Bu bölgede etkin olarak 3 tane fay var; Düzce, Çilimli ve Hendek. Çilimli zaten küçük bir fay 13 km uzunluğunda ama yüzeye yakın olduğu için hissedilmiştir. Çok büyük bir deprem beklemiyorum. Paniğe gerek yok. Ama bu tür depremler olacaktır. Halkımız bunlara hazırlıklı olsun. Ciddi bir şey görmüyorum.”

“SUYUN DEPREMLE BİR İLGİSİ YOK”
Düzce'de inşaat çalışmaları sırasında zeminden sıkça su çıkması konusuna da değinen İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Ateş, “Düzce bölgesi belirli su havzalarının olduğu bölgedir. Yer altında su var ancak suyun depremle bir ilgisi yok.” dedi.

“İYİ BİR NOKTADAYIZ, AMA YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR”
1999 yılında 3 ay arayla yaşanan depremler sonrasında başlayan yeniden yapılaşma sürecinde gelinen noktayı da değerlendiren Ateş, şu ifadeleri kullandı: “O günden bugüne baktığımızda Düzce gelişiyor. Yeni yönetmelik kapsamında halk bilinci artıyor. Kurumlarda birikim oluşmakta, yeni deprem yönetmeliğine uyuyorlar. Belediye ve valilik bu konuda titiz davranmaya çalışıyor. Şuanda gelinen nokta itibariyle eski günlerle hiç karşılaştıramayız. Çok iyi noktadayız. Ama bu yeterli değil daha iyi olacaktır. Eksiklikler var ama zaman içinde düzelecektir. Kat yüksekliği ile ilgili problemler var zaman zaman söyledik. Şuanda ciddi kötü bir durumda tehlike görünmüyor. 1999 ile bugünü karşılaştırırsak iyi bir noktadayız. Ama yapılacak çok şey var.”

“ÇOK KÖTÜ NOKTADA DEĞİL”
Depremle birlikte en çok akla gelen konu olan “Yeni yapılan binalar  depreme uygun mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Şuanda yapı denetleme şirketleri var. Uygun değil desek zaten olmaz. Binalar, belirli bir yasa kapsamında yapılıyor. Bazı şeyler eksik olabiliyor. Çok kötü noktada değil. Kontrol bazında yapı denetim bazında eksiklikler vardır ama tamamen “Yapı denetime ya da depreme dayanıklı yapı denetimine uymuyoruz” demek olmaz. İyiye doğru gidiyor. Bu trent yükseliyor.”

“MERKEZE DOĞRU İNİLDİKÇE YIKIM SEBEPLERİ OLUŞUYOR”
Depremler sonrası Düzce'de yapılan bir araştırma, şehir merkezinin Kalıcı Konutlar'ın da kurulu bulunduğu bölgeye doğru kaydırılması gerektiğini ortaya koydu. Bu tespite ilişkin ise Ateş, “1999 depreminden sonra bu araştırıldı. Belli araştırma sonucunda Kalıcı Konutlar'ın yapılaşmaya daha uygun olduğuna karar verdiler. Dolayısıyla uygun bir yer Konuralp bölgeside daha uygun. Merkeze doğru inildikçe yıkım sebepleri oluşuyor.” diye konuştu.

“4 KATIN ÜZERİNE ÇIKMAMAK LAZIM”
Depreme karşı hazırlıklı olma gerekliliğinin bir kez daha altını çizen Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Ateş, Düzce için şu önemli uyarı ve önerilerde bulundu: “Düzce'de fazla yüksek kat yapmamak lazım. Zemin iyileştirmelerine, araştırmalarına dikkat etmek lazım. Bu çalışmaları yaptıktan sonra belirli bir süre içerisinde daha sağlam yerlere gidilebilir. Gidilemiyorsa o bölgelerdeki zeminlerin iyileştirilmesi yoluna gidilebilir. Hep şunu söylüyorum. Düzce'nin mikrozolosyon çalışması yapılması lazım. Lokal bazda noktasal risklerin haritaya işlenmesi lazım ve oa göre yapılaşma yapılması lazım. Bu bir eksikliktir Adapazarı'nda yapılıyor ama il bazında yapılmasını tavsiye ediyoruz. Bununla ilgili bir çalışma yok bu bir eksikliktir. Kısa katlı yapılar yapmak lazım 4 katın üzerine çıkmamak lazım.”