Düzce Üniversitesi, üniversitenin kurulmasında ve bugüne kadar ki gelişme sürecinde büyük katkıları olan Dışişleri eski Bakanı ve aynı zamanda AB Uyum Komisyon Başkanı Yaşar Yakış ile Bolu eski milletvekili Necmi Hoşver'e fahri doktora ünvanı verdi.

Keman sanatçısı Burcu Göker’in verdiği konserle başlayan törende ilk konuşmayı yapan DÜ Rektörü Prof.Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, üniversitenin ilk kurulmasından bugüne geçen süreci anlatarak, şeffaf ve hesap verebilen bir üniversite olarak geliştiğini söyledi. Şerifoğlu, “fikir ona derlerken bir yol açsın, yol ona derler ki bir gerçeğe ulaşsın” üniversitemiz gerek ilimiz gerek ülkemiz gerekse insanlık için gerçeklere ulaşmayı hedefleyen şeffaf ve hesap verebilen bir üniversite olarak gelişiyor.” Dedi.

Şerifoğlu, fahri doktora verilmesiyle ilgili olarak konuşurken ise, Yaşar Yakış’ın siyasi kimliğinden dolayı ödül kabul etmemesi nedeniyle 12 haziran genel seçimlerinin geçmesinin beklendiğini vurguladı.

Şerifoğlu, “12 Haziranın geçmesini beklemek gerekiyordu. Çünkü sayın Yaşar Yakış’ın hassasiyetine saygı duymamamız gerekiyordu. Siyasi hüviyeti gerektiği ödül kabul etmediğinden 12 Haziran’ın geçmesini bekledik.” Dedi.

Rektör Şerifoğlu’nun konuşmasının ardından önce Yaşar Yakış’ın slayt gösterisi eşliğinde yaşam öyküsü anlatıldı. Rektör Şerifoğlu, Yakış’a cüppe giydirerek fahri doktora ünvanını verdi. Cübbesini giydikten sonra konuşma yapan Dışişleri Eski Bakanı Yakış, DÜ'nün kurulması ve eksiklerinin giderilmesi noktasında çok büyük hizmetler verdiğini anımsatarak, hizmetler karşılığında verilen fahri doktora ünvanı için üniversite yönetimine teşekkür etti.

Bundan sonraki hedeflerinin DÜ'nün halkla, sanayi ve iş hayatıyla bütünleşmesini sağlayarak, DÜ'nün daha rekabetçi bir kurum haline gelmesi olduğunu vurgulayan Yakış,'' Eminim ki bundan birkaç yıl sonra onun da alt yapısı kurulacak ve üniversitelerimiz birbirleriyle yarışan ve toplumla daha bütünleşmiş kurumlar haline gelecektir'' diye konuştu.

DÜ'nün Türkiye'deki en hızlı gelişen üniversitelerden biri olduğunu vurgulayan Yakış, bu başarıdaki en büyük payın başta Şerifoğlu olmak üzere akademik ve idari kadroya düştüğünü ifade etti. DÜ yönetimi ve kadrosunun gece gündüz demeden büyük bir gayretle çalıştığını dile getiren Yakış,''Türkiye'deki birçok üniversite kendilerine tahsis edilen ödenekleri harcayamayıp yıl sonunda ödenekleri devlete iade etmek zorunda kaldıkları halde DÜ, kendisine tahsis edilen ödenekleri kısa bir sürede yerli yerince harcayarak ek ödenekler almak için bizlerle birlikte çabalar göstermiştir. Bu ek ödeneklerle de önemli tesisleri inşa etmişlerdir. Bu yüksek başarılarından dolayı kendilerini kutluyorum'' şeklinde ifadeler kullandı.

Yakış’ın ardından yine slayt gösterisi eşliğinde yaşam öyküsü anlatılan Necmi Hoşver’de cübbesini Şerifoğlu’nun elinden giyerek doktora ünvanını aldı.

Necmi Hoşver i doktora unvanını layık gören herkese teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Doktora verileceği haberini aldığında nasıl duygulandığını anlattı.

Hoşver, “Bir gün hanımımla kahvaltı yaparken bana eşim bugün çok sevinçli bir haber alacaksın dedi. Eşim çok tekrarlayınca “Galiba burada bir paşa dayım var 90 yaşında 3 aydan beri buradayız 66 oynuyoruz. 15 sayı veriyor 16 sayı vermiyor. Galiba bunu verecek dedim gülüştük. Aradan 15 dakika geçti ve sayın rektörümüz bize kararını açıkladı. Çok duygulandık ve telefon konuşmasına devam edemedim.” Dedi.

Hoşver’in, 19 yıl geriye giderek üniversitenin nasıl kurulduğuna esprili bir şekilde anlatması salonda gülüşmelere yol açarken, önergenin kabul edildiğinin ertesi günü basında çıkan silah hikayesine de açıklık getirdi.

Hoşver, “Milletvekili daha 1 yıl olmadan bazı vilayetlerde üniversite kurulmasını plan ve bütçe komisyonuna gelmişti. O kanun teklifleri İçinde Bolu İzzet Baysal Üniversitesi de vardı. Düzce de sadece teknik eğitim üniversitesi kurulması öngörülmüştü. Bende iki önerge hazırladım. Ben önergeye daha sonra tıp fakültesinin kurulmasını da ekledim.19 yıl önce tıp fakültesi çok az illerde vardı. Bir ilçede bir tıp fakültesi kurulması zordu. İkna etmek için de çok uğraştım. Bir ara sıkıldım. Sıkılınca da ceketimi geriye çektim. Çekince de kolumun altında silahımı gördüler. Bilerek yapılan bir hareket değildi. O sırada da kabul edenler etmeyenler denildi ve geçiştirildi. Yani günkü gazetelerdeki silah hikâyesi buydu.” Diyerek o günleri anlattı.

Hoşver, Düzce kalkınma ve Tanıtma Vâkfı’nın nasıl kurulduğundan söz ederken, Vâkfın kurulmasında katkıları olanlara da tek tek teşekkür etti.