Düzce’de yaşanan acı, toprak koruma kurullarının önemini bir kez daha hatırlattı.

TEMA Vakfı Düzce İl Temsilcisi Oğuzhan Kendirli, Melen Çayı’nın taşması nedeniyle meydana gelen sel ve heyelan felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı dileyerek, Toprak Koruma Kuruluna iletilen imar taleplerine dikkat çekti.



“Derin üzüntü duymaktayız”

Cumayeri, Gölyaka ve Akçakoca ilçelerinde Melen Çayı'nın taşması nedeniyle sel ve heyelan meydana geldiğini hatırlatan TEMA Vakfı Düzce İl Temsilcisi Oğuzhan Kendirli, şunları söyledi:

“Gerçekleşen felakette yedi vatandaşımız kayboldu ve şu ana kadar beş vatandaşımızın naaşına ulaşıldı. Kayıplardan dolayı derin üzüntü duymaktayız. Yaşanan felaket nedeniyle özellikle Esmahanım Köyü’ne geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Meydana gelen sel ve heyelan Toprak Koruma Kurullarının önemini bize bir kez daha hatırlattı. Daha elim felaketlerin yaşanabilme ihtimaline karşı TEMA Vakfı Düzce İl Temsilciliği olarak her mecrada toprağı ve halkımızı korumak için çalışmalarımıza durmaksızın devam edeceğiz.”



“İmar taleplerinin iletilmesini üzüntü ile karşılamaktayız”


Taşkın riski olan alanlarda yapılaşmanın önüne geçmek için Toprak Koruma Kurulu’nun önemine dikkat çeken Kendirli, özellikle Melen Çayı yatağında yoğun bir şekilde yapılaşmanın olduğu ve bölgelerde mağduriyetlerin yaşandığını tespit ettiklerini dile getirerek şu şekilde konuştu:

“Cumayeri ilçe merkezinde ve Dokuzdeğirmen köyünde Melen Çayı’na bağlı olarak su taşkınları yakın geçmişte yaşanmıştır. Taşkın alanlarının hiçbir şekilde yapılaşmaya açılmaması hem yaşanan bu felaketlerin önlenmesi hem de bölgenin ekolojik yapısının korunması açısından önemlidir. Bu noktada Vakfımızın üyesi olduğu Toprak Koruma Kurulu’nun çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Buna rağmen, halen Melen Çayı yatağı etrafında imar taleplerinin iletilmesini üzüntü ile karşılamaktayız. Son aylarda Kurula gelen özellikle Cumayeri ve Akçakoca ilçesinde Melen Çayı yatağına yakın alanlardaki yapılaşma talepleri Vakfımız tarafından kamu zararının yaşanmaması ve toprağımızın korunması için durdurulmaya çalışılmış, Kurulda bu konudaki görüş ve çekincelerimiz paylaşılmıştır. Yaşanan bu felaket sonrasında Melen Çayı yatağındaki yapıların taşınması, şu an gündemde olan taleplerin daha hassas bir şekilde yeniden ivedilikle değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca Cumayeri-Akçakoca arasında orman alanlarındaki kaçak kesimler ve bunu takiben alanlara tek tip fındık dikiminin yapılması, bölgede heyelan riskini artırmaktadır.”



“Daha da şiddetli felaketler yaşamamız kaçınılmaz”


Etkili olan kuvvetli sağanak ve heyelan nedeniyle bazı köy yollarının kapanması sonucu dört binden fazla kişinin mahsur kaldığının ve selin verdiği maddi zararın da oldukça yüksek seviyede olduğunun altını çizen Oğuzhan Kendirli, ifadelerini şöyle sürdürdü:

“Cumayeri ilçesinde 2014 ve 2016 yıllarında gerçekleşen su taşkınlarının yanı sıra bu yıl haziran ayında Gölyaka ilçesinde yaşanan sel felaketlerinin de geçtiğimiz günlerde can kayıplarına neden olan bu afetin sinyalleri niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu durum da, yeni yapılaşma alanları açılırken, taşkın alanları gibi bölgenin doğal yapısının göz önünde bulundurulmasının önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca iklim değişikliğinin ülkemizin birçok bölgesinde aşırı hava olaylarına neden olmaya devam edeceği bilim insanları tarafından açıklanmaktadır. Ancak yaşanan felaketleri sadece iklim değişikliğine bağlamak da doğru değildir. Bu yüzden iklim değişikliğinin de dikkate alındığı şehir planlama ve kentleşme gibi konuların önemi artmaktadır. Eğer yapılaşma böyle devam ederse daha da şiddetli felaketler yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.”

Haber: İ.İ.AYDOĞDU