“Endişeliydim”
Tanıtım Günleri öncesi bazı kaygılar taşıdığını dile getirerek sözlerine başlayan Başkan Keleş, bu kadarını beklemediğini itiraf etti. Keleş, “Acaba yeterli kalabalığı sağlayabilir miyiz?’ noktasında epey endişeliydim ya da ‘Acaba Düzce’yi olması gereken şekilde temsil edebilir miyiz?’ diye düşünüyordum. Ortaya çıkan tabloya baktığımda muhteşem olduğunu söyleyebilirim, ben bu kadarını beklemiyordum. Sayın Başbakan Yardımcımızın gelmesi de bize çok büyük bir güç kattı. Gündemi Düzce’yle ilişkilendirerek anlamlı bir konuşma yaptı.”
“Ankara’da Düzce lobisi oluşturma istedik”
Başkan Keleş, programdaki amaç ve hedeflere ilişkin ise şu açıklamalarda bulundu: “Düzce’yi her yönüyle tanıtmayı amaçladık. Ankara’da ciddi bir boyutta lobi oluşturmayı istedik. Atatürk Kültür Merkezi’nin önünden geçerken üzerinde bazı vilayetlerin isimlerini görürdüm ve ‘Neden Düzce’de olmasın?’ diye sorardım. Tanıtım günlerini geleneksel hale getireceğimize inanıyorum. Bu program diğer illerde de olacak. Düzce’nin cephesi birazda İstanbul’a dönüktür. İstanbul’da bizim potansiyelimiz daha fazladır. Orada daha fazla ilgi uyandıracağına inanıyorum.”
“Düzce lobisi güçlenirse insanlar bir şey verirken eli titremez”
“Düzce lobisi güçlenirse hem Düzce siyasilerinin hem de bürokratının bir anlamda önü açılır.” diyerek konuşmasını sürdüren Keleş, şöyle devam etti: “İnsanlarda yeterli düzeyde bir izlenim uyandırırsak altyapısı olan bir ile bir şey verirken eli titremez. Bizim en büyük eksikliğimiz lobi eksikliğimizdir. Ankara’ya geldiğimiz Düzce denilince hala ‘Bolu’nun ilçesi miydi? İlçe miydi, belde miydi?’ bu düşünce akıllardaki yerini koruyor. Düzce’nin büyüyen bir kent, Türkiye’de orta ölçekli kentlerin üzerinde olduğunu vurgulamalıyız.”
“Küçük bir vilayet algısını yok etmemiz gerekiyor”
Düzce için oluşan küçük vilayet algısı konusunda ise Keleş “Türkiye’yi vilayet sayıp ikiye bölersek aşağıda ve yukarıda kalanlar arasında Düzce yukarıda kalanlar arasında yer alır. Hem nüfus, hem ölçek hem de mamul madde olarak yukarıda yer alıyor. Düzce, Türkiye’nin küçük bir vilayeti olarak algılanıyor.” dedi.
“Düzce önce kendi gücünün farkına varacak”
Düzce'nin yoldan geçerken uğranılan bir durak noktası olarak görüldüğüne dikkati çeken Keleş, bunun değişmesi için anahtarın güç birliği olduğunu vurguladı. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, şu ifadeleri kullandı:
“Düzce bu programla bu akşam televizyonları seyredenlerin akıllarında biraz olsa dahi değişecektir. Dün ulusal basınla yaptığımız toplantıda basın mensuplarının birçoğu ‘Düzce hakikaten bu muymuş? Biz hiç bilmiyor muşuz?’ dediler. Düzce yoldan geçerken durup yemek yenilen ya da yolda giderken yeşilin seyredildiği bir yer gibi görülüyor. Düzce önce kendi gücünün farkına varacak. Düzce değerlerine, adamına, siyasetçisine, bürokratına sahip çıkacak ki birileri ondan sonra Düzce’yi kabul eder. Biz var olan değerlerimize itibar etmezsek hiç kimseden bunu bekleyemeyiz.”
“Düzce’de kent kimliği oluşmalıdır”
Düzce'nin en önemli eksikliklerinden olan kimliksiz şehirleşmeye de şu sözlerle dikkat çekti: “Yıllardır söylediğimiz gibi Düzce’de önce bir kent kimliği oluşması gerekiyor. İlin kimliği de bu tür programlarla olur. Kendi içimizde ne kadar konuşursak konuşalım, duvarları aşamadığımız takdirde ulaşmak istediğimiz hedefin sürecine hiçbir katkı sağlamaz.”
“Düzce kabuğunu kırmıştır”
Ankara'daki etkinliği tanıtımda yeni bir başlangıç olarak niteleyen Keleş, şunları kaydetti: “Düzce bir anlamda bugün kabuğunu kırmıştır. Yaptığımız program, şuanda bir kabuk çatlatma hadisesidir. Mesela Antalya’daki ‘Expo2016’ için Düzce’de tabela var. Aynı durum için Antalya’da Düzce tabelası olabileceğini düşünelim. İşte şehirler böyle yaparak güç sahibi oluyor.”
Haber:Y.SEVER
