Daha önce 50’den fazla çalışanı olan işletmeler için zorunlu olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 1 Temmuz 2016'dan itibaren en az 1 çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işletmeleri de kapsayacak. Türkiye'de hala yeterli bilincin tam olarak oluşmadığı iş güvenliği çalışan için hayati önem taşıyor. Kimi işverenlerin gerekli donanımı sağlayarak yerine getirdiği bu kanuni zorunluluk, kimi işverenler açısından ise "Gereksiz masraf" olarak görülerek önemsenmiyor. Düzce'de en çok inşaatlarla gündeme taşınan iş kazalarına, geçtiğimiz haftasonu Çilimli'de yaşanan üzücü patlama ile yeni bir halka eklendi.

 

Kontroller yapılmış olsaydı...

2 kişinin hayatını kaybettiği iki kişinin de yaralandığı bu kazadan yola çıkarak 'iş güvenliği' konusunda bilgiler aldığımız Düzgen Ortak Sağlık Güvenlik Birimi İş Güvenliği Uzmanı Tuğba Aykan Yirmibeş, ilk olarak patlamaya ilişkin değerlendirme yaptı. Aykan Yirmibeş, "Fabrikada bulunan siloyla ilgili bir sorundan patlamanın meydana geldiğini öğrendik. Bu tür fabrikalarda meydana gelen kazalar, cihazların periyodik kontrollerinin yapılmaması, mühendislik ile ilgili makinalarda alınması gereken tedbirlerin uygulanmaması ve personelin yeterli oranda bilgilendirilmemesinden kaynaklanabilir. Fabrikada meydana gelen bu kazada büyük ihtimalle periyodik kontrollerin eksikliğinden ortaya çıkmış olabilir. Kontroller yapılmış olsaydı eğer bu tür bir olayın önlenebilmesi için gerekli olan yol izlenebilirdi. Tabii bu patlama işçi hatasından ya da çalışanın yetersiz bilgisinden dolayı da meydana gelmiş olabilir." dedi.

 

Tedbir kazadan sonra geliyor

Düzce’deki çalışma hayatını iş güvenliği açısından yorumlayan Aykan Yirmibeş, eksikliklere parmak bastı. "İşverenler bu konuda biraz eksik kalıyor." diyen İş Güvenliği Uzmanı Tuğba Aykan Yirmibeş, "İş güvenliğinin sağlanmasında işverenleri ikna etmekte uzmanlar olarak zorlanabiliyoruz. İş güvenliğinde önemli olan kaza olmadan tedbir alan sistem gerekiyor. Bizdeki iş hayatında konuyla ilgili bir tedbir alınması için ya bir kaza olması gerekiyor ya da bir denetimin olması gerekiyor ki işveren o noktalardan sonra bize yöneliyor. İş güvenliği genelde kazalar yaşadıktan sonra akıllara geliyor. Bu durum büyük ölçekli firmaları tabi daha çok kapsamıyor. Onlar, gerekenler konusunda üzerlerine düşeni yapıyor. Küçük ölçekli firmalarda bu tür durumlarla

daha çok karşılaşılıyor." şeklinde konuştu.

 

Kamuoyuna yansımayan çok kaza oluyor

İş kazalarının en çok inşaat ve maden sektörlerinde meydana geldiğini kaydederek açıklamalarını sürdüren Aykan Yirmibeş, her kazanın kamuoyuna yansımadığına dikkati çekti ve şöyle konuştu: "İnşaat ve maden sektörlerindeki kazaları fabrikalarda yaşanan makine bazlı kazalar izliyor. Bu tür kazalarda uzuv ve can kaybı olmadığında, işçi de şikayetçi olmayınca durum, genellikle işveren lehine sonuçlanıyor. Fabrikalarda meydana gelen bu yöndeki birçok kazanın kamuoyuna yansımadığını biliyoruz. Kamuoyuna daha çok ölümle ya da patlamayla sonuçlanan iş kazaları oluyor."

 

Eğitimler yasalarca belirleniyor

İş güvenliği eğitimleri konusunda da bilgiler paylaşan İş Güvenliği Uzmanı Tuğba Aykan Yirmibeş, "İş güvenliği için firmalara vermemiz gereken eğitimler yasalarca belirlidir. Çalışanların yasal hakları, makine başında çalışırken alınması gereken tedbirlerin neler olduğu, kazaların neden kaynaklandığı hakkında bilgilendirme ve kimyasal ya da elektrikle çalışma alanlarında yapılması gerekenler hakkında eğitimler veriyoruz. Bunların dışında da çalışma sürelerimiz kapsamında kısıtlı zamandan dolayı yapabildiğimiz kadarıyla ‘Nokta Eğitim’ dediğimiz, eğitimleri vermeye çalışıyoruz. Nokta eğitim, o firmaya ait makine bazlı eğitimler oluyor." diye konuştu.

 

İşverenler biliyor ama yapmıyor!

İşyerlerinde iş güvenliği için gerekli donanımın sağlanmaması da iş kazalarına davetiye çıkartıyor. Gerekli teçhizatın bazı işverenler tarafından 'gereksiz masraf' olarak görülmesi önleyici tedbirlerin önüne ket vuruyor. Bu soruna da değinen Aykan Yirmibeş,şunları söyledi: "Düzce’deki firmaların çoğu yasalarca zorunlu tutulduğu için mecburi olarak iş güvenliği alanıyla ilgileniyor. Bazı fabrikalar, mahkeme süreçlerden çekindiği için bazılarına ise bizlerin çok fazla diretmemiz gerekebiliyor. En basit olarak kişisel koruyucu denetimleri aldıramadığımız firmalar oluyor. Bu uygulamayı bile yaptıramadığımız firmalar oluyor. Bu tür işyerlerinde de genelde kaza yaşanıp denetim yapılacaksa tedbir almaya yöneliyor. İşverenler bunları biliyor ama çok fazla bir şey yapmıyor.

 

Kaza olduktan sonra ibre tersine döner

"Kaza olana kadar her şey işveren ve işçi açısından güzeldir. Kaza olduktan sonra ibre tersine döner." diyen Aykan Yirmibeş, açıklamalarını şöyle noktaladı: "Bu yüzden kazalara neden olacak faktörlere önlem almayı, yasalar çerçevesinde yapabildiklerinin en iyisini yapmalarını onlara öneriyorum. Eğitim vermemizin temelinde iş güvenliği bilincini onlarda oluşturabilmektir. Her iki tarafa da bu bilinçle hareket etmeleri temennisinde bulunuyorum."

Haber;C.ÜSTÜNER