Öncü TV’de yayınlanan “Platform” programının bu haftaki konukları Düzce Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Latif Onur Uğur ve öğrencileri Selin Gülnihal İlban ile İrem Çelik oldu. Türkiye’nin eğitim sisteminden, Düzce’deki yapılaşmaya pek çok konu hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Mevcut şehir merkezi olan yerde şehir merkezi olmamalı
Düzce Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Latif Onur Uğur, deprem sonrasında Düzce’deki yapılaşmayı şöyle değerlendirdi:

“Düzce depremden sonra çok doğru bir yöntem ile dağınık ve sağlam bir arazide yapılanması için bugün Kalıcı Konutlar mıntıkasında acil olarak çok sayıda konut üretimi yapıldı. Fakat maalesef depremselliği çok yüksek olan pek çok fay kırığının olduğu aynı zamanda sıvılaşmış olan bu düz arazide hala yapılaşma devam ediyor. Hala burası önem arz ediyor ve hala burası cazip. Mevcut şehir merkezi olan yerde şehir merkezi olmamalı.”

Konut alırken bunlara dikkat
Düzce’de basit bir deprem yönetmeliği kurallarına bile uymayan çok fazla inşaat yapıldığını söyleyen Uğurvatandaşların konut alırken dikkat etmesi gereken hususları şu şekilde sıraladı:

“Perde duvarların her doğrultuda yüzde 7’şer miktarda alan var mı, yok mu?Bunları bilmeleri gerekiyor. Temel doğru yapılmış mı?Temel için gereken geoteknik mühendisliği doğru yapılmış mı? araştırmaları gerekiyor. Zeminde geoteknik araştırma yapılmış mı?Sıvılaşma var mı?Varsa eğer buna karşı tedbir alınmış mı? Bakmaları gerekiyor. Başka çok önemli bir şey ise biz bir binanın rijitliği ile belirli sınırla arasında oynayabiliyoruz. Örneğin kıvam olarak taş daha rijit, muhallebi daha az rijit gibi. Biz bir binayı belirli sınırlar arasındao kadar katı ya da bir miktar daha yumuşak yapabiliyoruz. Zeminin niteliğine göre binanın rijitliğini ayarlayabiliyoruz. Düzce’de bu pek yapılmıyor. Herkes belli bir ayarda gidiyor. Sert zemine sert bir bina yaparsanız olası bir depremde paramparça olur. Yumuşak bir zemine yumuşak bir bina yaparsanız yine küçük bir depremde paramparça olur. Bunun tam tersinin olması gerekiyor.”

Şehir merkezi tarla olmalı
Şehir merkezinin olası deprem riskine karşı mevcut yerinde olmaması gerektiğini özellikle vurgulayan Uğur konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Şu anki gelişme, büyümü mevcut şehir merkezinde olmamalı. Kalıcı konutlar civarında olmalı. Bunu bile bile şehir merkezine yatırım yapmak nasıl bir tutumdur bilmiyorum. Olası bir depremde tehlike var. İnsan yoğunluğu buradan alınmalı ve tarla olmalı. Marul falan yetiştirilmeli burada.”

Hiçbir benzeri olmayan bir ders kurguladım
Türkiye’de ilk dünyada ise ikinci olarak uygulamaya geçen, “sevgi” derslerini Düzce Üniversitesi bünyesinde veren Uğur, hem dersin içeriği hem de dersin ortaya nasıl çıktığını şu ifadelerle anlattı:

“Bu konuda ben bir Don Kişot oluyorum. Farklı konularda uzman kişiler bunu yapması için uzun süre bekledim. Ben bu kadar sene okudum ve kafa yordum. Sevgisiz bir hayat olamayacağını düşündüm. Öğrencilere yaptırdığım uygulamaları da içereceğini düşünerek bir kurgu yaptım. Kopya alabileceğim bir yer de yok. İlki de Amerika’da 35 sene evvel hafta sonu isteğe bağlı bir kurs olarak verilebiliyor. Ders içeriği ve konu başlıkları dahi yok. Oturup sıfırdan hiçbir benzeri olmayan bir ders kurguladım.  Fakat şunu gördüm ki doğru yaklaşmışım. Sevgiye üç açıdan bakmak istedim. Birisi bilimsel açıdan, birisi felsefi açıdan, bir diğeri de teolojik açıdan. Bizim üniversitemizde teknik olmayan bir ders bu ve her iki dönemde de açılıyor. Uygulamalı bir ders.”