Yine bir iftar sofrası ve yine geçmişte kalan hatıralar. Dün akşam Aziziye Mahallesi’ndeydi ekibimiz. 67 yaşında yalnız başına iki göz odada ikamet ediyor Selahattin Karaca. İftar vaktinde çaldık Selahattin amcanın kapısını. Güler bir yüz açtı kapıyı ekibimize. Hemen iftar sofrasına davet etti ve oturduk. O şaşalı sofraların aksine masada bir tabak fasulye yemeği birkaç zeytin ve dilimlenmiş domates vardı. Madalyonun diğer yüzünde böyleydi iftar sofrası. Beraber iftar açıktık ne bulduysak masada. Sonra sohbetimiz başladı Selahattin amca ile. 40 yıl önce Safranbolu’dan gelmiş Selahattin Karaca Düzce’ye. Selahattin amcanın Düzce macerası hamallıkla başlamış. 38 yıl önce de Fikrîye teyze ile evlenmiş. Ama şimdi yalnız. Çünkü fikrîye teyzeyi kaybetmiş siroz hastalığı nedeni ile.İki kız bir erkek üç çocuğu olmuş ama bir kızını ve oğlunu kaybetmiş. Bir buçuk yaşında kaybettiği kızı hayata bağladı Karaca ailesini. O günleri şöyle anlatıyor Selahattin Karaca.

“Ev sahibi 1 tabak yemek verirdi, eşim yemezdi benim eve gelmemi beklerdi. Sonra bir kızım oldu. Kalbi delikti. İzmirli bir radyocu radyodan yayın yaptı. Gazeteler yazdı, kızımın iyileşmesi için banka hesabına para yatırdılar, yardım topladılar. Almanya, Hollanda, İsviçre’de toplam 900 Lira yardım geldi. Yanıma bir adam verdiler. Ankara’ya gittik. Askeri Hastaneye kaldırdık. Kızım 1,5 yaşında öldü. Kızımın adı Songül’dü. Tabut aldık ,bankada kalan parayı da çektim. Onun için toplanan paraların kalanıyla Fatih Mahallesi'ndeki evimi aldım.”

Elinin durumu ilgili de konuşan Selahattin amca, elinin kaza ile kesildiğini ifade etti.

“Kazayla elimdeki parmaklarım kesildi. %28 sakat raporu aldım. Parmaklarım iş bulmama her zaman engel oldu.”

1999 yılındaki depremden önce Fatih Mahallesi’nde oturuyordu Selahattin amca. Depremde evi hasar gördü. Kalıcı konutlardan devlet ona bir daire verdi. Hala o dairenin borcunu ödüyor. Ödüyor ödemesine de o dairede oturamıyor. Oturamama nedenini şu şekilde açıklıyor. "Oğlum öldükten sonra gelinimle anlaşamadım. bende daireyi satıcam parasını iki torunumun üzerine yatıracağım. çünkü o ev benim bi buçuk yaşında ölen çocuğuma yapılan yardımlarla alındı." 10 yıl önceye gitti Selahattin amca. Depremden sonra 10 yıl çadırda kaldığını söyledi. Eve çıkacak durumu yoktu. Taki kalıcı konutlardaki ev kendisine verilene kadar. Ama o da olması oğlu bir sabah evde öldü ve Selahattin amcanın da yalnızlıkla dolu olan hayatı başladı. İki tane torunu var Selahattin amcanın. Tek derdi onlar gibi görünüyor. Torunum diyor da başka bir şey demiyor. Valilik binasının aynında bulunan Ziraat Bankasının hemen yanında boyacılık yaparak geçimini sağlıyor Selahattin Karaca. Şuanda oturduğu eve 175 TL kira veriyor ve aynı zamanda Kalıcı Konutlarda oturmadığı oturamadığı evin taksitlerini ödemeye çalışıyor. Gelecekten beklentilerin ne diye sorduğumuz Selahattin amca gözyaşlarına boğuluveriyor hemen. Gelecekten hiçbir beklentisi yok. Tek istediği torunları ile birlikte oturabilmek. 

Haber; R. BAL