KILIÇ’TAN AKADEMİSYENLERE ‘NEREDEYDİNİZ?’ SORUSU
Kılıç, daha önce yaşanan olayları hatırlatarak akademisyenlere ‘Neredeydiniz?’ sorusunu yöneltti. Kılıç, “25 Ekim 2014: Yüksekova'da sivil kıyafetli üç rütbeli asker sokak ortasında şehit edilirken neredeydiniz? 30 Ekim 2014: Diyarbakır’da eşi ile birlikte semt pazarında alışveriş yapan 24 yaşındaki Hava Astsubay Üstçavuş Necdet Aydoğdu, maskeli iki kişinin silahlı saldırısı sonucunda hayatını kaybetti. Neredeydiniz? Daha birkaç gün önce pkk’lı katillerin attığı roket atarla lojmanı yanan ve 4 yaşındaki kızıyla şehit olan polisimizi görmeyip, yanan lojmanlara itfaiyeyi göndermeyerek polisimizin ve ailelerinin yanarak ölmesini bekleyen katil belediyeleri görmüyorsunuz neden sesiniz çıkmadı. Bu alçaklardan hesap soran devletimizden yana değil de hainlerden yana olacak kadar alçalıyorsunuz.” dedi.
CÜBBELERİNİZİ ÇIKARTIN
Kılıç akademisyenlere ‘Cübbelerinizi çıkartın ve üniversitelerimizi terk edin. Sempati duyduğunuz PKK ile saf tutun’ derken savcıların ve rektörlerin gereğini yapmasını istedi.
DÜZCELI AVUKATLARDAN BIR ÖZÜR BEKLIYORUZ
Düzce Barosu'na kayıtlı 25 avukatın bildiriye imza atanlara destek vermesinin kendilerini derinden yaraladığını ve yüzlerini kızarttığını söyledi. Konuyla ilgili konuşan Kılıç, “Toplumsal düzeni ve adaleti savunmak üzere hukuk eğitimi almış bu 25 kişinin bu ihanet bildirisine ortak olması hukuk adına ayrı bir faciadır. Düzce barosuna kayıtlı 25 avukata güya düşünce özgürlüğünden yanaymışlar. Terör örgütünün yanında olarak, devlete hakaret etmek ne zamandan beri düşünce özgürlüğü oldu? Olmayan yalan yanlış bilgilerle halkı aldatmak ne zamandan beri düşünce özgürlüğü oldu? Askerimize ve polisimize kurşun atanları dolaylı yollardan destekleyerek vatanın üniter yapısını bozma girişimleri ne zamandır düşünce özgürlüğü oldu? Düzceli avukatlardan bir özür bekliyoruz. Daha Düzceli Şehitlerimiz Cihan Aksarı ve Sabri Altunbaş’ın kanları dahi kurumadan böyle bir bildiriden yana nasıl imza koydunuz?” ifadelerini kullandı.
HABER:Y.SEVER