Düzce'nin 1. derece deprem kuşağında olduğunu hatırlatan Mimarlar Odası, “Gerekli önlemler alınmazsa insanlık kaybetmeye devam edecektir” uyarısı yaptı. TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Düzce Temsilciliği Yönetim Kurulu adına bir basın bildirisi yayımlayan Başkan Ali Seyfettin Oygan hem 12 Kasım'ı andı hem de depremin afete dönüşmesindeki en önemli nedenin insan faktörü olduğunu vurgulayarak uyarılarda bulundu. Düzce'nin tamamının 1. derece deprem kuşağı içinde bulunduğunu hatırlatan Oygan, “Gerede, Adapazarı, Mudurnu, Yığılca, Çilimli ve hatta İstanbul merkezli depremlerinde etki alanında kalmaktadır. Düzce fayına yakın olan ve alüvyal zemin üzerinde kurulu bulunan merkez ve diğer yerleşimler, göreceli olarak çok yüksek deprem riski taşımaktadır” dedi.

“Depremle yaşamanın en önemli ve vazgeçilmez koşulu depreme dayanıklı bina yapmaktır” diyen Oygan, şu uyarıları yaptı: “Düzce’nin 1. derece deprem bölgesinde olduğunu, Mimarisi ve Taşıyıcı sistemi ile kullanılan malzemesi depreme uygun olmayan şekilde tasarlanmış bir yapıyı, depreme dayanıklı güvenli bir yapıya dönüştürmenin mümkün olmadığını, Depremin, nasıl ve ne zaman olacağını önceden tam bilmenin günümüz şartlarında imkan olmadığını, Her deprem sonrasında yeni bulgular ortaya çıkması nedeniyle, ilgili ve yetkili birimlerce güvenliği arttırıcı önlemler kapsamında şartnameler geliştirildiğini, Korunma, barınma ve yaşamımızı idame ettirmek için yararlanmak ve kullanmak zorunda olduğumuz mekanların, göz göre göre canlı canlı içine girdiğimiz mezarlar halinde inşa edilmemesi gerektiğini, Depremin sonuçlarının mümkün olduğunca en aza indirilebilmesi için birey olarak toplumsal görev ve sorumluluğun olduğunu UNUTMA!

Mülk sahibinin dikkatine diyerek uyarılarda bulunan Oygan, Projesiz, ruhsatsız ve projeye aykırı inşaat yapmaman ve de talep etmemen gerektiğini, Projenin fenni sorumlusunu her aşamada uyararak, görevini eksiksiz yapmasını sağlamaya yönelik ikazlarda bulunarak yatırımına sahip çıkman gerektiğini, İnşaatının yapım süresi içinde, müteahhit, taşoron, usta ve kalfaların yapabilecekleri yanlış ve hatalı uygulama ve davranışlar konusunda öncelikle başta fenni sorumlu olmak üzere ilgili ve yetkili tüm sorumlu mercilere ihbarlarda bulunman gerektiğini, Unutma” dedi. Teknik elemanların dikkatine diyen Oygan, İnşaatta proje ve teknik uygulamadan sorumlu olduğunuzu ve her şeyden önce ekmeğini yediğiniz mesleğinizin ilkelerine sahip çıkmanız gerektiğini ve de meslek yemininizi, Sorumlusu bulunduğunuz proje ve inşaatın denetimini çok zaruri kalmadıkça bir başkasına bırakmamanız gerektiğini, olabilecek her afetin vicdani sorumluluğunu kaçınılmaksızın taşımakta olduğunuzu, UNUTMAYINIZ” dedi.

Müteahhit ve taşoronların dıkkatıne diyerek depremi unutturmayan Oygan, Mesleki teknik bilgi ve deneyim birikiminden yoksun, olarak, ama buna mukabil ülkemiz koşullarında salt iyi bir rant kapısı olmasının yarattığı cazibe nedeniyle “İnşaat Müteahhidi” olunamayacağını, İyi bir teknik ekip ve araç, gereç, ekipman donanımına ve mali güce sahip olunmadan müteahhit olunamayacağını asla UNUTMAYINIZ” dedi.

İdari mercilerin dikkatine diyerek yetkilileri göreve çağıran Oygan, “Bu konuda yürürlükte bulunan mevcut hertürlü yasa, yönetmelik ve şartnameleri ihtiva eden mevzuat kararlılıkla uygulanmalı ve titizlikle denetlenmelidir. Alınacak her türlü karar ya da kararlar kamu yararı gözetilerek alınmalıdır. Planlamayı başarmanın vazgeçilmez temel koşullarından biri, sağlıklı ve iyi etüt edilerek oluşturulmuş, bir mevcut durum bilgileri arşivine sahip olmaktır. Planlamayı başaramıyorsanız, bu başarısızlığı planlıyorsunuz demektir. Kent ve kentleşmeye ilişkin coğrafi bilgi sistemine dayalı veri tabanı oluşturulmalıdır. İdari işleme pratik ve etkili, sistemli temel düzen getirmek gerekmektedir. Sistemli, sağlıklı ve sağlam veri tabanına dayalı oluşturulacak bu düzen başarının anahtarı olacaktır. Belediyelerin yapılacak olan imar planlarını da 29.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren zemin etütleriyle ilgili yönetmeliğe göre mikro bölgelendirme yapılarak zemin etütleri hazırlanmalı ve elde edilen değerler bu planlara işlenmelidir. Mimarlar Odası Düzce Temsilciliği olarak vermiş bulunduğumuz bu mesajlarımızın ne derece değerli anlam ifade ettiğini siz saygıdeğer kamu oyunun takdirlerine arz ediyoruz. Bu münasebetle 12 Kasım 1999 yılı Düzce depreminde yitirdiğimiz akraba, eş, dost ve hemşerilerimizi rahmetle anıyor, manevi huzurlarında saygıyla eğiliyoruz.” diyerek depremin 11 yılında uyarılarda bulundu.

Haber; R. BAL