Türkiye’nin 60 yıllık rüyası yerli otomobilin gerçeğe dönüşmesi için çalışan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, telefon bağlantısıyla Öncü Ana Haber’in canlı yayın konuğu olarak özel ve çarpıcı açıklamalar yaptı. Yerli otomobil sürecine yönelik düşüncelerini dile getirerek sözlerine başlayan Özlü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törenin kendisi için çok önemli olduğunun altını çizerek, “Benim 15 aydır beklediğim bir gündü.” ifadesini kullandı.

‘Küresel bir başarı hedefliyoruz’
Yerli otomobil üretiminin ticari bir konu olduğundan hareketle çalışmaların özel sektör öncülüğünde yürütülmesine karar vererek sürecin bu noktaya geldiğini belirten Bakan Özlü süreci şu sözlerle özetledi:

“Geçen yıl Kasım ayında TÜBİTAK’taki çalışmaları dondurduk. Özel sektör öncülüğünde devlet desteğinde bir modelle çalışmalara devam edilmesinin uygun olduğunu düşündük. Bu durumu Sayın Cumhurbaşkanımıza ve başbakanımıza arz ettim. Onların da uygun görmesiyle özel sektör arayışına gittik. Kolay değil, çok ciddi bir yatırım gerekiyor. Uluslararası deneyimi olan firmalar olması gerekiyor. Küresel bir başarı hedefliyoruz. Cumhurbaşkanımızın ‘Babayiğit yok mu?’ sözlerinin ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Mayıstan itibaren devreye girdi. 100’e yakın toplantı yaptık. 5 şirketin ortak çalışmasına karar verildi. Külliyedeki tören, sürdürülebilir bir proje başlangıcının modeli olmuştur.”

‘Biz bir model tasarladık. Alın bunu satın demeyeceğiz’
Ortak girişim grubunun şirketleşme sürecine gireceğini dile getiren Bakan Özlü, “Şirketleş ile birlikte TÜBİTAK’ın elinde bulunan bütün çalışmaları, ortak girişim grubuna vereceğiz. Onlar değerlendirecek. Tabi biz şunu istemiyoruz; ‘Biz bir model tasarladık. Alın bunu satın demeyeceğiz.’ Ortak girişim grubu piyasada hangi segmentte otomobil satabilecekse onu tasarlayacaktır. Ortak girişim grubu bu konuda serbest olacak. Bu durum önümüzdeki günlerde belli olacak.

‘Öyle bir şey yok’
‘Şuanda kullanılmayacak, çöpe atılacak’ diyenler var. Öyle bir şey yok ama ‘TÜBİTAK’taki modeli aynen devam ettirecek’ diye bir şey de yok. Ortak girişim grubu kendisi karar verecek.”

‘Toplamda 48 ay öngörüyoruz’
Yerli otomobilin üretim süresine ilişkin öngörülen süreyi aktaran Bakan Özlü, “Biz 24 ay yani 1,5-2 yıla kadar tasarım yani prototip geliştirme süreci. Sonraki 2 yıl da seri üretim sistemi, yani bayi sisteminin kurulması, alt yapı yatırımlarının yapılmasıdır. Toplamda 48 ay öngörüyoruz. Zaten biliyorsunuz bir otomobil 4 yılda bir model değiştirir. Biz 4 yıllık bir süre belirledik, bu da 2021 yılına denk geliyor. 2019’da otomobilin prototipinin ortaya çıkarılması, 2021’de seri üretime geçilmesi hedefleniyor.” dedi.

‘Yerli otomobil Düzce’de üretilebilir mi?’
Yerli otomobilin Düzce’de üretilip üretilmeyeceği ihtimalinin sorulmasına yanıt veren Özlü, “Yer konusu ikinci aşamada düşüneceğimiz bir konu. İlk aşamada ortak girişim grubunun şirketleşmesi, tasarım yapılarak karar verilmesi önceliğimiz. Yer konusu ikinci 24 ayda bakacağımız bir konu. Onu o zaman değerlendiririz.” şeklinde konuştu.

‘İstanbul’da 10 bin elektrikli otomobil aynı anda şarj edilirse sistemin çökeceği söyleniyor’
Yerli otomobilin ekonomiye etkisini değerlendiren Özlü, “Japonya’nın, Almanya’nın, Fransa’nın kendi otomobilleri var. Bu da Türkiye’nin kendi otomobili olacak. Otomotiv sektörü ciddi bir teknolojik dönüşüm geçiriyor. Bugün elektrikli otomobil piyasada olsa ve İstanbul’da aynı anda 10 bin araç şarja bağlansa sistem çöküyor. Uzmanlar, elektrik dağıtım sistemini çökeceği söylüyor. Sanayinin bütün unsurlarına yansıyan teknolojik bir dönüşüm olarak bakmalıyız.” diye konuştu.

Haber: Y. SEVER