Türkiye'de yaşanan her deprem sonrası gündeme gelen şehir merkezlerinin daha güvenli bölgelere taşınması tartışmaları, Van depreminden sonra bir kez daha gündeme geldi. Düzce'’nin yaşadığı depremlerin ardından zemin etüdü yapılan bölgelerde kalıcı konutlar için projeler üretilirken, bir taraftan da yapılan imar çalışmaları ile kooperatiflere arsalar temin edildi. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) de depremde evleri yıkılan hak sahiplerine yönelik modern binalar inşa etmek için düğmeye bastı. İnşaatlar kısa sürede tamamlandı ancak, sosyal donatılar başta olmak üzere yeni yerleşim bölgelerindeki kimi eksiklikler bu bölgedeki binaların cazibesini yitirmesine neden oldu. Uzun süre boş kalan konutların sahipleri, dairelerini şehir merkezindeki emsallerinin yarısı oranında bir ücretle kiralığa çıkardı. Yeni yerleşim bölgesindeki konutları tercih edenlerin başında ise daha çok öğrenciler ve kamu çalışanları oldu. Burada oturanların sayısı ise 50 bine ulaştı. Kamu kurumları ve alışveriş merkezlerinin eski yerleşim bölgesinde yer alması da Kalıcı konutlarda inşa edilen iş yerlerine ilgiyi düşürdü. Yerel yöneticiler yeni yerleşim bölgelerinin rağbet görmemesini insanların eski alışkanlıklarından bir anda vazgeçememesine bağlarken, Düzce Valisi Vasip Şahin ise daha önce yaptığı bir açıklamada 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinin ardından kentin büyük bir bölümünün yıkıldığını aktararak, inşa edilen kalıcı konutların kent merkezinden uzak olmasının, insanların eski alışkanlıklarından bir anda vazgeçememesi nedeniyle tercih edilmediğini ifade etti. Vali Şahin, halen kentteki sosyal yaşamın il merkezinde, ikametgahların ise kalıcı konutlar bölgesinde olduğunu sözlerine ekledi.

Haber; H. İŞCAN