Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı yaşam memnuniyeti anketine göre Türkiye’de yaşayan vatandaşların çoğunluğu, zor ve hatırlamak istemeyeceği günlere de şahit olduğu 2016 yılını mutlu şekilde geride bıraktı. Kurumun yaptığı ankete göre, 2016 yılında Türkiye’de yaşayan vatandaşların yüzde 61,3’ü mutlu çıktı.

Biz de Düzce’de yaşayan vatandaşlara 2016 yılını hayatlarında mutlu mu yoksa mutsuz bir yıl olarak mı hatırlayacaklarını sorduk. Ortaya ilginç sonuçlar çıktı.  

“Tam bir istikrar yok. Söylenenler ve yapılanlar farklı”
Emel Algül Ekmekçi için 2016 yılı pek parlak geçmedi. Aslında küçücük şeylerden kendine pay çıkarıp mutlu olabilen biri ancak onun bir korkusu var… Ülkede istikrarsızlık olduğunu düşünen Algül Ekmekçi, çocuğunun geleceği için kaygılanıyor.

Emel Algül Ekmekçi, “Mutsuzum. Ama aslında mutluyum da. Evliyim, çocuğum var, düzgün bir hayatım var. Ama sıkıntılar yaşıyoruz, ülkenin durumu belli. Gelecek kaygımız ve maddi kaygılarımız var. “Yarınki ödememizi nasıl yapacağız” diye düşünüyoruz. Onun şapkasını ona giydiriyoruz açıkçası ama en büyük sıkıntımız gelecek kaygısı. Tam bir istikrar yok. Söylenenler ve yapılanlar farklı. Çok da umutlu bakamıyorum hayata. Şu an tek çocuğum var. Bir kardeşi daha olsun isterdim ama geleceği göremediğim için ikinci bir çocuk ihtimalini bile düşünmüyorum.” dedi.

“İnsanların sokmaya çalıştığı kalıba girmiyorum”
Evliliğin hayatında bir şey değiştirmediğini belirten Algül Ekmekçi, hayattan zevk almaya baktığını ve küçük şeylerin kendisini mutlu ettiğini ifade ederek, insanların da sokmaya çalıştığı kalıba girmediğini söyledi.

Ekmekçi, “Evlendikten sonra hayatımda pek bir şey değişmedi. İkimiz de aynı kafadayız. Hayatın tadını çıkarmaya çalışıyorum. İnsanların sokmaya çalıştığı kalıba girmiyorum. Belirli bir çerçevede hayatımı istediğim gibi yaşamaya çalışıyorum. Eşimle birlikte hayattan zevk almaya çalışıyoruz. Bir köpeğe su vermek bile beni mutlu ediyor. Küçük şeylerden mutlu olmayı seviyorum. Plastik bir kepçe almak bile mutlu ediyor beni tek taş yüzük değil. Bu kadar küçük şeylerden mutlu olabiliyorken insanların neyi paylaşamadığını anlayamıyorum. İnsanlar birbirlerini sevmeli.”

Emel Algül Ekmekçi’yi ise bu hayatta en mutlu edecek şey, hırslardan ve para kazanma kaygısından uzak, İzmir’de bir köye yerleşmek.

“Kendimize ayıracak vaktimiz yok”
Elif Suar Turalı ise yine 2016 yılını “Mutlu-mutsuz” olarak değil, iş hayatının zorluğu açısından değerlendirdi. 

Turalı, geride bıraktığı yıl için, “Benim pek mutlu olduğu söylenemez. Çünkü hayat şartlarıydı, kazandığınız paraydı, insanlarla uğraşmaktı bunlar gerçekten insanı yoruyor ve mutsuzluğa sevk ediyor. İnsan kendine çok fazla zaman ayıramıyor ve bu da bir mutsuzluk sebebi. Ben gazetecilik yapıyorum, işimin de zorlukları var. Çünkü kendinize ayıracak vaktiniz yok ve çalışma saatleriniz belli değil, bazen tatil günleriniz bile olmayabiliyor, bunlar zor koşullar. İşimi severek yapıyorum zaten bu branşı okudum. Her işin bir zorluğu var. Bazen havlu attığınız zamanlar olabiliyor ama güzel bir meslek.”

“Sevdiğim insanlarla birlikte olmak beni mutlu oluyor”
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı yaşam memnuniyeti anketine göre kendini en mutlu hisseden insanlar sevdikleriyle olan insanlar… Turalı ise bu sonucu doğrular nitelikte konuşarak şöyle söyledi: “Sevdiğim insanlarla birlikte olmak beni mutlu oluyor. Bu ailem de soysal çevremde olabilir. Bundan önce Çorum’da çalışıyordum. Orada ailem vardı ama sosyal çevrem yoktu, burada sosyal çevrem var ancak ailem yok. İkisinin de eksikliğini hissediyorsunuz.”

“Beni bu hayatta mutlu eden pek fazla şey yok”
Dört yıllık fakülte mezunu, 33 yaşında ancak işsizlik sıkıntısıyla boğuşan bir vatandaş ise şu ifadelerde bulundu: “Maalesef mutlu değilim. Hem eğitim yönünden hatta şu anda formasyon eğitimi alıyorum. Staj, git-gel çok yoruyor çünkü uzaktan geliyoruz arkadaşımla birlikte bu yüzden sıkıntı çekiyoruz. Evliliğin zorlu yanları var o yüzden ben tercihimi bekarlıktan yana kullanırdım. Beni bu hayatta mutlu eden pek fazla şey yok. Baktığımızda ülkemizin durumu olsun, şartları olsun iş imkanları olsun bunlar zor şeyler. Ben 33 yaşındayım hala iş sıkıntısı çekiyorum.”

Diğer vatandaşların ise düşünceleri şu yönde:

“Ben mutluyum. Osmanlı torunu olmak beni mutlu ediyor. Geçmişimle ilgili çok güzel mutluluklarım var. Osmanlı torunuyum, sağlıklıyım, sakinim, güçlü bir ülkem var.”

“Ben mutluyum. Ama bu anketler algı yaratmak için yapılan anketler. Ben mutluyum, ülkem var, bayrağım var en önemlisi Tayyip Erdoğan’ım var.”