17 Temmuz akşamı başlayan sağanak ile Düzce’ye 1 yılda düşen yağmurun 4’te 1’inin bir gecede düşmesi sonucunda meydana gelen afette, yüzlerce ev yıkılmış, bir o kadarı çeşitli boyutlarda hasar görmüştü.

Günün ağarması ile olay yerine giden ekipler hasar tespitine başlamış, bütün maddi hasarın karşılanacağı, hiçbir can kaybının olmaması tek temenni olduğu duyurulmuştu.

18 Temmuz akşam saatlerinde ise 7 vatandaşın kayıp olduğuna dair ihbarlar olduğu gündemde bomba etkisi oluşturmuş ve ekipler 19 Temmuz sabahı itibari ile arama ve kurtarma çalışmalarına başlamıştı.

Üzerinden yaklaşık 1 hafta geçen afetin ardındansa 5 kişinin cansız bedenine ulaşılarak Türkiye yasa boğuldu. Bu süreçte yaraları sarmak için girişimlerin başlatıldığı duyurulmuş, çevre illerinde desteği ile yardım çalışmaları başlamıştı.

Bölgeye ziyarete gelen birçok bakana ve siyasiye yöneltilen “Düzce’nin afet bölgesi ilan edilmesi” konusu ise hiçbir zaman net bir cevap alamadı. Ta ki Düzce Valiliği’nin bugünkü açıklamasına kadar.

Düzce’nin afet bölgesi olduğunu açıklayan Düzce Valiliği, ülke gündeminde geniş yer bulan bu bilginin yanlışlıkla duyurulduğunu açıkladı. Afet bölgesi olmaya sevinir hale gelen bölge halkının büyük tepkisini çeken açıklamada, “Afet Bölgesi” ibaresinin sehven (yanlışlıkla) yer aldığını belirten eski AFAD Müdürü Valilik Yetkilisi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bir önceki açıklamamızda ‘afet bölgesi’ kavramı sehven yer almıştır

Düzce ili genelinde, 17 – 18 Temmuz 2019 tarihlerinde aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sel afetinin “Genel Hayata Etkili” olduğu ve bu afet sebebiyle yapıları hasar gören vatandaşların afetzede kabul edilmesi Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca uygun görülmüştür. 

Afet ve acil durumdan etkilenen yerin tamamında veya bir kesiminde; yıkılıp oturulamaz veya kullanılamaz hâle geldiği belirlenen bina sayısı, zarar gören yapı ve tesislerin önemi, mahallin ekonomik ve sosyal özellikleri, normal hayat düzenindeki aksamalar, afet ve acil durumun etkilediği alanın büyüklüğü gibi hususlar gözetilerek “genel etkililik kararı” veya “genel hayata etkisizlik kararı” alınır.

Genel hayata etkililik kavramı ile olmuş veya olması muhtemel afet ve acil durum olaylarında meydana gelen veya gelmesi muhtemel hasar ve tahribatlar değerlendirilerek, o yerin etkilenme durumunun kapsamı ve hayatın olağan akışının bozulduğu ifade edilmektedir.

Böylece meydana gelen afet ve acil durumun etkilerinin kişi ya da kişilerin kendi güçleri ile gideremeyecekleri boyutta olduğu ve bu afet ve acil durum için ilgili kanun hükümleri uygulanarak hayatın olağan seyrine döndürülebilmesi ve vatandaşlarımız için gerekli olan yardımların yapılabilmesi sağlanır.

Başta Esmahanım ve Uğurlu köyleri olmak üzere selden etkilenen vatandaşlarımız için devletimizin ilgili kuruluşları ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli yardımları yapacaktır. Halen ulaşılamayan iki vatandaşımızı arama çalışmaları ile ulaşım ve altyapının iyileştirme çalışmaları devam etmektedir.”

Haber: İ.İ.AYDOĞDU