270 kişi hayatını kaybetti

17 Ağustos 1999 günü saat 03.02'de meydana gelen ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından merkez üssü İzmit Gölcük olarak açıklanan 7.4 şiddetindeki deprem, Düzce'de büyük bir yıkıma yol açtı. Marmara Depremi olarak da anılan deprem özellikle İzmit, Adapazarı, Yalova ile İstanbul, Bursa ve Eskişehir'in bir kısmı ile Düzce, Gölyaka, Cumayeri, Çilimli ve Gümüşova ilçelerinde can ve mal kaybına neden oldu. 17 Ağustos deprem felaketinde bölgemizde en fazla can ve mal kaybı Düzce merkez, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana geldi. Toplam 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından kurtarılırken bin 157 kişi de yaralandı.

"Düzce hala depreme hazır değil"

17 Ağustos Marmara Depremi'nin üzerinden 87 gün geçtikten sonra, henüz depremin yaraları sarılmaya çalışılırken merkez üssü bu kez Düzce olan depremle ikinci büyük yıkımı yaşanırken, aradan geçen 17 yılda hala "Depreme hazırlıklı mıyız?" sorusu sorgulanmaya devam ediyor. Yüreklerde derin yaralar açan depremlerin yarattığı enkaz, her yıldönümde hafızalarda tazelenirken yıkıntılardan yeniden doğan şehirde gerekli tedbirlerin istenilen ölçüde alınmadığına yönelik açıklamaların adresi değişmiyor. Son olarak Depremzedeler Derneği ve İnşaat Mühendisleri Odası, 17. yıl mesajlarında yapılaşmadaki hatalara dikkat çekti ve Düzce'nin depreme hazır olmadığı noktasında birleşti.

Yıllar geçiyor, sorunlar değişmiyor

2 kez ölüm, yıkım, acı ve kederi yaşayan Düzce'de özellikle kent merkezinde yoğunlaşan yapılaşma ve merkezde kat imar izni 3 iken 4 kat ve daha fazlasına izin verilmesi talebinin gündeme gelmesi gibi konular da eleştiri konusu olmaya devam ediyor. Özellikle hasarlı binaların varlığı endişeleri katmerliyor. Tüm bunlar, depremden gereken dersin alınmadığını gözler önüne seriyor. Aktif deprem kuşağı üzerinde bulunan Düzce'de her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olunması gerektiği uzmanlar tarafından sık sık vurgulanırken “Deprem değil, bina öldürür” sözünden hareketle aynı felaketlerin tekrar yaşanmaması için gereken tedbirlerin hızla alınması gerekiyor. Hala orta hasarlı binaların tehlike teşkil ettiği kentte, imar planına aykırı yapılaşmalar da olası bir afet durumunda aynı acılara açıkça davetiye olarak yorumlanıyor.

Sonuç: Ders alınmadı...

Gelinen noktaya bakıldığında deprem riski olan bir bölgede yer alan Düzce, aradan geçen 17 yılda ne orta hasarlı binalardan ne hızla artan betonlaşmadan ne de kat imar izninin artması baskısından kurtuldu... Sonuç: Ders alınmadı...


C. ÜSTÜNER