Kim sevmezki lapa lapa yağarken insana verdiği tuhaf huzuru ya da beyaz örtünün seyretmeye doyum olmayan manzarasını... Çocukluğumdan beri çok severim karlı günleri... Artık kardan adam yapmayı bıraktık ya da kar topu oynamayı ama yine de bana küçüklüğümü hatırlatmasından mütevellittir sevmem karı...

 

Sıcacık evindeysen tabii izlemesi ne güzeldir... Ya pencerenin ardından olanlar? Şimdi gelelim konumuza...

 

10 küsür yıldır Düzce'de yaşayan biri olarak ilk defa Kalıcı Konutlar'daki evimden arabamı rahatlıkla çıkartabildim... Bu kez kabul etmem gereliyor ki belediye dersine iyi çalışmış ya da geçmişten iyi ders almış... Şimdi bana katılmayan çoğu okuyucumu duyar gibiyim... Kendinizce yaşadığınız sıkıntılar elbette ki vardır ama lütfen lokal değil genel bakalım.

 

Yaşadığımız şehirde kışın çetin geçtiği ve yolların kapandığı aşikarken, mücadeledeki yetersizlikler yüzünden kardan korkar olduğumuz bir gerçek... Meteorolojinin günler öncesinden yaptığı uyarılara karşılık belki ekipmen belki de personelden kaynaklı sıkıntılar yüzünden Düzce Belediyesi sürekli eleştirilerin odağı olmuştur.

 

Bu şimdiki Başkan Mehmet Keleş için de geçerli... Bu kar yağışında üçüncü dalgaydı... İlk dalga da her ne kadar Düzce Belediyesi'nden "Sınavı başarıyla atlatttık" açıklaması gelse de vatandaş cephesinde durum hiç de öyle değildi... Kah yollar kah kaldırımlar nedeniyle çoğu Düzceli klavyeye sarılarak kar haberlerimizin altına tepkilerini bir bir yazdı. Şahsi görüşüm de belediyenin ilk etkili kar yağışında çok iyi bir mücadele sergileyemediği yönünde... Ana arterleri sürekli açık tutma için araçlar kontak kapatmadı ancak ara yolların uzun süre kapalı kalması çileye dönüştü... Otobüsler bazı bölgelere ya hiç girmedi ya da yolun yarısından döndü. Vatandaş işe gitmek için karları aşmak zorunda kaldı. İkinci kar yağışında daha etkin bir çalışma sergileyen belediye ekipleri, son karda ise ara yollar da dahil hızlı bir mücadele sergiledi. Bunda haber merkezimize her yağışta gelen şikayet telefonlarının bu kez gelmemesini de gerekçe gösterebilirim. Demek ki eksiklikler iyi analiz edildi ve mağduriyet asgari düzeye indirildi.

 

Kaldırımlar konusuna gelecek olursak... Başkan Keleş ilk döneminde daha estetik ve modern bir görüntüye kavuşması hedefiyle çarşıyı mermer kaldırımlarla döşetti. Ancak karlı ve yağmurlu havalarda yarattığı tehlike sonucu o güzel diye yerleştirdiği taşlar, başkana büyük bir tepki olarak geri döndü. İkinci kez seçildiğinde hemen bu konuya el atan Başkan'ın  'Bu kadar laf işiteceğime kaldırayım' demesi beklendi ancak öyle olmadı. Keleş, 'tırtıklama' yönteminden bahsetti ve kışa kadar taşların bu yöntemle kayganlıktan kurtulacağını aktardı. Hepsi tırtıklandı mı bilemem ama taşların hala kaygan olduğu bir gerçek! Eee vatandaş da haklı olarak mimarı olduğu taşlar konusunda Başkan Keleş'e eleştirilerini sıralıyor. Sorun bu taşlar kaldırımlardan sökülene kadar da zor bitecek gibi görünüyor...

 

 

Büyüklerimizin 'Mikropları öldürür' diyerek faydalı yönünü de aşıladığı şu karlı günlerde tek temennim kimsenin soğukla imtihan edilmemesi ve bir de lütfen kedisi, köpeği, kuşu tüm sokakta olan hayvanlar için bir kap yemekle, suyu çok görmeyelim... Onlar da can... Açlık, ölümleri olmasın...