Geçen hafta içinde AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Tahir Akyürek, Düzce'ye nabız yoklamaya geldi.

Düzce Belediyesi ve diğer ilçe ve belde belediyeleri için istişarelerde bulundu. Özel görüşmek isteyen her partili ile görüştü.

Bu görüşmede özellikle eski Bakan Faruk Özlü’nün belediye başkanı olması üzerinde durulurken, bir partiliye “Hikmet Keskin mi Faruk Özlü mü?” sorusunu yöneltti. Partili de “İkisi de olur” cevabını verdi.

Yanında tutanak memuru değildik. Duyduk, işittik.

Daha neler neler duyduk işittik. Siz de duyun, bilin istedik.

***

Seçimden sonra düğün yok, bayram yok eniştem beni niye öptü misali İl Başkanı Hikmet Keskin’e bir hal olmuştu.

Sahalara inmeler, STK’lar ve basın ziyareti, unutulanları hatırlamalar, şehir merkezi karargah Keskin komutan “Ver elini halk” dedi. Herkese dokunmaya başladı. Başladı başlamasına ama neden olduğunu anlayamamıştık.

İndik kulise kuşları dinlemeye başladık. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hikmet Keskin’e belediye başkanlığı için çalışmasını söylediği ve başkan adayının Keskin olduğunu SÖZDE söylemiş. Algı bu ya herkese verilen algı buydu.

Dursun Ay’ın başkanlığının devamı için Fahri Çakır’ın arkasında durduğu ve Dursun Ay algısının yayıldığını da öğrendik.

Ayşe Keşir hanımın ailece görüştüğü eski İl Genel Meclis Başkanı Sinan Aydın’ı yanına alarak belediye başkan adaylığı için gezdirmeye, nabız yoklamaya başladığını duyduk, işittik.

Metin Kaşıkoğlu’nun Ankara ve Düzce tabanında nabız yokladığını adaylık için ofisini belediyeye en yakın yere taşıdığını duymayan kalmadı.

Merkez İlçe Başkanı Hakan Kuşçuoğlu da başkanlığa aday. 'Fevai (Arslan) ağabeyi aday olmazsa Hakan Kuşçuoğlu’nu destekler' diyorlar. Çakır’a göre Cumhurbaşkanı kimseye böyle bir söz vermez. Partinin temelinde temayülünde böyle bir uygulama yok.

Faruk Özlü’nün Düzce tabanında karşılığı olmakla birlikte Düzce Belediye Başkanlığı için milletvekilliği ve bakanlıktan geri dönüşümlü süreci ne kadar etik olur bilinmez.

Şimdi gelelim işin en hassas yerine. Yukarıda milletvekili, il başkanı, eski il başkanı ve milletvekillerine bakınca akıl tutulması yaşanacak bir güç gösterisi görülüyor.

***

Geçtiğimiz günlerde İbrahim Korkmaz Kızılay Genel Başkan-lığı Danışmanlığı’na eski yol arkadaşı Orhan Kılıç’ı yerleştirmiş.

Düzce için çok iyi yapmış. Bir Düzceli orada olsun. Orhan Kılıç elinde kılıçla, İbrahim Korkmaz’ın yanında korkusuzca Düzce’de yaptıklarını Ankara Kızılay’da yapar. 

Ama akıl tutulması yaşanan başka bir mecra var. Bir delinin attığı taşı kırk akıllı çıkaramaz misali Korkmaz İbrahim’in Kılıç Orhan’la yaptığı Kızılay operasyonunda vekil, bakan, il başkanı biçare kaldı.

İbrahim Korkmaz sahaya indi. Orhan Kılıç’ı danışman yaptı. Orhan Kılıç da avukatı olan ve Kızılay Derneği’ne üye bile olmayan Halil Aydın’ı şube başkanlığı için hazırladı.

Genel merkezde kabul görür görmez mevcut yönetim görevden alındı.

Duyan olmadı, bilen olmadı hisseden olmadı. İl Başkanı Keskin kendi derdine çare ararken önünde bulduğu Kızılay derdine müdahale etse de iş bitti.

İbrahim Korkmaz Halil Aydın’ı ve diğerleri ise Yaşar Özdemir’i destekleyen kulis yaptı. Keskin, Bakan Özlü ve Fahri Çakır “Yaşar Özdemir ve ekibi olsun” dedi mi, dedi. Genel başkan düzeyinde kulis yaptılar mı yaptılar.

Şimdi ne olacak?

Berber 'saçım ak mı kara mı' demiş. Adam; “Kesiyorum önüne düşünce görürsün“ demiş. El mi yaman bel mi yaman derler ya hani o hesap.

İbrahim Korkmaz ve diğerleri. Kendine faydası olmayanın kimseye faydası olmaz.

Kendi başını bağlamayan gelin başı bağlamaya kalkmasın.

Bekleyip göreceğiz.

Kızılay çekişmesi nasıl bitecek...