Yarın seçim sandıkları kurulucak millet beş yıllık iradesini Düzce için tercih edicek.

Tercih ederken vicdanının sesini dinleyenler olucaktır.

İrade kullanırken cüzdanının sesini kullananlar olucaktır.

Oy kullanırken nefsinin, hissinin, sesini kullanarak oy vericekler olucaktır.

Niyeti hayır olanın akıbeti hayır olur. Hayat niyetle nasip arasında yaşandığına göre niyette olan nasipte karşılık bulur.

Bir tarafta Eski Düzce Milletvekili ve Eski Bakan Doktor Faruk Özlü.

Bir tarafta iş adamı, siyasi er meydanında yenilmeye doymayan Düzce’nin abisi Ömer Küçük.

Bir tarafta Düzce’de esnaf ve spor camiasında anılan, bilinen Erdoğan Bıyık.

Hepsi iyi insanlar, hepsi memlekete hizmet etme niyetiyle yola çıkanlar.

İktidar olmakla muk-tedir olma arasındaki vak-fi-yete  hakim olan kim derseniz sağır sultanın vakıf olduğu gibi Doktor Faruk Özlü.

Camiye imam seçmiycez. Oğlumuza kız istemiycez kızımıza koca bulmuycaz.

En değerli varlığımızı kızımızı istemeye gelseler bu adam kimdir, necidir, ne iş yapar, soyu sopu becerisi nedir diye aslına nesline bakarız.

Kendine faydası olmayanın kimseye faydası olmazmış.

Adaylar iyi de Düzce’yi yöneticek muktedirliğe erişmiş mi.

İktidarı ve makamı taşıyıcak ergenliğe asalete dirayete tecrübeye haiz mi.

Düzce’yi temsil edicek, Düzce’nin menfaatlerini, siyasi, bürokrasi ve her alanda anlatabilicek savunabilicek sahip çıkacak değerlere vakıf mı.

Devletin iradesini ve idaresini ne kadar biliyor.

O makamlara geldiği zaman kimin aklı ile irade koyucak. Devletin milletin aklı mı yoksa zilletin, menfaatin, nefsin aklı mı bu soruları cevaplarını soralım

vicdanımıza, imanımıza ve asaletimize.

Dr Faruk Özlü Düzce’de Kemal Demir, Avni Akyol, kısmen Yaşar Yakış’tan sonra Düzce tarihinden çıkan dördüncü bakan.

Bürokrasinin en üst seviyesi müsteşarlık yapmış Devletin tüm dengelerini bilen bir vizyon.

Ankara bü-rok-ra-si-si-nin çakıl taşını, tozunu, dumanını bilen nerede, ne zaman, kiminle ne konuşıcağını bilen bir devlet adamı.

Yol iz, usul, esas ve bürokrasi cenderesindeki la-birent-leri aşıcak tecrübeye de bilgiye de donanıma da sahip.

Siyaset azgın bir kısrağın üstünde savaş meydanında kılıç sallamaksa; Özlü de bu kılıcı tutucak bilek, o kısrağa hakim olucak yürek de var.

Şimdi gelelim işin aslı meselesine.

1 Nisan’da Düzce’de ne olur?

Ömer Küçük veya Erdoğan Bıyık teveccüh görür başkan seçilirse ilk duyucağımız ses: Belediye borç batağında bu kadarını da bilmiyorduk enkaz devraldık.

Oynamaya niyeti olmayan gelin yerim dar dermiş gibi beş yıl hikaye dinlersiniz.

HDP ve CHP’nin desteklediği İYİ Parti hasbel kader kazanırsa ki ihtimal vermiyorum mart karı Düzce’ye yağar ve beş yıl laylomla gelir geçer.

Ömer abimize sarılır sarılır dertleşiriz sarılıp sarılıp ağlaşırız. Beş yıl boyunca doyarız Ömer abimize doyar dururuz.

Erdoğan abimiz de öyle olur. Hepimiz Güzin Abla gibi dert dinler, çaresizlik çaredir, çözümsüzlük çözüm müdür. Hesabı beş yıl boyunca Erdoğan abimizle has-bi-hal ederiz.

Düzce’nin Ümidi var ya Ümit Yılmaz. Beş yıl boyunca nasıl çakıldığını anlatır durur mecliste… kürsülerde…

Düzce’yi iyi yönetemeyenler otobüsten indirildi.


Mehmet Keleş muavin kapsından, Dursun Ay ön kapıdan, Hikmet Keskin ve ekibi camdan dışarı atıldı.

Dün Keleş’e sövüp sayanlar bugün denizde Mehmet Keleş’e sarılıp seçimden nemalanmaya çalışıyor.

24 Haziran’da herkese dersini aldı. Tedbirini aldı.

Bakan Özlü, Düzce’ye gelir gelmez eski-yeni partilileri ve Düzce’yi dinledi.

Mehmet Keleş için gitsin dediler, gitti.

Dursun Ay olmasın gitsin dediler, gitti.

Hikmet Keskin gitsin dediler gitti.

Bu operasyonlarda Bakan Özlü’nün etkisini, yetkisini bilen bilir, bilmeyen öğrensin.

Özlü, Düzce’ye gelir gelmez akçeli, dalavereli irade gösterenlere, halka rağmen halka tepeden bakanlara, kim ne halt ettiyse haddini bildirdi ve 1 Nisan’dan itibaren bildire bildire halk ile kucaklaşıcak.

Şimdi soruyorlar “Bakan iken ne yaptın, Başkan olunca ne yapacaksın?”

Bunu soranlara bakmak lazım. Sen ne yaptın Düzce’ye. Devlet siyaset ve bürokrasi vizyonu olan Özlü’den randevu alamayacak adamlar bu soruyu soruyor.

İki öküzün önüne bir çuval samanı paylaştırmayan kafalar küçük akılları ile büyük vizyonları eleştirme hadsizliğine kapılmasınlar.

Ne istediğimizi, neden istediğimizi, neyi istemediğimizi bilmezsek beş yıl hezimeti, beş yıl hüsranı yaşar birbirimize sarılıp sarılıp ağlarız.

Düzce halkı yüzde 70’den fazla bir oranla destek verdiği Erdoğan’ın emanetine sahip çıkmalı. Sırf bu sebepten dahi Özlü’ye oy vermelidir.

Bilindiği gibi pazar günü yapılacak yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin ilk yerel seçimleri, sistemin bekası ve yerelde de yeni sistemin tamamen oturması için yerel unsurların da bu sisteme entegre olması gerekir. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ni tam olarak uygulayabilmesi için, kendisine sorun çıkaracak bir belediye başkanı sistemin işleyişini yerel anlamda yavaşlatır.

Düzce için, millet için, devlet için ümmet için tercih Türkiye sevdalısı, Dünya Lideri insanlığın umudu Recep Tayyip Erdoğan’ın emaneti Doktor Faruk Özlü’ye sahip çıkmanın vakti zamanı gelmiştir.

Vakit his, vakit nefis, vakit cüzdan vakti değildir.

Vakit Düzce’nin makus talihini yenmek, Türkiye’ye örnek bir yerel kalkınmanın startını Özlü ile verme vaktidir.

Eksik yok mudur, vardır. Özlü’nün bence tek eksiği Düzce siyasetinin inceliklerini bilmemesidir.

Bütün bu sebepler alt alta toplandığında diğer adaylara nazaran Düzce halkının oy vermesi gerektiğini düşünüyorum…

Devletin bekası, 2023 vizyonunun icrası, şeh-rül eminin hakikatı ile irade koyulacaksa AK Parti ve Faruk Özlü tercih edilmelidir.

Mesele Düzce ve ülke ise nefisler, hisler, menfaatler, hesaplaşmalar kervan yolda düzülür misali zamanla gerçekleşir.

Her söze söylenecek söz vardır amma lafa bakarım laf mı diye söyleyene bakarım adamı diye der atalar.

Faruk Özlü Düzce için nimettir, hakikattir. Nimetin kıymetini bilmeyeni kölelik, sefalet bekler.

Allah Devletimize milletimize devleti ebedi müddet için dertlenenlere güç versin zeval vermesin. Amin.