Ekrem Çavuş’un hazırlayıp sunduğu  “Düzce’de Sağlık Olsun” programı Düzce sağlığının nabzını tutmaya devam ediyor. Programın bu haftaki konukları  Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorları ve  öğretim üyeleri  oldu. Alanında uzman 5 ayrı doktorun katıldığı programda , koronavirüs sürecinde normalleşme sürecine dair kritik uyarılar verildi.

“Maalesef hala vurdumduymazlık var”

Normalleşme sürecinde dikkat edilmesi gereken konular üzerine konuşan Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan şunları aktardı: “Öncelikle şu cevabı biliyoruz. Covid- 19 un bir kişinin hayvandan insana geçişi üzerinden dünyaya bulaştığını biliyoruz. Dünyaya bulaştıran aslında 1 kişi ve bu işin ciddiyetini anlamak için anahtar kelime 1 kişi üzerinden dünyaya bulaştıran biri varsa ve 1 kişi kalana kadar bulaştırıcılık devam ediyor diyebiliriz. Her ne kadar virüsler kendi yaşam döngüleri içerisinde bazı değişikliklere uğrayabiliyorlar , belki zaman içerisinde umuyor ve diliyoruz ki virüs dediğimiz insanlara zarar verici özelliklerini kaybedebilirler ama biz mevcut koşullarda hala en yüksek düzeyde bunu ciddiye almamız lazım. Biz çok ciddiye alıyoruz. Böyle konularda konuştuğumuz zamanlarda en hassas insanlarda “biz ciddiye alıyoruz” deyip onlar üzülüyorlar. Tam tersi bu işi ciddiye almayan insanlarda hala maalesef vurdumduymazlık içerisinde olabiliyorlar. Aslında toplumun çoğunluğu bu işi sahiplendi ve güçlü bir devletimiz güçlü bir sağlık mekanizmamız olduğu için de dünyaya örnek olacak düzeyde de bir  başarıyla da bu işi götürüyoruz. Ancak burada sağlık otoritesine ,sağlık bakanlığımıza ,bizlere düşen görev var ama vatandaşımız özellikle Düzce gibi daha küçük ölçekli bir ilimizde kural belli. 14 gün boyunca bulaştırıcılığı engelleyecek koşulları kendi bulunduğumuz yaşam alanlarında sağlarsak bu işi bitireceğiz. Yani 14 gün herkes aynı ciddiyette davransa sorun ortadan kalkacak. İnanmayanlar mı dersiniz, bu uydurma bir şey diyenler mi dersiniz, yoğun bakımlarda insanların çektiği çileyi fiilen bilen sağlık grubu ekipleri olarak üzüntüyle görüyoruz. Bu iş illa başımıza mı gelmesi gerekiyor? Bu konuda ben Düzce’ye indiğimde kendimi hırpalattırmadan evime döndüğüm için şükürediyorum. Mecbur kalmadıkça inmiyorum ama bir yapı markette bir vatandaşımız maskesiz içeriye girmek üzereydi Düzce ortamında uygunsuz bir dille söylemek gerilimi arttıracağından bende dedim ki “içerde ceza yazıyorlar haberiniz olsun” dediğimde hemen maskesini taktı. İnsanların çoğu gayet ciddi gayet dikkatli bütün kurallarda olduğu gibi ama ben burada söylediğim zaman asıl alınması gereken yine alınmayacaklar onun içinde ölçülü konuşmaya çalışıyorum. İnsanların çoğu gerekli hassasiyeti gösteriyor.”

      

“Bağışıklık sistemimiz bu dönemde çok önemli “

Salgın döneminde vatandaşların yemek konusunda nelere dikkat etmesi ile ilgili konuşan  Diyetisyen Tuğçe Uzun şunları aktardı : Zor bir süreçten geçiyoruz, bir çok önlemler alındı ve bu önlemlerin akabinde artık yeni normal bir süreç başladı. Bu yeni normal sürece nasıl adapte oluruz onu konuşmanın zamanı. Kendi alanımda konuşmak gerekirse bağışıklık sistemimiz bu dönemde çok önemli bağışıklığı güçlü olan bireylerin bu hastalıkla mücadelesini kazanma ihtimali daha yüksek. Beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. Sebze meyve tüketimimize su içmemize dikkat etmek gerekiyor, paket gıdalardan çok fazla tüketmemek bunların önemini fark ettik bağışıklık anlamında.

“Öğrencilerimizin bu ortama alışması zaman aldı”

Koronavirüs sürecinde eğitimde olan değişim ile ilgili konuşan Öğretim Üyesi Dr. Esra Usta: "Bağışıklık tek taraflı beslenmeye uzak bir durum değil, aynı zamanda bağışıklığı etkileyen  stres ve hareket faktörlerimizde var. Obezite merkezimizde bunların eğitimini veriyoruz. Öncelikle bu sürece alışmamız gerekiyor. Normalleşmek eski yaşantımız devam edecek şeklinde bir yaklaşım olmaması gerekiyor. Buna alışmak zorundayız. İşin eğitim boyutundan bahsetmek istiyorum. Üniversitemiz bu anlamda uzaktan eğitim süreçlerini başlattık. Öğrencilerimizin bu ortama alışması zaman aldı ama üstesinden geldiğimizi düşünüyorum. Gerek YÖK’ ün aldığı yeni uygulamalarla gerek biz merkezimizde yaptığımız ve yapmayı planladığımız eğitim süreçleriyle bunun üstesinden geleceğiz. Artık online eğitimler uzaktan eğitimler hayatımızın içerisinde. Hayat devam ediyor bir şekilde covid ile yaşamayı öğreneceğiz . Öncelikle merkezin amacı sadece insanların kilo vermesi değil, verdikleri kiloları koruyabilmeleri asıl hedefimiz.7-8 grup eğitimleriyle süreçlerini tamamlamaya çalıştılar. Programlarımız modüler tarzda, biz buna karma tedavi diyoruz.”

“Salgın döneminde aile içi şiddet arttı”

Koronavirüsün insanların üzerindeki psikolojisi hakkında açıklamalar yapan Psikolog Elif Yıldız şunları söyledi: Psikolojik olarak belirleyen bir çok faktör var. Korona virüs çıktığında insanlar 3’e ayrıldı. Gerçekten çok ciddiye alıp kaygısı çok fazla olduğu için baş edemeyenler, gerekli önlemleri alıp bu kaygıyla baş edip hayatını tekrar revize edip hayatına devam edebilenler birde tüm güçlüler çıktı. Onlarda şu an zaten bana bir şey olmaz, zaten kimseye olmuyor hep başka insanlara oluyor, bu noktada herhangi bir önlem almadan hayatına devam etmeyi tercih eden insanlar oldu.  Bir çok tartışma yaşanıyor. Haber bültenlerinde son 1.5-2 aydır özel bir konu var, aile içi şiddet arttı. Daha önce insanlar bir kaygıyla baş edememe durumunda  gidebileceği o çatışmayı aktarabileceği başka ortamları vardı. Şu anda o durum olmadığından doğal olarak insanların problemleri tolere etme katsayısı çok düşmüş durumda.”

“Şuurlu ve bilinçli insanlar bunu iyi değerlendirdiler”

Koronavirüsün insanlar üzerindeki fiziksel etkisi ile ilgili konuşan Fizyoterapist Ertuğrul Çakır şunları söyledi: “Geniş bir konu. Pek çok açısı var. Kanalize olmayan enerjiler evde insanların birbirleriyle etkileşimlerine yansıyor. Fiziksel aktivitede azaldığı için bu enerji iletişime daha çok yansıyor. Sıkıntılar meydana geliyor. Şuurlu ve bilinçli insanlar bunu iyi değerlendirdiler. Mesela ben kilo verdim. İlk önce neyle karşılaşacağınızı tanımlamanız gerek bunu tanımladık. Bunun üstesinden nasıl geleceğiz bu tuzağa nasıl düşmeyeceğiz. İnsanlarda ilginç bildirimler var. Eve hapis olacağız ve kilo alacağız. Böyle bir şey yok. Senin sürecin baştan kabul etmişsin ve alacaksın . Orda düşünsel olarak paradigmanın değişmesi lazım ki insanlarda da yavaş yavaş değişmeye başladı.