Ramazan Ayı’na girilen şu günlerde sağlıklı beslenmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Merve Karakuş da Ramazan Ayı boyunca oruç tutacak kişilerin dengeli ve yeterli beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekerek önemli bilgilendirmeler de bulundu.

“Tuzlu, baharatlı ve şekerli gıdalardan uzak durun”
Çok yağlı yiyecekler, hamur işi ürünler ve şerbetli tatlıların metabolizmayı yavaşlatacağından kilo almaya sebep olacağına dikkat çeken Karakuş şu tavsiyelerde bulundu:

Bu besinler aynı zamanda sindirim sistemi rahatsızlıklarını da beraberinde getiriyor. Tuzlu, baharatlı ve şekerli gıdaların olabildiğince tüketilmemesine özen gösterilmeli. Tuzlu ve baharatlı besinler susamaya; rafine şeker içeren besinler ise daha çabuk acıkmaya neden olacaktır. Haftada 1-2 defa kırmızı et, 1-2 gün balık, 1-2 gün kuru baklagiller, 1-2 gün sebze yemeği, beslenmenizde sağlıklı bir dengeyi kurmanızı sağlayacaktır. 1-2 adet hurma ve 1-2 bardak su ile orucu açmak en doğrusudur. Çorba hem sıvı hem de hafif bir alternatif olduğu için tercih edilebilir. Çorba ve salata ile ilk açlığı bastırdıktan sonra 10-15 dakikalık bir mola verip daha sonra ana yemeğe geçilmesinde fayda var. Tatlı tercihimizi, ağır şerbetli tatlılar yerine; daha hafif sütlü tatlılar ve benzerlerinden yapmak daha sağlıklı olacaktır. Tatlı ihtiyacımızı bastırması için kuru meyvelerden de yardım alabiliriz.”

"Kesinlikle sahura kalkılmalıdır"
"Günlük hayatımızda nasıl azar azar ve sık beslenmek gerekiyorsa Ramazan'da da bunu sürdürmeliyiz." diyen Diyetisyen Karakuş, sahur öğünün atlanmaması gerektiğini belirterek, “Sahurda, hafif bir kahvaltı içeriğine sahip tok tutucu özelliği olan ve kaliteli protein içeren yumurtanın, peynirin öğüne dahil edilmesi, iftara kadar olan açlık hissinin azalmasına yardımcı olacaktır. Aynı zamanda meyve tüketimi, gün içerisinde vücut için gerekli vitamin ve mineral desteğini sağlamaya yardımcı olacaktır” ifadesinde bulundu.

"Pideyi sahurda tüketmek doğru değil"
Ramazan'ın olmazsa olmaz yiyeceklerinden olan pideyi sahurda tüketmenin doğru olmadığını sözlerine ekleyen Karakuş, Ramazan Ayı’nda sıvı ihtiyacının mutlaka karşılanması gerektiğinin önemine vurgu yaparak, su tüketiminin yanı sıra az şekerli veya şekersiz meyve kompostoları, maden suyu, taze sıkılmış meyve suları, kavun karpuz gibi sulu meyveler tüketilerek sıvı ihtiyacının karşılanmasının mümkün olduğunu belirtti.

“Kronik rahatsızlığı olanlara, emziren anne ve hamilelere oruç tutmalarını önermiyoruz”
Kronik hastalığı olan ve ilaç kullanması gereken hastalar, emziren anneler ve hamileler için oruç tutmanın önerilmediğini ifade eden Karakuş, özellikle insüline bağımlı şeker hastalarının mutlaka doktora danışması gerektiğinin altını çizdi. Karakuş ayrıca, mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi rahatsızlığı olan, 65 yaş üzerindeki bireyler, böbrek hastaları ve diyalize bağımlı kişiler ile kan şekerinde ani düşme sorunu olanların oruç tutma konusunda risk altında olduğunu da kaydetti.

"Mide rahatsızlığı olanlar iftardan sonra hemen dinlenme (uzanma) pozisyonuna geçmemelidir"
Sindirimi kolaylaştırmak için yemekleri acele etmeden yavaş ve çok çiğneyerek tüketmenin önemli olduğuna dikkat çeken Karakuş, “Çok yağlı ve kızartma usulü pişirilmiş yiyecekler yerine ızgara, fırında haşlama veya buğulama yöntemleri ile pişirilmiş yiyecekleri tercih etmek sizi mide krampları, reflü, mide yanması ve hazımsızlıktan koruyacaktır. Mide asidinin uyarılmaması için; acı baharatlar, karbonatlı içecekler (kola, soda, gazoz vb.), domates, turunçgiller, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir. Yemeklerde posa oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler; ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler tercih edilmelidir. Mide rahatsızlığı olan kişiler iftarı yaptıktan sonra hemen dinlenme (uzanma) pozisyonuna geçmemelidir” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

"Sahuru Atlamak, Kilo Almanın En Önemli Sebeplerindendir"
Uzun süre aç kalmanın metabolizmanın yavaşlamasına neden olarak Ramazan Ayı’nda kilo vermekten çok, kilo alımına yol açtığına işaret eden Karakuş, bunun en önemli sebeplerinden birinin sahur öğününü atlamak olduğunu dile getirdi.

Metabolizmayı hızlandırmak için önerilerde bulunan Karakuş, "İftar ve sahur arasında düzenli aralıklarla besin tüketimine devam edilmelidir. Sahur öğününü yaptıktan hemen sonra uyumak, kilo alımına sebep olur. Sahur öğününü yaptıktan en az 30-40 dakika sonra uyumaya özen gösterilmelidir. İftarda hem sindirim hem de doygunluk hissine ulaşmak için hızlı değil yavaş yemeye çalışılmalı ve mutlaka iyi çiğnenmelidir. İftariyelikler genelde yüksek yağ içerir, bu sebeple oruç; su, 1-2 hurma veya 1-2 zeytin ile açılmaya özen gösterilmelidir. Yemeklerin suyunu tüketmemeye çalışın, bu şekilde daha az yağ almış olursunuz” ifadesinde bulundu.

"İftarı Yaptıktan 1,5 - 2 Saat Sonra 30-40 Dakikalık Yürüyüşler Yapabilir"
Son olarak, oruçlu olunan saatlerde çok yoğun bir spor yapılmamasının önerildiğine dikkat çeken Karakuş, “Açlık ve susuzluk durumunda yüksek şiddette yapılan egzersizler; mineral ve su kayıpları, şeker düşüklüğü, halsizlik, baş dönmesi, kalp krizi gibi pek çok sağlık sorununa sebep olabilmektedir. Herhangi bir sağlık sorununuz yoksa iftarı yaptıktan 1,5- 2 saat sonra 30-40 dakikalık yürüyüşler yapabilir veya evde yapabilecek egzersizlere yönelebilirsiniz” tavsiyesinde bulundu.

Haber: Ö.YILMAZ