Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, Öncü Haber mikrofonlarına özel açıklamalarda bulundu.

“Bölgenin ihtiyaçlarına göre alanlar oluşturmaya çalışıyoruz”
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 1997 yılından bu yana genel cerrahi alanında hizmet verildiğini kaydeden Pehlivan, Genel Cerrahi Anabilim Dalı alanında yürütülen faaliyetlerle ilgili şöyle konuştu:

“Genel cerrahide bu kadar uzun süredir varız. Bölgemizdeki çoğu ameliyatın ilklerini yapmak bize nasip oldu. Genel Cerrahi Anabilim Dalı başkanlığını son 4 yıldır ben yürütmekteyim. Kendimce yeni bir vizyon oluşturdum. Genç arkadaşlarımızı da kadromuza kattık.

Bölgenin ihtiyaçlarına göre alanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Bunlardan birisi kısa vadede beklentileri karşılayamayabiliriz ama hedef olarak bölgedeki OSB’lerin yoğunluğu ve çevreye bakacak olursak özellikle yaralanmalarda ve yaralanma sorunu yaşayan özellikle şeker hastalarında görülen diyabetik ayak dediğimi kötü ve insanların uzak durmaya çalıştığı alanları biz sahiplenmeye çalışıyoruz. Bir yara bakım ünitesi planlıyoruz. Sorunlu yaraları devralıyoruz. Güncel, tıbbi ve girişimsel yöntemlerle sorunları ele almaya çalışıyoruz. Tiroit cerrahisinde Türkiye’nin en iyi merkezlerinde ne yapılıyorsa burada da onu yapabilecek nitelikteki organizasyonumuz var. Bu anlamda en az benim kadar Düzce’de bulunan Emin Gürleyik hocanın katkısı var. Yeni alanlar oluşturarak, cerrahinin güncelini takip ederek  gitmeye çalışıyoruz. Yapabildiklerimiz var, yapamadıklarımız var. Yapamadıklarımızla ilgili yine yapmaya gayret etmeye çalışıyoruz.”

“Onkolojik işlemlerin yürümesi adına bayağı mesafe almış durumdayız”
Pehlivan, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanser tedavisine ilişkin cerrahi müdahale ile kemoterapinin yapıldığını ancak radyasyon (ışın) onkoloji merkezinin bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Bir kere eskiden bulunduğumuz yerde değiliz onkolojik açıdan. Çok büyük bir şans burada onkolog ve hemotolog bir meslektaş arkadaşımız var. Bu iki alanı yürüten iki bilim insanı ile birlikte çalışıyoruz. Çok büyük katkıları oluyor ameliyat sonrası kemoterapi planlaması ve uygulamasında. Bu eksiğimizi son yıllarda tamamladık diyebiliriz. Cerrahi alanında biz de elimizden gelen katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Düzce’mizin eksiği radyasyon onkolojisinin olmaması. Yani ışın tedavisinin yapılamıyor olması. Aslında orada da biz cerrahisi ve kemoterapisini yapıyoruz, ışın gerektiren belli bir hasta grubu var. Genel cerrahi için özellikle meme tümörü ve kalın bağırsak tümörü ameliyatlarından önce ışın tedavisi öngörülebiliyor ağırlıklı olarak. Bunları da çevredeki merkezlerden destek alarak yürüyoruz. Bölgede onkolojik işlemlerin yürümesi adına bence bayağı mesafe almış durumdayız. Onkoloji eksikliği bence eski bilgi.”

Yeni bir binaya geçiyoruz. Orada kapasitesi artmış kemoterapi ünitemiz olacak. Gündüz kemoterapi ünitemizi şimdikinin 2-3 katı düzeyde kemoterapi sayısını artırarak faaliyete geçireceğiz önümüzdeki çok kısa bir periyot içerisinde. Eğer hayata geçerse daha fazla hastayı kemoterapi anlamında kabul etme fırsatımız olacak. Onkolojideki eksikliğimiz 10 sene öncesindeki gibi değil. Buranın tarihini bilen birisi olarak söylüyorum. Işın tedavisinin verilebiliyor olması bir durumdur. Orada da belki daha önce atılması gereken adımlarda da bir strateji farklılığından kaynaklı olabilir. O zaman bu alana yatırım yapma imkanı bulunmuyorsa tercih bir diğeri tarafından kullanılmış olabilir. O andaki yönetim vizyonu onu tercih etmiştir. Bu da vizyon olmaz. Sağlık Bakanlığı da aynı bölgede aynı merkezin birkaç tekrarını rantabl görmeyebiliyor. Biz bu işte 10 yıl öncesindeki gibi değiliz. Eksik değiliz, cerrahilerini yapabiliyoruz. Kemoterapilerini yapabiliyoruz.”

“Cazibe merkezi haline getirilmeli”
Son olarak çocuk kalp hastalıkları, çocuk göğüs hastalıkları gibi alanında ihtisaslaşmış uzman doktor sayısının çok az olduğuna dikkat çeken Pehlivan şu ifadelerde bulundu:

“Pediatri Anabilim Dalımızda eksikler için çalıştıklarını biliyorum. Aslında pediatrik endokrin bölgenin yıldızı. Belki bu kadar intikal etmemiş olabilir ama Türkiye’de en fazla insülin pompası takan ikinci merkez durumunda Düzce üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Endokrin Bölümü benim bildiğim kadarıyla. Çok önemli ama belli üst ihtisaslarda çok fazla uzmanı yok o alanların. Buranın bu anlamda cazibe merkezi haline gelip, bu alandaki meslektaşları bünyesine katması buranın yararına olacaktır. Bu konuda çalışıldığına eminin. Zamana bırakmak gerekiyor.”

Haber: Ö. YILMAZ