1947 yılından buyana 3-9 ocak tarihleri verem savaşı eğitimi ve propoganda haftası olarak kutlanıyor.
hafta boyunca, verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesi için etkinlikler düzenleniyor.
Bu amaçla; hafta boyunca sempozyumlar ve konferanslar düzenlenir, okullarda kompozisyon ve resim yarışmaları yapılır, vatandaşa hastalıkla ilgili eğitim verilir, afiş ve broşürler dağıtılır.
Türkiye’de yılda yaklaşık 18 bin yeni verem hastası ortaya çıktı.2007 Yılında Verem Savaşı Dispanserlerine kayıtlı 19.694 verem hastası bulunuyor.Bu hastaların yüzde 63’ü erkek, yüzde 37’si kadın.Hastaların yüzde 70’inde akciğer tüberkülozu varken, yüzde30’unda akciğer dışındaki organlar Lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin tutuluyor.
Hastaların yüzde 37’si 25-44 yaş arasında, yüzde 24’ü 45-64 yaş arasında ve yüzde 23’ü ise 15-24 yaş arasında bulunuyor.
Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş aktif akciğer ve gırtlak veremi olan hastalardır.
Basil hava yolu ile bulaşır.
Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır.
Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır.
Balgam tetkikinde ARB pozitif bulunan ve kavitesi olan hastalar daha fazla basil saçarlar.
Basil kaynağı ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir.
En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur.
Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur.
Verem hastalığının belirtilerine gelince Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi.
Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.
Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir.
Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait semptomlar olabilir.
İki- üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.