1956 yılında Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun önerisi ile Nisan ayının ilk haftası ülkemizde Kanser Savaş Haftası olarak kabul edildi. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun çabaları ile kanser hastanesi, 1956 yılında Ankara’da açıldı.

Kanser hastalığının gerçek nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak çok alkol ve sigara içenlerde, boya işlerinde çalışanlarda, kimyasal maddelerle uğraşanlarda, güneş ve röntgen ışınları altında uzun süre kalanlarda hastalık daha çok görülmektedir

Unutmayalım; kanserin erken belirlenmesi, iyileşmesini çok kolaylaştırır. Bunu dikkate alıp, beslenme şeklimizde yapacağımız ufak bir değişiklikle kanserden korunabiliriz...

İşte bizi kanserden koruyacak altın öğütler...

Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin. Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren 'light' hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin. Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Bol taze sebze ve meyve yiyin. Günde iki diş sarımsak veya 1 baş kuru soğan tüketin.Günde 1–2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin Yeşil ve siyah çay’ı şekersiz olarak tüketin Yağsız et yiyin ve etin üzerindeki yağları temizleyin. Protein ihtiyacını beyaz etlerle, baklagillerden karşılayın. Stresten uzak durun. Düzenli uyuyun.

Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun. D vitamini düzeyinizi yükseltmek için dengeli güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın. Egzersiz yapın. Alkol kullanmayın. İşlenmiş soya ürünü yemeyin.

Yemekleri geleneksel yöntemler buğulama, buharda pişirme yöntemleri ile pişirin. Hızlı pişirme yöntemleri besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen ihtiva eder. Daha çok toprak, cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin.