ABD`de yapılan araştırmaya göre her ülkenin toplam nüfusunun yüzde 20-25`inde hafif ya da ağır şiddette teşhisi konulabilen ruhsal sorun olduğunu ve bunların hemen hemen tamamının tedavi edilebilir özelliğine rağmen ön yargıların bu süreci geciktirmektedir.
Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Bülent Demirbek`i ziyaret eden ABD`nin Cincinnati Üniversitesi Öğretim üyesi Prof Dr. Nasrallah , yaptığı açıklamada, yüzyıllar boyunca akıl hastalıkların tedavisinin olmadığını, oysa günümüzde en ciddi psikiyatrik hastalıklarda bile erken tanı halinde tedavinin gerçekleştirilebileceğini bildirdi.
Nasrallah, ruhsal hastalıkların görülme sıklığının ülkeler arasında önemli değişim göstermediğini, her ülkenin toplam nüfusunun yüzde 20-25`inde tanısı konabilen bir ruhsal sorun olduğunu ifade ederek, ``Bir başka ifadeyle dünyada her 4 kişiden biri ruhsal sorun yaşıyor`` dedi.
Sadece gelir düzeyi düşük toplumlarda kaygı bozukluklarının daha yaygın olduğuna dikkati çeken Nasrallah, şunları söyledi:
``Örneğin, şizofrenlerin oranı ABD, Türkiye ve Bangladeş`te yüzde bir oranında. Yine dünyada her 100 kişiden 4`ünde iki uçlu bozukluk var. Her 100 kişiden 15`i depresyonda. Kaygı bozuklukları ise yüzde 20`leri buluyor. Ancak, ruhsal hastalıklarda ön yargılar, `deli` damgası korkusu halen yaygın. Bu durum batıl inançlarla da özdeşleştiriliyor.``
Nasrallah, dünyadaki yaygın ön yargılara rağmen ABD`de bu konuda önemli mesafe alındığına da işaret ederek, ``ABD`de meşhur kişilerin bile ruhsal sorunlarını açıkça dile getirmeleri model oluyor. Bu yüzden de artık bu tür sorunu olanlar dışlanmıyor, yadırganmıyor, utanç kaynağı da olmuyor`` dedi.