Bir süre önce siyasi arenadaki yerini alan ve Türkiye genelinde teşkilatlanma çalışmalarını büyük ölçüde tamamlayan İYİ Parti’nin Lideri Meral Akşener bugün Düzce’deydi…

Hem partisinin il binasının açılış törenine katılmak hem de vatandaşlarla bir araya gelmek için şehre gelen Akşener’i Düzce’de kalabalık bir topluluk karşıladı. Açılış ve mitingin ardından Öncü Haber ekibinin sorularını yanıtlayan Akşener, ülke ekonomisinden 2019 Seçimleri’ne, Düzce’ye dair tespitlerinden parti olarak hedeflerine kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulundu.

“Mehmetçiğimizin yanındayız, arkasındayız”
İlk olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nce Afrin’de terör unsurlarına yönelik devam eden Zeytin Dalı Harekatı hakkında konuşan İYİ Parti Lideri Meral Akşener şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin zorunlu olduğu bir harekat. Hatta bizim açımızdan biraz da geç kalmış bir harekat. Sadece Fırat’ın batısıyla yeterli olmayacak bir harekat. Doğu’sunu da yani Menbiç için düşünülmesi gereken bir harekat. Ordumuzun, askerimizin, Mehmetçiğimizin elbette şartsız, şurtsuz yanındayız, arkasındayız. Allah onları korusun. Muzaffer eylesin. Zafer nasip etsin ama tabii bu arada da hepsi sağ sağlim ayaklarına taş değmeden geri dönsünler inşallah.”

İYİ Parti’nin 2019 hedefleri
2019 yılında gerçekleştirilecek genel, yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili İYİ Parti’nin hedefini açıklayan Akşener, “Cumhurbaşkanlığını almak. Mecliste iktidarı almak. Yerel seçimlerde de elbette Belediye Başkanlığı için iddialı olmak.” dedi.

“Düzce’de 9 vali değişti, stajlarını burada yapıyorlar”
“Düzce ile ilgili tespitlerinizi paylaşır mısınız?” sorusu üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, şöyle konuştu:
“Düzce’ye çok geldim, gittim. Düzce büyümeye çok müsait, yatırıma çok müsait bir şehrimiz. Özellikle Türkiye’nin her tarafından göç almasının da getirdiği bir saygı şehri. İnsanların birbirine saygı duyduğu, davranışlarından dolayı, kıyafetlerinden dolayı birbirini ittirmediği bir şehir. Çünkü ben de bir göçmen ailesinin kızıyım yani bir kazanda hamur haline getirilir bir büyük ailenin bir parçası olursunuz. Ben Düzce’yi Türkiye’ye örnek bir şehrimiz olarak görüyorum ama mesela ilginç şeyler yaşanıyor. Düzce’de 9 vali değişti, stajlarını burada yapıyorlar. Fındık; Türkiye’nin yüzde 10’u Düzce’den karşılanıyor. Dünya’da fındığın yüzde 70’ini biz üretiyoruz. Burada yanlış politikalar sonucu çiftçi para kazanamıyor. Yatırımlar genelde durduğu için işsizlik artıyor ve Düzce’nin pek çok birçok sıralamada genellikle 40, 42, 43’üncü sıralarında olduğunu görüyoruz. Düzce’nin insanı çok çalışkandır. Tuttuğunu koparır. Yeter ki iş imkanı olsun. Çiftçinin ürettiği ürün Dünya’da satılabilir olsun. Bunlarla ilgili politikalar üretmek gerekiyor. Bu Amerika’yı keşfetmek gibi bir şey de değil.”

“Düzce genellikle değerler üzerinden oy alınan bir şehir”
Akşener, şöyle devam etti:

“Amerikan çiftçisi mazotu bizim paramızla 1.5 TL’ye alıyor, kullanıyor. Bizde 5.2 TL yani 5 TL 200 kuruş. Şimdi böyle bir sistemde yani siz bu mazotu orada teşvik vermezseniz, gübrede teşvik vermezseniz çiftçi nasıl üretecek? 26 bin hektarın 11 bine düştüğü bir Düzce’den bahsediyoruz. Yarısı maaş karşılığı bir işte çalışıyorsa diğer bir yarısı da çiftçilikten geçiniyordu. Çiftçiye para kazandırılması lazım. O nedenle Düzce yatırıma uygun ama genellikle değerler üzerinden oy alınan bir şehir. Yani son dakikaya gelindiğinde belli şeyleri söylediğiniz zaman oy veriliyor ama şimdi İYİ Parti size şöyle bir fayda sağlayacak. Biz kuvvetli bir alternatifiz, merkezde bir partiyiz. Şahsen bana “Din düşmanı” diyemezler. 28 Şubat surata çarpılır. Şahsen bana yani Meral Akşener’in Partisi İYİ Parti iktidar olduğunda “Kızlar artık üniversiteye başörtülü gidemez.” diye bir şey söyleyemezler. Geçmişte yaptıklarımı çarparım suratlarına. Ben sana saygı duyacağım, sen de bana saygı duyacaksın. Biz bunu Düzce’de başarabiliriz. Düzce bunu yapıyor zaten.”

“Bana en fazla “FETÖ”cü dendi, ben de döndüm dedim ki…”
Hakkında yapılan eleştirilere sözü getiren Akşener, şunları kaydetti:

“Benimle ilgili ne söyleyecekler? En fazla “FETÖ’cü” dendi. Ben de döndüm dedim ki “Kardeşim elinizde belge bilgi var da savcılığa götürmüyorsanız suçlusunuz. Bunu iftira olarak atıyorsanız şeref.…z.” Şimdi iki sendir şeref... şeref... geziyorlar. Yani bu iftirayı yapanlar. Bu nedenle başka söyleyecek söz yok. Kuvvetli bir alternatifiz biz. Şimdi hiçbir yerde öyle kolay oy alınamayacak ve ne olacak biliyor musunuz? Şimdi el sallayıp oy alan ağabeyler, vatandaşın dertlerini dinlemek zorunda kalacak. Şimdi siyasetteki rekabet en çok halka yarar. Şimdi düne kadar bu mümkün değildi. Niye? İşte iki grup iki aradan birini seçmek zorundasınız. Bu kayıkçı kavgası üzerinden bir oy verme sistemi vardı. Şimdi ortada bir parti var. Onu deseler tutmaz bunu deseler tutmaz. Böyle olunca kuvvetli bir alternatif bu diyebilecekler ki halkın oyu kayarsa ne yaparız? Halkın dertlerini ben de dinleyeceğim diğerleri de dinleyecek. Bu harika bir şeydir.”

“Düzceliler’den ricada bulunmak istiyorum”
Akşener, son olarak Düzce halkına şöyle seslendi: “İl başkanımız iki milletvekili çıkaracağına dair söz verdi. Düzceliler’den bu konuda ricada bulunmak istiyorum. Bizi izleyin, bakın, yanlışımız varsa söyleyin. Ama değerlendirin. Belediye başkanlığını almak isteğini söyledi burada da aynı şekilde doğru adaylar çıktığında esasında Düzce oy veriyor. 2009 ve 2014’te doğru adaylarla çıkıldığında Düzceli yüzde 37 oy vermiş Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayına. Dolayısıyla doğru, dürüst ve iyi çalışan bir sistem kurduğunuzda ve dediğim gibi siyasi rekabet en çok halka yarayacağı için iyi şeyler olacak diye düşünüyorum. Düzceliler’e saygımı iletiyorum.”

Haber: C. ÜSTÜNER