Saadet Partisi İl Başkanı Birkan Mertol, bugün basının karşısına geçti ve ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. İlk olarak 101 gün IŞİD'in rehin tuttuğu konsolosluk çalışanları ile ilgili görüşlerini aktaran Mertol hükümeti hedef aldı ve “Bizzat kendi milletvekillerinin dediği gibi; “IŞİD, CIA’nin Truva Atı’dır. İŞİD operasyonuna Türkiye’nin katılmama gerekçelerinden biri rehinelerdi. Bu kritik süreçte serbest bırakılmaları, CIA’nin bir hamlesidir. Kurtarma operasyonu çatışmasız, başarıyla sonuçlanıyorsa, CIA operasyona engel olmadı.” deyip kafaları karıştırmayacağız. Bugün biz bu süreçle ilgili bu soruların hiç birini sormayalım. Ama Hükümet olarak siz de, Musul’da ortaya koyduğunuz basiretsizliği, “Bir Kahramanlık Hikâyesi”ne dönüştürmeye kalkışmayın! 101 gün önce sebep olduğunuz aymazlığı, bugün “Bir Zafer Bayramı” gibi yutturmaya kalkışmayın. Sizin yüzünüzden, 101 gün boyunca her türlü çileye, zulme, zorluğa, göğüs germek zorunda kalmış insanları, iç politika malzemesi yaparak, siyasi rant devşirmeye çalışmayın.” dedi.



Girdiği her yere kan ve gözyaşı getirdi

Gerekçe IŞİD bile olsa batılı operasyona karşı olduklarını bir kez daha vurgulayan SP İl Başkanı Mertol, şunları söyledi:

“Üzerine basa basa tekraren söylüyorum, bu gelişme, gerekçesi IŞİD bile olsa İslam dünyasına yönelik Batılı bir müdahalenin bahanesi yapılmamalıdır. Çünkü Batı, barış adına girdiği her yere savaş getirmiştir. Huzur adına girdiği her yere kan ve gözyaşı getirmiştir. Özgürlük adına girdiği her coğrafyaya zulüm ve esaret getirmiştir. Bundan 11 yıl önce Irak’ı Saddam gibi bir diktatörden kurtarıp Irak’a demokrasi, Irak halkına özgürlük getirecekti. Tam tersi oldu. Irak üçe bölündü. 1,5-2 milyon insan hayatını kaybetti. 5 milyon insan mülteci hayatı yaşamaya mahkûm edildi.”

 



Asıl mesele Büyük İsrail Projesi


“Yaşadığımız olayların hiçbirisi tesadüfî olaylar değildir.” diyen Mertol, nihai hedefin Türkiye’nin parçalanması olduğunu söyledi:

Mertol, "Hepsi büyük bir planın parçasıdır. Asıl plan Büyük İsrail Projesi'dir. İslam ümmeti, “Kürt, Türk, Şii, Sunni, Arap, Acem” denilerek, her türlü etnik ve mezhebi farklılıklar tahrik edilerek birbirine düşürülüyor. Böylece, bölgemizde adım adım Büyük İsrail Projesi uygulanıyor. Çünkü Büyük İsrail’in kurulabilmesi için, çevresindeki bütün ülkelerin daha da küçültülmesi ve daha da parçalanması gerekiyor. Nihai hedef ise hiç şüphe yok ki Türkiye’dir. Türkiye’nin parçalanmasıdır.” iddiasında bulundu.

Lafla peynir gemisi yürümüyor

Amerika, Avrupa ve İsrail’in ipiyle kuyuya inilmeyeceğini öne süren Mertol, son olarak şunları kaydetti:

“Türkiye gerekçesi ve bahanesi ne olursa olsun NATO merkezli bir koalisyonda kesinlikle yer alamaz, almamalıdır. Çünkü Amerika ve Batı, koalisyon ortağı değil, ateşin içine sokacağı bir tahta maşa arıyor. Türkiye maşa olmamalıdır, olamaz. Açık söylüyorum, Yaşadığımız bu süreçte Türkiye bir karar arifesindedir. ABD’ye, uydu mu olacak, yoksa İslam dünyasına öncü mü olacak? Zalimlere payanda mı olacak, yoksa mazlumlara rehber mi tutacak? Ateş, kelimenin tam anlamıyla kapımıza dayanmıştır. Öyle lafla peynir gemisi yürümüyor. ‘Yeni’ demekle ‘yeni olunmuyor’ Yeni bir geleceği 1071’de Alparslan gibi olanlar kurabilir. Yeni bir geleceği 1453’de Fatih gibi olanlar kurabilir. Yeni bir geleceği, ‘Bana ne Amerika’dan, bana ne Amerika’dan’ diyenler kurabilir.”

 

Haber: C. Üstüner