Devletin bölgeye hâkim olmadığını söyleyen Yılmaz “ Ne zaman terörün artık bitme noktasına geldiği ifade edilse, terör örgütü misli ile karşılık vermekte aynı anda farklı yerlere terör eylemleri koyabilmektedir. Öte yandan devletin varlığını gösteremediği bir yerde ve eline silah alıp devlete meydan okuyanın başının ezilmediği yerde siz sokaktaki adama: “Neden örgüte teslim oluyorsunuz? Neden devlete karşı oluşumlara destek oluyorsunuz?” diyemezsiniz. Sınır dışındaki Kandille uğraşıp içerideki onlarca Kandil’i ve terör kamplarını göz ardı eder ya da oraları yerle bir edemezseniz, aynı sahneleri sürekli yaşarız. Görülüyor ki devlet orada asgari güvenliği dahi sağlayamıyor. Bölge ve bölge halkı terör örgütün insafına terk edilmiş durumda. “Devlet elinde imkân olduğu halde neleri yapmıyor?” sorusunu bu ülkeyi yönetenlere yıllardır soruyoruz. Devletin gerekli olan; etkin psikolojik, sosyal, ekonomik, istihbari, inzibati ve askeri tedbirleri acilen tatbik etmekte yetersiz ve hatta acz içerisinde bulunması üzücüdür. “dedi.


“Vakit; kesin kararlı, tavizsiz, mutlak caydırıcı tavır alma vaktidir.” Diyen Yılmaz sözlerine şu şekilde devam etti:

“Terörü besleyen ne kadar kuvvetli damar varsa kesip atılmalıdır. Büyük Türk Milletine çağrım şudur: Ülkeyi yönetenler bir türlü gaflet uykusundan uyanmıyorlar. Sürekli aynı hatalar aynı teselli ve kararlılık sözleri tekrarlanıp duruyor. Bu ülkeyi yönetenlerin vaziyet etmesini sağlayacak olan, aynı sahneleri yaşamaktan muzdarip olan milletin ta kendisidir. Bu millet kendisini yönetenlere çeki düzen verecek topyekun bir tavır almalıdır. Çünkü geldiğimiz noktada sabır taşı çatlamıştır.”

Haber; S. KAŞKIR