Yerel seçimler öncesinde parti temsilcilerinin Düzce’ye ziyaretleri devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Emine Gülizar Emecan ile Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen de ziyaretler kapsamında Düzce il teşkilatına gitti.

“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyoruz”

Partide açıklamalarda bulunan CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclis Üyesi Emine Gülizar Emecen ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıya değinerek şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye üreten bir ülke onumundaydı. 16 yıldır üreten değil tüketen bir ülke haline geldik. Bunu yine üreten toplum haline getirmemiz gerekiyor. Biz bunu yıllardır söylüyoruz ancak Cumhurbaşkanı bunu çok cılız bir sesle kriz patladıktan sonra üretim üretim diyerek söyleyebildi. Maalesef çok gecikmiş bir söylem ama zararın neresinden dönersek kardır diyerek lütfen artık üretimin desteklenmesi gerektiğini belirtiyoruz. Türkiye, israftan kaçınmalı ve tasarruf yapmalıdır. Tabi ki tasarrufa kamudan başlanmalıdır. Sayın bakanın araçlarla ilgili bir söylemi oldu geçenlerde ve bu olumlu bir gelişmedir. Bunun yanında olumsuz gelişmeler de hala devam ediyor. Sağlık Bakanlığı yıllardır kullandığı tarihi binasını hiç bedelsiz Defterdarlığa bıraktı ve çok büyük bir kira geliriyle başka bir binaya geçtiler. Biz de soruyoruz, sırayı mıydı? Ülke bu kadar ekonomik krizle yıkılırken bina yetmiyordu dersiniz mevcut binayı idareli bir şekilde kullanmaya devam edersiniz. Dönem idare etme dönemi değil midir? Kriz dönemleri tasarruf dönemleri değil midir? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyoruz.”

“Yeni emirleri Katar’dan mı alacaksın?”

Konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da cevaplaması için sorular yönelten Emecan şöyle konuştu:
“Tarımı bitir, çiftçiyi borç batağına sürükle, samandan mercimeğe, canlı hayvandan ete kadar tarım ürünlerini ithal et diyen güç güçler miydi soruyoruz. Yandaşlarına Türkiye’nin en büyük ihalelerini dolar endeksli ver, ver ki dolar yükseldikçe daha fazla kazansınlar diyende mi dış güçlerdi diyoruz. Hadi ilaheyi dolarla verdin, yandaşlarına dolarla gelir garantisini de ver diyen dış güçler miydi? Yandaşlarına dolar desteği de verdin peki yandaşlarına sözleşme değeri 123 milyar dolar olan proje değerlerine devleti kefil et diyen dış güçler miydi? Döviz geliri olmayan şirketlere döviz cinsinden borçlanmalarına izin ver diyen dış güçler miydi? Geçmişteki üreten ve saygınlığı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sini Londra’daki bir avuç tefeciye teslim eden dış güçler miydi? Merkez Bankası’na müdahale et, bağımsız kurumların bağımsızlıklarını sonlandır, her şeyi sen belirle diyen dış güçler miydi? Haklı olarak borçlu olan emir alır diyordun. Memleket için bu güne kadar emir aldığın dış güçleri açıklayacak mısın? Geldiğimiz noktada artık Londra’daki tefeciler, faizi yetersiz buldukları ve sana güvenmedikleri için borç vermiyorlar. Şimdi borç almak için Katar’ın kapısını çalmaya ve yalvarmaya başladın, yeni emirleri Katar’dan mı alacaksın? Soruyoruz ve soruların yanıtlarını da içinde barındırdığını düşünüyoruz.”

“Paramız eriyor, fakirleştik”

Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ise yaptığı açıklamada şu şekilde konuştu:
“2014’ten beri ısrar edilen yeni hükümet sistemi ekonomide en derin krizi hazırlamıştır. Sistem değiştirmek uğruna yapısal reformlar ertelenmiş, özel sektör boşluğu çözülmemiş, devlette israf artmış, kurumların riyakatı çökmüştür. Paramız eriyor, fakirleştik. 2018’in ilk 3 ayında milli gelir 882 milyar dolardan şuan kur nedeniyle 485 milyar dolara geriledi. Kişi başına gelir 8 ayda 10 bin 924 dolardan 6 bin dolara düştü. Devlette kayırmacılık, israf ve yoksulluk prim yaptı. Hesap vermek rafa kalktı. Üretim yerine tüketim ekonomisi egemen oldu. Tarım sektörü 2.çeyrekte yüzde 1 buçuk daraldı. Sıcak para girdiği gibi hızla çıktı. Borç ödemeleri zorlaştı.”

Haber: M. AYDIN