MHP İl Başkanı Abdullah Danışmaz, AK Parti İl başkanı Metin Kaşıkoğlu'nun muhalefet partilerinin eleştiren açıklamalarına ateş püskürdü. Kaşıkoğlu'nu kullandığı usluptan ötürü eleştiren Danışmaz, Ak Parti İl başkanın şımarıkça bir tavır sergilediğini savundu.

Dilini Koparırız

Siyasi parti il başkanları üsluplarına dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Danışmaz, “Yapamadıklarının altında ezilmiş bir il başkanı olarak muhalefete sataşması ne kadar aciz beceriksiz olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar sessiz kaldık. Bu sessizlik Düzce'nin sahipsiz olduğu anlamına gelmesin. Milletvekillerinin “biz çalışmak istiyoruz ama muhalefet partileri bize rahat vermiyor” demesinden dolayı sesimizi çıkarmadık. İktidar partisi il başkanı biraz daha saygın eleştiri yapmasını tavsiye ediyorum. Belediye başkan adaylarımızla görüşmeler yapıyoruz. Sıkıntımız yok. Bunu çıkıp söylemesi vatandaşın ona verdiği oydan dolayı şımarıkça bir davranış. Kendi üslubuna uygun olduğu için hoşgörü ile karşılıyoruz. Vatandaşımız gereken cevabı zamanı geldiğinde verecektir. Bizim belediye başkanları ile ilgili sıkıntımız yok. Bütün ilçelerde belediye başkanları ile görüşüyoruz. Doğru olanı doğru zamanda aday göstermek adına sessiz ve derinden gidiyoruz. İktidar partisi il başkanı gibi her gün ekran başında şovmenlik yapmıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi AKP gibi dün kurulan bir parti değildir. 44 yıllık geçmişi ve ilkesi olan partidir. Mhp küçük görmeye kimsenin hakkı yoktur, kendilerinde bunu hak görenlerinde dilini koparırız.”diye konuştu.

Düzce'de muhalefet boşluğu var

Düzce'de bugüne kadar muhalefet boşluğu olduğu yönünde öz eleştiride bulunan Danışmaz, bugüne kadar sessiz kaldıklarını ancak bundan sonra il başkanı ve milletvekillerinin muhalefetin nasıl olduğunu göstereceklerini belirtti.

Danışmaz, “ Düzce'de muhalefet boşluğu var. Geçenlerde bana yaptığı benzetme olan ispenç tavuğu gibi sabahtan akşama kadar bir şey söylediğimizde rahatsız oluyorlar. Doğrularımızı söylediğimizde iktidar partisi il başkanı, milletvekilleri anormal bir şekilde rahatsızlık ve huzursuzluk hissediyorlar. Biz biraz beklemek istedik.. bizi engelliyorlar gibi bir kılıfın altına sığınmaları için geri çekildik. Bundan sonra Düzce'de muhalefet nasıl olur, iktidar partisi il başkanı ve milletvekillerine göstereceğiz. millete karşı ekranlarda şovmenlik yapmaktan başka yapılan hiçbir şey yok. “dedi.

MHP olarak konuşma yapmadık

Danışmaz, Metin Kaşıkoğlu'nun MHP'nin TSO odasına siyaseti bulaştırdığı yönündeki iddialara da cevap verdi.

Danışmaz, “TSO ile ilgili çalışmalarda biz ekip arkadaşlarımızla gerekli çalışmaları yaptık. Benim şirketim kendi meslek komitesinde aday olarak giriyor. Bunun olması kadar doğal bir şey yok. Tüm esnaf ve sanayiciler seçme seçilme hakkına sahipler. Buna ne Akp il başkanı ya da başkasının sen aday olabilirsin ya da olamazsın demesi saygısızlık ve seçilme hakkı olanlara hakarettir. Eğer AKP gibi “adayımız Fahri Çakır'dır” diyerek sadece Ak partili iş adamlarını biraraya getirerek ele geçirme politikasında olsak haklıdır. Biz TSO odasını şekillendirirken Düzce'ye saygın bir oda olması adına çalışma yaptık. Siyaseti ön plana koymadık ve MHP olarak konuşma yapmadık. Siyasi görüşün ne olursa olsun bize yakışmıyor. Bundan müteessir değiliz, üzgünde değiliz. Oraya kayıtlı olan esnaf ve işadamlarının görüşüne kimse ipotek koyamaz.”şeklinde konuştu.

Danışmaz ayrıca Düzce'de son günlerde sıklaştırılan radar uygulamasına da değindi. Emniyet müdürlüğünün hız tabelalarını olmadığı bölgelerde radar uygulaması yapmasını uygun olmadığını savunurken, hükümetin dar boğazda olan vatandaşın cebindeki son paraya göz diktiğini öne sürdü.

Vatandaşı yoksulluğa itmekte

“Ülke genelinde tüm esnafın ve iş adamlarının çekmiş olduğu ekonomik sıkıntılar, vatandaşları dar boğaza getirmesine faturalarını ödeyememe durumuna gelmesine rağmen vatandaşların önünü açmak yerine Düzce'de merkezdeki caddelerde 18 saat radar uygulamasıyla canını yakmaktadır. Trafik komisyonu ve emniyet genel müdürlüğünün Düzce'de radar uygulaması yaptığı caddelerde hız sınırını gösteren tabelalar yerleştirmesi gerekiyor. Hız sınırı göstermeyen cadde ve sokaklarda radar uygulaması usule uygun değildir. 24 saatin 18 saati radar uygulaması demek bu insanları canından bezdirmek demek. Hükümet sinekten nasıl yağ çıkarırım hesabını yaparken, vatandaşın boğazını sıka sıka trafikten nasıl para koparırım anlayışı ile radar uygulaması başlattı. Vatandaş nasıl ekmek getirebilirim hesabındayken peşinizden 350, 400 lira radar cezaları geliyor. 750 lira asgari ücret olan ülkede 2 kez radara takıldığında askeri ücret kadar ediyor. Milletvekillerinin bu konuya biraz daha duyarlı olmalı. Yeter artık her gün benzine, tüpe, gaza zam. Bu yetmiyormuş gibi radar uygulamasıyla vatandaşın cebindeki son parayı da alarak tamamıyla yoksulluğa itmektedir. Milletvekilleri derhal el atıp uygulamayı düzeltmesi gerekir.”

Haber: S. KAŞKIR